Kurban İle İlgili Ayet ve Hadisler!

Kurban İle İlgili Ayet ve Hadisler! Kurban, İslam’da hem kalbi hem de ruhu ısıtan özel bir ibadet. Allah’a yakınlaşmak, O’na teslim olmak ve çevremizle paylaşmak için eşsiz bir fırsat. Kurban Bayramı ise bu güzel ibadetin hayat bulduğu, sevdiklerimizle bir araya geldiğimiz, yüzlerin güldüğü o sıcacık günler!
Zilhicce ayının 10, 11 ve 12. günlerinde kutladığımız bu bayram, Hz. İbrahim’in Allah’a olan muazzam bağlılığını ve fedakârlığını hatırlatıyor. Hani şu içimizi titreten Hz. İsmail kıssası var ya, işte kurban, o teslimiyetin bir yansıması. Kurban kesmek sadece bir hayvanı kesmek değil; Allah’ın rızasını kazanmak için niyet etmek, sonra da o bereketi ihtiyaç sahipleriyle, komşularla, akrabalarla paylaşmak demek.
Bayram, bu paylaşmayla daha bir güzel, daha bir anlamlı oluyor. Peki, bu ibadetin inceliklerini, ruhunu ve nasıl yapılması gerektiğini nereden öğreniyoruz? Tabii ki Kur’an-ı Kerim’den ve Hz. Peygamber’in (s.a.v.) hadislerinden! Bu ayetler ve hadisler, kurbanın neden bu kadar özel olduğunu, samimiyetle yapıldığında nasıl bir güzellik kattığını bize anlatıyor. Gelin, aşağıda bu ayet ve hadislerle kurbanın manevi dünyasına biraz daha yakından bakalım.
İlginizi çekebilir: Yazılı ve Resimli Kurban Bayramı Mesajları
Kurban İle İlgili Ayet ve Hadisler
Kurban ibadetinin anlamını ve nasıl yapılacağını daha iyi anlamak için Kur’an-ı Kerim’deki ayetler ve Hz. Peygamber’in (s.a.v.) hadisleri bize yol gösteriyor. Gelin, bu ayet ve hadislerle kurbanın manevi derinliğine birlikte göz atalım. İşte kurban ile ilgili ayet ve hadisler.
Kurban İle İlgili Ayetler
“Haccı ve umreyi Allah için tam yapın. Eğer (bunlardan) alıkonursanız kolayınıza gelen kurbanı gönderin. Kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. Sizden her kim hasta olursa yahut başından bir rahatsızlığı varsa, oruç, sadaka veya kurban olmak üzere fidye gerekir. (Hac yolculuğu için) emin olduğunuz vakit kim hac günlerine kadar umre ile faydalanmak isterse, kolayına gelen bir kurban kesmek gerekir. Kurban kesmeyen kimse hac günlerinde memleketine döndüğü zaman yedi olmak üzere oruç tutar ki, hepsi tam on gündür. bu söylenenler, ailesi Mescid-i Haram civarında oturmayanlar içindir. Allah’tan korkun. Biliniz ki Allah’ın vereceği ceza ağırdı.” (Bakara 196)
“Ey iman edenler! İhramlı iken (karada) av hayvanı öldürmeyin. Kim (ihramlı iken) onu kasten öldürürse (kendisine) bir ceza vardır. (Bu ceza), Kâ’be’ye ulaştırılmak üzere, öldürdüğünün dengi olup, içinizden iki âdil kimsenin takdir edeceği bir kurbanlık hayvan; veya yoksulları yedirmek suretiyle keffaret; yahut onun dengi oruç tutmaktır. (Bu) yaptığı işin kötü sonucunu tatması içindir. Allah, geçmiştekileri affetmiştir. Fakat kim bir daha böyle yaparsa, Allah ondan intikam alır. Allah, mutlak güç sahibidir, intikam sahibidir.”(Maide 95)
“Allah; Kabe’yi, o saygıdeğer evi, haram ayı, hac kurbanını ve (bu kurbanlara takılı) gerdanlıkları insanlar(ın din ve dünyaları) için ayakta kalma (ve canlanma) sebebi kıldı. Bunlar, göklerde ve yerde ne varsa hepsini Allah’ın bildiğini ve Allah’ın (zaten) her şeyi hakkıyla bilmekte olduğunu bilmeniz içindir.”(Maide 97)
“Onlara, Adem’in iki oğlunun haberini, gerçek olarak anlat: Hani birer kurban takdim etmişlerdir de birinden kabul edilmiş, diğerinden ise kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul etmeyen kardeş, kıskançlık yüzünden), ‘And olsun seni öldüreceğim’ dedi. Diğeri de ‘Allah ancak takva sahiplerinden kabul eder’ dedi. (Maide 27)
“De ki: Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir.”(En’am 162)
“Sizin için onlarda belli bir zamana kadar birtakım yararlar vardır. Sonra da kurbanlık olarak varacakları yer Beyt-i Atik (Kâbe)’dir.”(Hac 33)
“Her ümmet için, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye kurban kesmeyi meşru kıldık. İşte sizin ilâhınız bir tek ilâhtır. Şu hâlde yalnız O’na teslim olun. Alçak gönüllüleri müjdele!”(Hac 34)
“Kurbanlık büyük baş hayvanları da sizin için Allah’ın dininin nişanelerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır. Onlar saf saf sıralanmış dururken (kurban edeceğinizde) üzerlerine Allah’ın adını anın. Yanları üzerlerine düşüp canları çıkınca onlardan siz de yiyin, istemeyen fakire de istemek zorunda kalan fakire de yedirin. Şükredesiniz diye onları böylece sizin hizmetinize verdik.”(Hac 36)
“Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Fakat O’na sizin takvanız (Allah’a karşı gelmekten sakınmanız) ulaşır. Böylece onları sizin hizmetinize verdi ki, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah’ı büyük tanıyasınız. İyilik edenleri müjdele.”(Hac 37)
“Biz, (İbrahim’e) büyük bir kurbanlık vererek onu (İsmail’i) kurtardık.”(Saffat 107)
“Şimdi sen Rabbine kulluk et ve kurban kes.” (Kevser 2)
“Onlar, inkâr edenler ve sizi Mescid-i Haram’ı ziyaretten ve (ibadet amacıyla) bekletilen kurbanlıkları yerlerine ulaşmaktan alıkoyanlardır. Eğer, oradaki henüz tanımadığınız inanmış erkeklerle, inanmış kadınları bilmeyerek ezmeniz ve böylece size bir eziyet gelecek olmasaydı (Allah, Mekke’ye girmenize izin verirdi). Allah, dilediğini rahmetine koymak için böyle yapmıştır. Eğer, inananlarla inkârcılar birbirinden ayrılmış olsalardı, onlardan inkâr edenleri elem dolu bir azaba uğratırdık.” (Fetih25)
Kurban İle İlgili Hadisler
Âişe (r.a)’dan rivayet edildiğine göre; Resulullah (S.A.V) şöyle buyurmuştur: “Ademoğlu kurban kesme gününde Allah katında kan akıtmaktan daha sevimli bir amel işlememiştir. O kurban, kıyamet günü boynuzları, kılları ve tırnaklarıyla gelecektir. Kurbanın kanı yere düşmeden önce Allah katında hemen kabul olunur. Bu sebeple kestiğiniz kurbanlardan dolayı sıkıntı değil gönlünüz hoş olsun.”(İbn Mâce, Edahi:3)
Hz. Aişe’nin (r.a) rivayetinde Abdullah bin Vakid şöyle anlatır: Hz. Peygamber (S.A.V); kurbanların etlerini üç günden sonraya (bırakıp) yemeyi yasaklamıştır. Abdullah bin Ebu Bekr de: Bu hususu Amre’ye andım o da bana Abdullah bin Vakid doğru söylemiştir. Ben Hz. Aişe’yi şöyle derken duydum: Resulullah zamanında bedeviden birçok kişi Kurban Bayramına yakın Medine’ye doğru yavaş yavaş yürüyüp geldiler. Bunu gören Resulullah “kurban etlerini üç gün tutabilirsiniz sonra kalanı dağıtınız” buyurdu. Bu yılı takip eden yılda sahabeler “ey Allah’ın Resulü birtakım insanlar kurbanlarından kaplar dolusu erzak ediniyorlar, kurban etlerinden yağ eritip biriktiriyorlar” dediler. Resulullah: “İyi de bunu bana niçin söylüyorsunuz?” buyurdu. “Sahabeler geçen sene kurban etlerinin üç günden sonra yenilmesini yasaklamıştın da ondan soruyoruz” dediler. Resulullah: “Ben o zaman ancak kütleler halinde yavaş yavaş akın edip gelen fakir bedeviden dolayı yasaklamıştım, şimdi kurban etlerinizi yiyiniz, biriktiriniz ve tasadduk ediniz” buyurdu. (Müslim)
Enes (r.a) şöyle rivayet etmiştir; Resulullah (S.A.V) kurbanın birinci günü:
“Her kim namazdan evvel kurbanını kesmiş ise iade etsin” buyurdu. Bunun üzerine birisi kalkıp: “Ey Allah’ın Resulü! Bu, et yeme arzu edilen bir gündür” dedi. Komşularının ihtiyacından bahsetti. Bunun üzerine Hz. Peygamber kendisini tasdik eder gibi oldu. O kişi: “Bende bir oğlak vardır ki bence et için kesilen iki koyundan daha iyidir. Onu (kurban olarak) keseyim mi?” diye sordu. Hz. Peygamber da ona müsaade etti. Ben onun aldığı bu müsaadenin başkasına ulaşıp ulaşmadığını bilmiyorum. Hz. Peygamber iki koç kesti. Ardından insanlar küçük bir koyun sürüsüne doğru gidip sürüyü aralarında taksim ettiler yahut parçalara ayırdılar. (Müslim)
“Resulullah (S.A.V), Ramazan Bayramı namazına bir şeyler yemeden çıkmazdı. Kurban Bayramı’nda ise, namazdan dönünceye kadar bir şey yemezdi.” (Büreyde, Kütüb’ ü Sitte: 3048)
“Resulullah (S.A.V) buyurdular ki: “Allah indinde günlerin en büyüğü Kurban Bayramının olduğu gündür. Bunu, fazilette nefr günü takip eder.”(Abdullah İbnu Kurt, Kütüb’ü Sitte: 4561 )
Berâ bin Azib (r.a)’dan rivayet edildiğine göre; Resulullah (S.A.V) şöyle buyurmuştur: ”Topal hayvan, tek gözlü hayvan, hastalığı belli olan hayvan, zayıf ve cılız hayvan kurban edilmez.” (Ebu Dâvud, Dahaya:5)(İbn Mâce, Edahi:8)
Ebu Hureyre (r.a) şöyle anlatmaktadır: Resulullah (S.A.V): “İslâm’da fera ve atire yoktur” buyurdu. Ravi İbn Rafi kendi rivayetinde: Fera, hayvanın doğurduğu ilk yavrulardır. “Cahiliye devrinde müşrikler bu ilk yavruları putlarına kurban ederlerdi” izahını eklemiştir. (Müslim)
Kaynak: 1