EdebiyatYaşam

Deyimler: Az Bilinen 10 Türk Deyimi!

Deyimler, Türk edebiyatında önemli bir yere sahip olan sözcük öbekleri ya da cümle kalıplarıdır. Hatta genellikle, okullardaki Türkçe dersleri esnasında, atasözleri ve deyimler bir arada işlenmektedir. Anlatılmak istenen bir şeyi mecazi anlamlarla ve özüne vurgu yaparak kısa yoldan belirtmeye yararlar.

Aslında dünya edebiyatında da deyimlere yer verilmektedir. Her dilde kullanılan bir türdür diyebiliriz. Öyle ki; eskilerin sözleri geçmişten günümüze dek, adeta kulağımıza küpe, dilimize ise pelesenk olmuştur. Yaşanan bir olay karşısında edinilen tecrübeyi en kısa yolla anlatmayı sağlamışlardır çoğu zaman… Kalıplaşmış ve günlük yaşamda kullandığımız deyim anlamlarını hemen hemen hepimiz biliriz.

Deyimler ve anlamları

Peki ya hiç duymadığımız ve dilimize yıllar evvelden yerleşmiş olan deyimler nelerdir? Bunların anlamları ve kullanım şekilleri nasıldır? İşte biz de bu yazımızda sizlere tüm bu soruların cevapları niteliğinde bir takım bilgiler aktarıyor olacağız. Konuya ilişkin videolara ise yazımızın son bölümünde ulaşabilirsiniz.

Deyimler: Az Bilinen 10 Türk Deyimi!

Güneşe Karşı Tükürmek

Saygı ve hürmet duyulması ve bunun tavırlar ile gösterilmesi gerekli olan bir yere, makama veya kişiye karşı yapılan saygısız, umarsız, vefasız davranışlar anlamını taşımaktadır. Güneş bizi ve dünyamızı ısıtan, aydınlatan yıldızdır. Burada değer verilmesi gereken nesne olarak temsil edilmiştir. Ona tükürmek de; yapılan yanlışlığı ve seviyesiz tavrı sembolize etmektedir. Günümüzde ise bu deyim daha ziyade; yediği kaba tükürmek şeklinde kullanılmaktadır.

İlk Kımız Kasesini Alacak Kadar Yaşlı

Hayatta pek çok yoldan geçmiş, görmüş geçirmiş, deneyimler elde etmiş, olgunluk ve bilgelik mertebesine dek ulaşmış olan kimseleri temsil etmek için söylenmiştir. Tecrübelerinden faydalanılması gereken, belli bir yaşa ve yaşanmışlığa sahip insanlar için kullanılan bir kavramdır. Yaşına ve tecrübesine hürmeten, sofradaki ilk içeceğin, ona verilmesi gerektiği ile örneklendirme yapılmıştır.

Kerem’in Arpa Tarlası Gibi Yanmak

Geçmişte yaşanan Kerem ile Aslı aşkına ithaf edilmiş bir deyimimizdir. Burada anlatılmak ve vurgulanmak istenen şey; çekilen aşk acısının büyüklüğü ve yüceliğidir. Aşık kişinin kalbi, yalnızca maşuk için atmakta ve onun yokluğu ile de yanıp derbeder olmaktadır. Şimdilerde; ”için için yanmak” veya ”kara sevdaya düşmek” şeklinde kullanılan tabirlere benzer bir manaya gelmektedir. İmkansız aşklar, severken ayrılanlar veya sevip de hiç kavuşamayanlar için çıkmış bir cümle kalıbıdır.

deyimler

Ayasofya’da Dilenip Sultanahmet’te Sadaka Vermek

Bir kimsenin aslında yardıma muhtaç ve ihtiyaç sahibi olduğunu, ancak, buna rağmen elindekini avucundakini, sırf gösteriş yapabilmek amacıyla sağa sola dağıtmaya çalıştığını ifade eder. Burada anlatılmak istenen; kendi maddi durumu yerinde olmadığı halde sadece çevre ve ”desinler” merakı için yaşamanın ne kadar absürt olduğudur.

Akşam Kavil, Sabah Savul

Bu deyim, güvenilir ve dürüst olmayan, yalancı, riyakar, iki yüzlü, sözünde durmayı bilmeyen kişiler için söylenmiştir. Söylediği sözlerin ve verdiği taahhütlerin yerine getirilmediğini açıklamaktadır. Hatta öyle ki; kendi söylediklerini sonradan inkar ettiğini, değiştirdiğini ve söylemlerinin birbirini tutmadığını simgelemek için kullanılır.

Cihanın Yangınlarına Sala Okumak

Dünyadaki adaletsizliklere, eşitsizliklere, haksızlıklara ve düzensizliklere meydan okuyarak, dimdik durmak anlamına gelmektedir. Korkusuz, cesur, boyun eğmez, mağrur ve kendini bireysel değil toplumsal mutluluğa adamış olan kişiler için söylenir.

deyimlerr

Dil Otu Yemek

Bu deyim çok sık olmasa da bazı yörelerde halen kullanılabilmektedir. Anlamı ise adından da anlaşılacağı gibi; çok konuşmak, boş ve yersiz söylemler içinde olmak, üzerine vazife olmayan konularda dahi müdahaleci bir tutum sergilemektir. Geveze ve lafını bilmeden konuşan insanlar için; ”dil otu mu yedin” şeklinde bir tabir kullanıldığına rastlanılabilir.

Çoban Kulübesinde Padişah Rüyası Görmek

Bu ve buna benzer deyimler; kendi durumuna ve gidişatına bakmadan çok yüksek beklentiler içerisine girmek ve olmayacak hayallere kapılmak anlamına gelir. Günümüzde kullanılan ”yükseklerden uçmak” deyimi ile benzer bir mana barındırmaktadır.

Yatan İneği Kaldırmaz Kişi

Kendi halinde, mütevazı, kimseye zararı dokunmayan ve yalnızca kendi hayatını idame ettirmeye çalışan insanları tanımlamak için söylenmiştir. ”Etliye sütlüye karışmamak” şeklinde kullanılan deyim ile yakın anlamlar ifade etmektedir.

Eliyle Hamur Ovalar, Gözüyle Dana Kovalar

Yaptığı işe konsantre olmayan, dikkati başka yerlerde olan, yaptığı işi ciddiye almayan kimselere söylenir. Günümüzde ise bu tabir ”eli işte, gözü oynaşta” olarak kullanılmaya devam etmektedir.

Deyimler: Az Bilinen Türk Deyimleri İle İlgili Video

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu