Tarih

Taburcu Sözcüğünün Anlamı Nedir? İyileştikten Sonra Neden Taburcu Ediliriz?

Hepimiz istemesek de küçük ya da büyük dereceli hastalıklar geçiririz. Kimini aldığımız ufak önlemlerle geçiştirirken kimisi ise uzun yıllara varana dek peşimizi bırakmaz. Soğuk algınlığına yakalandığımızda alternatif yöntemlerle, bitki çayları ile durumumuzu düzeltirken, grip olduğunuzda aile hekimi ya da özel doktorunuzun tavsiyesi ile ilaç tedavisi size iyi gelebilir, daha ileri ve sağlık yönünden sizi tehdit eden hastalıklar için de gerekirse ameliyat yolu açıktır.

Özellikle bu ameliyat gerektiren rahatsızlıklar herkese her zaman korku, endişe vermiştir. “Ameliyat Masası” diye tabir edilen korku ifadesi hepimizin malumu. Ancak her zaman kötü durumların olmadığı iyileşmenin ardından “Taburcu” edildiğimiz zamanlar da oldukça sevindirici zamanlardır.

çan 4

Peki doktorumuzun dudakları arasından dökülen “taburcu” sözcüğünün anlamı nedir? İlk kez kim tarafından ve neden söylenmiştir? Hepsi yazımızda mevcut gelin hep birlikte nedenini öğrenelim.

çan 9

Türk hekimleri herhangi bir nedenle rahatsızlanan hastalarını iyileştirdikten sonra neden “taburcu” ederler de “izinli”, “uygun” gibi sözcükler kullanmazlar, hiç düşündünüz mü? “Taburcu” sözcüğünün oldukça hüzünlü bir öyküsü vardır aslında. İşte o öykü.

çan 6

Çanakkale Savaşı ve 1. Dünya Savaşı döneminde ülkedeki tıp eğitimini sağlayan yalnızca bir grup vardı Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane. Bu kurum öğrencilerini, hocalarını savaşa cepheye yolluyor, eğitime belirli olmayan sürelerle ara vermek zorunda kalıyor, var olan binası ise eksik şartlar gereği hastane olarak kullanılıyordu. Öğrenci ve hocalar yalnıza cephede  savaşmıyorlar, savaşın olmadığı zamanlarda ya da kıdemsiz doktorlar, direniş için bilahare çalışıyorlardı. İzmir işgal edildikten yaklaşık 3 gün sonra 18 Mayıs 1919 tarihinde, okulda hüzünlü ve heyecanlı konuşmaların geçtiği, ve direniş gruplarının örgütlenme çalışmalarının yapıldığı bilinmekteydi.

çan 3

Ülke çapında silah kullanmayı bilen vatansever ve cesur Türk kadın erkek herkes savaş alanındadır. Dönemin şartlarınca kurumsal biçimde bir tek hastane mevcuttur, ülkenin dört bir yanındaki cephelerde doktorlar askerdir, subaydır.  Yaralıların yaraları iyileştirilir, komutanlar hastalarını, askerlerini gezer. Hastanede, cephede, kışlada, çadırda, savaşta, revirde… Doktor subay, iyileşmiş olanlar var ise onları yeniden taburlarına silah altına gönderir “taburcu” eder. Dünya üzerinde başka hiçbir ülkenin hastanesinde, hastalar rahatsızlıkları giderilip iyileştiklerinde ” tabura gönderilmez, taburcu” edilemez. Kimi değerler vardır ki aynı bu şekilde milletin, insanlığın içine ancak böyle bir durumda girer.

çan 7

Söz konusu olan “taburcu” sözcüğü yalnızca hastayı iyileştirirken dudaklardan çıkan bir çift sözden ibaret değil, bin bir zorlukla ve yoklukla mücadele ederken, en zor şartlarda, bir askerin, daha da önemlisi bir insanın hayatını kurtarılmasını sağlayıp ve geri kalan sivil insanların canını savunabilmesi için tekrar taburuna, cepheye yollanmasının tek bir nedeni olabilir o da “memleket sevdası” olarak gösterilebilir. Bu günlerde, bu yıllarda bu özveriyi gösteren öğrenci, hemşire, doktor, asker, subay, komutan, başkomutan… kim varsa hepsine şükran ve minnet borçluyuz.

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu