Telefonu kim icat etti?
Herkesin ilkokuldan itibaren öğrenmeye başladığı bazı olaylar vardır. Örneğin, atomu kim parçaladı? Elektriği kim buldu? Ampulü kim buldu? Suyun kaldırma kuvvetini kim buldu? Gibi yüzlerce bilgiyi daha ilkokuldayken öğrenmeye başlarız. Peki öğrendiğimiz bu bilgilerin hepsi doğru mu? Yoksa yanlış bildiğimiz doğrular var mı?
Antonio Meucci.
Bazen düzensiz, bazen dahi Floransak mucit Meucci ABD’ye 1850 yılında vardı. 1860 yılında, önce teletrofono dediği bir elektronik aletin çalışma modelini tanıttı. 1871’de bir ikaz kaydı oluşturdu (bir çeşit geçici patent); bu olay Alexander Graham Bell’in telefon için patent almasından beş yıl önce gerçekleşti.
Meuicci, aynı yıl Staten Island feribotunun kazanı patladığında fena halde yandıktan sonra hasta düştü. İngilizceyi çok iyi bilmediği ve işsizlik maaşıyla geçindiği için 1874’te geçici patentini yenilemek için gereken 10 dolan gönderemedi.
Bell’in patenti 1876’da kayda geçtiğinde, Meucci dava açtı. Taslaklarının asıllarını ve çalışma modellerini Batı Birliğindeki laboratuvara gönderdi. Olağanüstü bir tesadüfle, Bell, bahsi geçen laboratuvarda çalışıyordu ve modeller gizemli bir şekilde kayboldu.
Meucci, Bell’e karşı davası devam ederken 1889’da öldü. Sonuç olarak buluş için övgüleri toplayan Meucci değil Bell oldu. 2004’te Temsilciler Meclisi’nin “Antonio Meuicci’nin hayatı ve başarıları tanınmalı ve telefonun icadındaki emekleri kabul edilmeli” şeklinde yasa tasarısı çıkartmasıyla durum kısmen telafi edildi.
Bell bir sahtekâr da değildi. Gençliğinde, büyükannesi başka bir odadayken onunla iletişim kurmak için köpeğine “Nasılsın büyükanne?” demeyi öğretti. Ve telefonu kullanışlı bir alet haline getirdi.
Arkadaşı Thomas Edison gibi, Bell de durmadan yenilik arayışındaydı. Ve tıpkı Edison gibi, her zaman başarılı değildi. Metal detektörü, yaralı Başkan James Garfield’m vücudundaki kurşunu bulmayı becerememişti. Görünüşe göre Bell’in makinesi Başkan’ın metal yatak yayları yüzünden karışmıştı.
Bell’in hayvan genetiğine olan deneysel girişimi, koyunlar arasındaki ikiz ve üçüz doğumları artırma isteğinden kaynaklanıyordu. Meme ucu iki taneden fazla olan koyunların daha çok ikiz ürettiğini fark etti. Üretebildiği tek şey ise daha çok meme ucuna sahip olan koyunlar olmuştu.
İyi tarafından bakarsak, 1919’da saatte 114 kilometreyle dünya su hızı rekorunu kıran ve 10 yıl boyunca elinde tutan HP 4 isimli hidrofoilin (deniz otobüsü) icadına yardım etti. Bell o dönemde seksen iki yaşındaydı ve akıllıca davranarak araçla seyahat etmeyi reddetti.
Bell “sağırların öğretmeni” olarak kendinden her zaman ilk ve başta gelen olarak bahsetti. Annesi ve karısı sağırlardı ve genç Helen Keller’ı eğitti. Keller otobiyografisini Bell’e ithaf etti.
