Pygmalion Etkisi (Kendini Gerçekleştiren Kehanet) Nedir?
Pygmalion Etkisi (Kendini Gerçekleştiren Kehanet) Nedir?
Beklenti etkisi edebiyatta ve psikolojide bir olgudur. “Kendini gerçekleştiren kehanet” veya “Pygmalion etkisi” olarak da bilinen bu olgu; bir kişinin belirli bir süre boyunca başkalarına (özellikle herhangi bir şekilde kendisinden üstün olduğunu düşündüğü kişilere) uygun düşen davranışları olarak açıklanabilir. Beklenti etkileri bilim, mitoloji ve sanatın farklı boyutlarında incelenmiştir. Sosyal psikolojide, beklenen davranışın, gerçekliği olmayan bir duruma ilişkin bir beklenti oluşturma süreciyle tezahür ettiği ve böyle bir durumun gerçeğe dönüştüğü “kendini gerçekleştiren kehanet” teorisi olarak tanımlanır.
Örnek vermek gerekirse bir kişi kendi kehanetini yerine getirir. Olumsuz duygular olumsuz sonuçlar doğurur. 1911’de iki Alman araştırmacının atlar üzerinde yaptığı deneyler bu teoriyi bilimsel bir platforma oturttu. Beklenti etkisinin açıklanmasında insan bilinçaltı büyük rol oynar. “Bir şeyi 40 kere söylersen gerçek olur”, “Birisine 40 kere deli dersen deli olur”, “Aklıma gelen şey başıma geldi.” gibi deyimlerde Pygmalion etkisi için uygundur.
Kendini gerçekleştiren kehanetteki “şeffaflık yanılsaması” terimine göre, kronik anksiyete bozukluğu olan kişiler, başkalarının düşüncelerini ne kadar fark ettiklerini abartmaya daha yatkındır. Örneğin, insanların heyecanınızı fark ettiğini düşünüyorsunuz, bunu düşündüğünüz için kaygı ve heyecanınız artıyor ve kendinize olan güveniniz azalıyor.
Pygmalion Etkisi Deneyleri
Rosenthal ve Jacobson yüzlerce denemede, öğretmenlerin beklentilerinin öğrenci performansı üzerinde önemli bir etkisi olduğunu bulmuşlardır. Grup atamaları tarafsız olmasına rağmen, öğretmen beklentileri yüksek olan gruplardaki öğrenciler daha başarılıdır. Pygmalion etkisi, başarıyı teşvik etme motivasyonu için neyin kötü olabileceğini değil, neyin daha iyi olabileceğini düşündüğümüzü gösteriyor. “Ne ekersen onu biçersin” atasözümüz gibi, bu teori de iyi düşünüp iyi olmanın mesajını vurgular. Tabii ki, birçok olumsuz kullanımı da var. Kötü şeyler düşünmenin ve olumsuz beklentilere sahip olmanın sonucu daha olumsuzdur.
Kendini gerçekleştiren kehanetlerle ilgili önemli deneylerden birisi de Rosenthal’ın 18 öğretmen ve 650 öğrenciyle yaptığı deneydir. California’daki bir ilkokuldaki çocuklara IQ testi yapıldı. Gerçek sonuçlar sadece yetkililer tarafından biliniyor ve test sonuçları çok farklı değildir. Yetkililer çocukları rastgele seçti ve öğretmenlere bu çocukların ortalamanın üzerinde test puanlarına sahip olduklarını ve gelecekte başarılı olabileceklerini söylediler. Ancak seçilen çocuklar orta düzey öğrencilerdir.
Bir yıl sonra öğrencilere bir IQ testi daha uygulandı ve aslında ortalama düzeyde olan ve öğretmenleri tarafından yüksek düzeyde olduğu söylenen öğrencilerin diğer öğrencilere göre daha fazla gelişim gösterdikleri gözlemlendi. Öğretmenlerin özellikle küçük yaşlarda öğrencilerin potansiyellerine ilişkin inançlarının öğrencilerine yönelik davranış ve tutumlarını etkilediği ve çocukları daha başarılı kıldığı gösterilmiştir.