Mandala Sanatının Tarihçesi
Mandala, Sanskritçe kökenli bir sözcüktür ve “daire, çember, merkez” gibi anlamlara gelir.
Mandala Sanatının Tarihçesi
40.000 yıl önce yapılmış olduğu düşünülen Hindistan ve Tibet bölgesindeki bazı mağara resimlerinde karşımıza çıkan mandala benzeri şekiller bize Mandala’nın Tarihçesi için bize önemli ipuçları vermektedir.
Sanat tarihinin başlangıcı olarak kabul edilen mağara resimlerinin aynı zamanda mandala tarihinin de başlangıcı olduğunu söylemek hiç de yanlış olmayacaktır. İlkel toplumların inanışları sebebiyle resmettikleri bu şekiller, yaşama çekilmek istenen şeyleri elde etmek amacıyla mağara duvarlarına çizilmiştir. Mesela eğer ertesi gün ava çıkacaklarsa insan figürünü boğa figüründen daha büyük resmetmeleri onların ertesi gün gerçekleşecek olan avda, bu çizimin insanı daha güçlü kılacağına inanmalarından ileri gelmektedir.
Sadece inanış etken değildir; kalıcı olma, ölümsüzlük gibi bazı amaçla da bunu yaptıklarını sanat tarihinden biliyoruz. Bu nedenle mandalayı bir dine ya da topluma mal etmek; onu sınırlandırmak ve bir coğrafyaya hapsetmektir.
Günümüzde Hindistan coğrafyasında yaygın olması ve dini ritüellerinin ve spiritüel gelişimlerinin bir parçası olması mandalanın oraya ait olduğunu düşündürebilir. İlla bu sanatı bir yere aitlik kazandırmak istersek evet o topraklara aittir, diyebiliriz. Çünkü doğuşu bu topraklardan olmuştur ve halen yaygın olarak her alanda kullanımı bu topraklardadır.
Hindistan ve Tibet
Hindistan ve Tibet tapınaklarında çok büyük mandalalar renkli kumlardan yapılır ve bu onların spiritüel gelişimlerinin bir parçası kabul edilir.
Hindistan’da tapınaklarda mandala yapmaya bir niyetle başlanır. Yaklaşık 20 kişi toplanır ve bir şekilde belirlenen niyet doğrultusunda tasarlanan deseni tamamlar. Çalışma bittiğinde ekibin gurusu gelip bu tasarımı süpürür. Ardından tüm çalışma yeniden başlar. Çünkü bir şeyin yeninden başlaması için bitmesi gerekiyor. Bu bitmeyen bir döngü, hatta hayatın ta kendisi olarak ifade ediliyor.
Tibetli rahiplerin de yine incecik renkli kumlarla, ritüeller eşliğinde mandalalar yapma pratiği vardır. Tamamlanması günler süren bu mandalayı hazırlamak, onlar için bir meditasyon aracıdır. Mandala bittikten sonra etrafında ritüeller gerçekleştirilir, ilahiler söylenir. Kumlar toplanıp bir kaba koyulur ve iyileştirme işlevinin tamamlanması için kaptaki kumların yarısı kapanış töreninde izleyicilere dağıtılıyor.
Geriye kalan yarısı ise yakın çevredeki bir su akıntısına bırakılıyor. Böylece su, iyileşme duasını okyanusa kadar ulaştırıyor ve tanecikler tüm dünyayı iyileştirmek üzere her yere dağılıyor.