İngilizce Günlük Konuşma Kalıpları!

Mustafa Ersan31 Temmuz 2024

İngilizce günlük konuşma kalıpları, hem profesyonel hem de sosyal hayatta etkili iletişim kurmanın anahtarıdır. Globalleşen dünyada İngilizce, iş dünyasından seyahatlere kadar birçok alanda en yaygın kullanılan dil haline gelmiştir. Bu nedenle, pratik ve doğru İngilizce konuşma becerileri kazanmak büyük önem taşır. Günlük hayatta karşılaşılan durumlar için sık kullanılan İngilizce ifadeleri bilmek, kendinizi daha rahat ve doğru bir şekilde ifade etmenize yardımcı olur.

Aşağıdaki yazılarda İlginizi çekebilir;

Bu yazımızda, İngilizce dilinde sıkça kullanılan günlük konuşma kalıplarını inceleyeceğiz. Selamlaşmadan arkadaş buluşmalarına kadar birçok farklı senaryoda işinize yarayacak bu kalıplar sayesinde, dil becerilerinizi hızla geliştirebilir ve kendinize olan güveninizi artırabilirsiniz. Hadi, İngilizce konuşma yeteneğinizi bir üst seviyeye taşımak için ilk adımı birlikte atalım!

İngilizce Günlük Konuşma Kalıpları

Selamlaşma Kalıpları

Hi there! (Merhaba!)
Hello! (Merhaba!)
Good morning! (Günaydın!)
Good afternoon! (İyi günler!)
Good evening! (İyi akşamlar!)

Nasılsın? (How are you?) Soru Kalıpları

How are you (doing)?: Nasılsın?
How is it going?: Nasıl gidiyor?
Are you doing OK?: Her şey yolunda mı?
How are you feeling?: Nasıl hissediyorsun?

How are you? Nasılsın Sorusuna Verilebilecek Cevaplar

I am fine: İyiyim.
I am OK: İyiyim.
I could be better: Daha iyi olabilirdim.
I am all right: Fena değilim.
So so / not so great: İdare eder/şöyle böyle.
I feel well: İyi hissediyorum.

Tanışma/Tanıştırma Sırasında Kullanılan Kalıplar

Tanıştırma Kalıpları

Let me introduce myself to you: Size kendimi tanıtmama izin verin.
This is my friend, Anna: Bu arakadaşım Anna.
Jake, this is the man I was telling about you: Jake, bu sana bahsettiğim adam.
Alice, this is Mary: Alice, bu Mary.
Have you met before: Daha önceden tanışıyor musunuz?

Tanıştığıma Memnun Oldum Kalıpları:

Nice/Glad/Good to meet you: Tanıştığıma memnun oldum.
How nice to meet you: Sizinle tanışmak ne hoş!
It is a great pleasure to meet you: Seninle tanışmak büyük bir zevk.

Yardımlaşma Kalıpları

Yardım İstemek İçin Kalıplar

Can you help me? (Bana yardım edebilir misin?)
Could you please help me with…? (…, konusunda bana yardımcı olabilir misiniz?)
I need help with… (…konusunda yardıma ihtiyacım var.)
I’m having trouble with… (…konusunda zorlanıyorum.)
Would you mind helping me with…? (…, konusunda bana yardımcı olmanızda bir sakınca var mı?)
I was wondering if you could help me with… (…konusunda bana yardımcı olup olamayacağınızı merak ediyordum.)
Excuse me, could you help me…? (Affedersiniz, …, konusunda bana yardımcı olabilir misiniz?)

Yardım Teklif Etmek İçin Kalıplar:

Can I help you with anything? (Sana bir konuda yardımcı olabilir miyim?)
Do you need any help? (Bir şeye ihtiyacın var mı?)
Would you like me to help you with…? (…, konusunda sana yardımcı olmamı ister misin?)
I’d be happy to help you with… (…, konusunda sana yardımcı olmaktan memnuniyet duyarım.)
Please let me know if you need any help with… (…, konusunda yardıma ihtiyacın olursa lütfen bana bildir.)
I’m here if you need anything. (Bir şeye ihtiyacın olursa buradayım.)

Yiyecek-İçeçek Servisi Yapılan Yerlerde Kullanılan Kalıplar

Sipariş Alma

Are you ready to order?: Sipariş vermek için hazır mısınız?
Would you like to see the menu?: Menüyü görmek ister misiniz?
How many are there in your party? Kaç kişisiniz? / Kaç kişi olacaksınız?
Would you like smoking or nonsmoking area?: Sigaralı bölüm mü sigarasız bölüm mü istersiniz?
Here or take away? / For here or to go?: Burada mı yiyeceksiniz yoksa paket mi alacaksınız?
Do you want to learn our speacials for today?: Bugünün spesiyallerini öğrenmek ister misiniz?
Would you like something to drink?: İçeçek bir şey ister misiniz?
Is there anything I can do for you?: Sizin için yapabileceğim bir şey var mı?
May I take your order, please?: Siparişinizi alabilir miyim lütfen?

Sipariş Verirken

A table for four: 4 kişilik bir masa lütfen.
I would like a smoking table for two: Sigara içilen bölümde iki kişilik bir masa lütfen.
Do you have a smoking section?: Sigara içilen alanınız var mı?
We are ready to order: Sipariş vermek için hazırız.
Is there anything you can suggest?: Sizin önerebileceğiniz bir şey var mı?
We need more time to decide: Karar vermek için biraz daha zamana ihtiyacımız var.
Can you come here for a second, please: Bir saniye bakar mısınız, lütfen.
I would like my steak well done: Bifteğimin çok pişmiş isterim.
I would like my steak rare: Bifteğimin az pişmiş olmasını isterim.
I would like my steak medium: Bifteğimin orta pişmiş olmasını isterim.
Can I get it rare?: Az pişmiş alabilir miyim?
Do I pay you or the cashier?: Size mi yoksa kasaya mı ödeme yapacacağım?
Keep the change: Üstü sizde kalsın.
This chicken is too fatty: Bu tavuk çok yağlı.
This chicken is too tough: Bu tavuk çok sert.
This meal isn’t fresh: Bu yemek bayat.
This soup is not hot: Bu çorba sıcak değil.
Do you have vegan/vegatarian dishes?: Vegan veya vejeteryan yemekleriniz var mı?
I couldn’t finish this. Could you wrap it, please?: Bunu bitiremedim, paket yapabilir misiniz lütfen?
Can you get a glass of water?: Bir bardak su alabilir miyim?
I will take just a cup of tea for the moment: Şimdilik sadece bir bardak çay alacağım.
Does this include the tip?: Bu bahşişi de kapsıyor mu?
What are your specialities?: Sipesiyalleriniz nelerdir?
I would like to eat salad: Salata yemek istiyorum.
Can you seperate the bill, please?: Hesabı ayırabilir misiniz lütfen?
Can I have Turkish coffee?: Türk kahvesi alabilir miyim?
Could I speak to your manager?: Yöneticinizle konuşabilir miyim?

Açlığı İfade Etmek İçin

I am hungry: Ben açım.
I am starving: Açlıktan ölüyorum.
I am famished: Midem kazınıyor.

Arkadaşlık Kurma

We are like sisters: Biz kardeş gibiyizdir.
You are my closest friend: Sen benim en yakın dostumsun.
You are my best friend: Sen benim en iyi dostumsun.
We are like two peas in a pod: Bir elmanın iki yarısı gibiyiz.
We are cut from the same cloth: Biz birbirimize tıpatıp benziyoruz.

Size Katılabilir miyim Kalıpları

Would you like to dance?: Dans etmek ister misiniz?
Could I buy you a drink?: Size bir içki alabilir miyim?
Do you want me to drive you home?: Seni eve bırakmamı ister misin?
Mind if I join you?: Size katılmamın bir sakıncası var mı?
Do you want to join us?: Bize katılmak ister misin?

Alışveriş İçin Kullanılabilecek İngilizce Kalıplar

Are you being helped?: Sizinle ilgilenen kimse var mı?
What are you interested in? İlginizi çeken bir şey var mı?
What is your size?: Bedeniniz nedir?
That looks nice/great on you: Size çok yakıştı.
May I help you?: Size yardım edebilir miyim?
That is your colour: Bu renk tam size göre.
How would you want to pay?: Nasıl ödemek istersiniz?
If you need my help, I am around: Eğer benim yardımıma ihtiyaç duyarsanız, ben buralardayım.
Are you looking for something in particular?: Özel olarak aradığınız bir şey var mı?
Do you have something specific in mind?: Aklınızda belirli bir şey var mı?

Seyahat İçin Kullanılabilecek İngilizce Kalıplar

Uçak, Tren, Otobüs Seyahati ile İlgili Kalıplar

Do I have to change the planes?: Uçak değiştirmem(aktarma yapmam) gerekecek mi?
Is it a direct flight?: Aktarmasız uçuş mu?
Will there be a layover?: İki uçuş arasında bekleme olacak mı?
What is the departure time?: Hareket saati ne zaman?
What is the arrival time?: Varış saati ne zaman?
How many items of carry-on luggage are permitted?: Ne kadar el bagajı alma iznim var?
How can I go to the downtown?: Şehir merkezine nasıl gidebilirim?
Can you tell me where to get off?: Bana nerede ineceğimi söyleyebilir misiniz?
What is the fare?: Ücret nedir?
Can I reserve a seat in advance?: Önceden rezervasyon yaptırabilir miyim?
Do we stop for the meals?: Yemek yemek için mola verecek miyiz?

Konaklama ile İlgili Kalıplar

I need a room please: Bir odaya ihtiyacım var.
I need a room with a single/double bed: Tek/çift yataklı bir odaya ihtiyacım var.
Can I book a room?: Bir oda ayırtabilir miyim?
I have a reservation: Rezervasyonum vardı.
Is there a room with a view of the sea?: Deniz manzaralı bir odanız var mı?
Do you have a park for childern?: Çocuklar için parkınız var mı?
Are pets allowed?: Evcil hayvan getirmeye izin veriliyor mu?