“Neden Kilo Veremiyorum?” Diyenlere!

“Neden Kilo Veremiyorum?” diyenlerden misiniz? Hepimizin bildiği gibi obezite kanserle yakından ilişkilidir ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından en tehlikeli 10 hastalıktan biri olarak listelenmiştir. Teknoloji ilerledikçe insan hayatını kolaylaştıran hareketsiz yaşam kilo vermeyi engelleyen şeylerden biri olsa da, obeziteye katkıda bulunan pek çok faktör vardır.

Genetik yapının yanı sıra kültür, çevresel faktörler, beslenme ve egzersiz alışkanlıklarındaki olumsuz değişiklikler de genel popülasyonda obezite oranlarını artırabilir. Obezite, yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen vücut yağ kitlesinin aşırı artması ile karakterize olup, ülkemizde son 30-35 yıldır yaygın olarak görülen ve birçok kronik hastalığa yol açan bir hastalıktır. Ancak diyet ve egzersize rağmen kilo veremiyorsanız altta yatan neden araştırılmalıdır. Kilo vermeyi zorlaştıran birçok faktör vardır.

“Neden Kilo Veremiyorum” Sorusunun Cevabı

Peri-Menopoz ve Menopoz

Pek çok kadın menopozla birlikte kilo almanın kaçınılmaz olduğunu düşünür. Neyse ki durum böyle değildir. Östrojen, progesteron ve testosteron gibi seks hormonlarının seviyelerinin düşmesi açlık hormonlarında, metabolizmada değişikliklere ve kas kütlesinde azalmaya yol açabilir ve kontrol edilmezse kadınları kilo almaya yatkın hale getirebilir, ancak bununla mücadele etmek mümkündür. Dikkatli analiz ve doğru teşhis ile bu dengesizlikleri düzeltebilir ve orta yaş kilo alımını önleyebiliriz.

İnsülin Direnci

İnsülin, kan şekerinin kan dolaşımından çıkıp enerji kullanımı için hücrelere girmesinden sorumlu hormondur. Yüksek seviyelerde kan glikozuna yanıt olarak yüksek seviyelerde insülin olduğunda, zamanla vücut hücreleri insüline dirençli hale gelebilir ve glikoz hücrelere giremez. Glikoz daha sonra kanda birikir. Dolaşımdaki bu ekstra glikoz daha sonra vücutta yağ olarak depolanır.

Hipotiroidizm

İstenmeyen kilo alımı ve soğuk intoleransı, hipotiroidizmin ayırt edici semptomlarından bazıları olabilir. Tiroid, vücudun homeostaz düzenlemesinden ve özellikle de metabolizmanın düzenlenmesinden sorumludur. Hipotiroidizmde olduğu gibi tiroid az aktif olduğunda, metabolizma yavaşlar. Bu durum kasıtsız kilo alımına ve kilo vermede zorluğa yol açabilir.

Kötü Bağırsak Sendromları

Sağlıklı bir bağırsak mikrobiyomunun önemini ortaya çıkaran araştırmalar giderek artıyor. Bağırsak mikrobiyomunun vücudun metabolizması ve bağışıklık sistemi, nörolojik ve hormon fonksiyonlarında çok önemli bir rol oynayabileceği ortaya çıkmıştır. Son araştırmalar, mevcut bağırsak florasının türünün obezite seviyeleri üzerinde doğrudan bir etkiye sahip olabileceğini göstermiştir. Bir çalışmada, zayıf bir bireyden alınan bağırsak florası ve obez bir bireyden alınan bağırsak florası steril farelere nakledilmiştir. Zayıf floranın nakledildiği fareler zayıf ve sağlıklı bir kiloda kalmıştır.

Kronik Stres

Aşırı stresli ya da duygu durum bozukluğu olan kişilerde genellikle kortizol adı verilen stres hormonu daha yüksek seviyelerde bulunur. Kortizol, metabolizmanın düzenlenmesinde çok önemli bir rol oynayan bir hormondur. Sürekli stres zamanlarında olduğu gibi kontrol edilmediğinde, tuzlu veya tatlı yiyeceklere olan isteğin artmasına, özellikle orta bölüm çevresinde istenmeyen kilo alımına ve kas kütlesinin azalmasına yol açan testosteron üretiminin azalmasına neden olur. Bu da kilo alma döngüsüyle sonuçlanan mükemmel bir fırtına yaratır.