Türkçe’de Az Kullanılan 100 Kelime ve Anlamları
Türkçe’de Az Kullanılan 100 Kelime ve Anlamları! Türkçe, köklü geçmişi ve zengin söz varlığıyla, ifade gücü yüksek bir dil olarak karşımıza çıkıyor. Ancak günlük dil kullanımında sıkça karşılaşmadığımız pek çok kelime, Türkçenin derinliklerinde saklı kalmaya hala devam ediyor. Bu az kullanılan kelimeler, dilimizin güzelliğini ve çeşitliliğini gözler önüne sererken, dil bilincimizi de arttırıyor.
İlginizi çekebilir: İngilizce Anlamlı Sözler ve Türkçe Anlamları
Bu yazımızda, Türkçenin zenginliğini yansıtan, az kullanılan 100 kelime ve anlamlarına göz atacağız. Bu kelimeler, Türkçenin ne kadar geniş bir ifade yelpazesi sunduğunu ve dilimizin ne kadar kıymetli olduğunu anlamamıza yardımcı olacak. Hem dilimize olan sevgimizi pekiştirecek hem de dil bilincimizi geliştirecek bu kelimelerle, Türkçenin derinliklerine kısa bir yolculuğa çıkacağız.
Türkçe’de Az Kullanılan 100 Kelime ve Anlamları
- İhtiram: Saygı, hürmet.
- Munis: Uysal, cana yakın, sevimli.
- Fahri: Onursal, gönüllü.
- Vuzuh: Açıklık, belirginlik.
- Teşrifat: Protokol kuralları, tören düzeni.
- Mülhem: Esinlenmiş, ilham almış.
- Müzevir: Dedikoducu, ispiyoncu.
- İnşa: Yazı, kompozisyon.
- Namütenahi: Sonsuz, bitimsiz.
- Mütalaa: İnceleme, değerlendirme.
- Nispeten: Göreceli olarak, kısmen.
- Müreffeh: Refah içinde, rahat.
- Telakki: Anlayış, görüş.
- İzafi: Göreceli, nispi.
- Müstağni: Kendine yeterli, bağımsız.
- Tefekkür: Düşünme, derin düşünce.
- Mütemadi: Sürekli, kesintisiz.
- Sükûnet: Sessizlik, huzur.
- İtilaf: Anlaşma, uzlaşma.
- Müşkül: Zor, güç.
- Mahsus: Özel, özgü.
- Müşevveş: Karışık, düzensiz.
- Meram: Amaç, niyet.
- Zührevi: Cinsel yolla bulaşan.
- Tenasüp: Uyum, orantı.
- İkmâl: Tamamlama, bitirme.
- Muğlak: Anlaşılması zor, belirsiz.
- Mümas: Temas eden, değen.
- Mütekellim: Konuşan, söyleyen.
- Müstesna: Hariç tutulan, ayrıcalıklı.
- Tevazu: Alçakgönüllülük, mütevazılık.
- İntibah: Uyanış, farkına varma.
- Mülazım: Aday subay, teğmen.
- Sabitkadem: Kararlı, değişmez.
- Muvakkat: Geçici, süreli.
- İsnat: Suçlama, atıf.
- Ziyade: Fazla, çok.
- Müşkülpesent: Titiz, seçici.
- Müstebit: Baskıcı, zorba.
- Tezat: Zıtlık, karşıtlık.
- Müreffeh: Refah içinde, rahat.
- İzhar: Gösterme, ortaya koyma.
- Suhûlet: Kolaylık, rahatlık.
- Münasip: Uygun, yerinde.
- Müşterek: Ortak, birlikte.
- Tevkif: Tutuklama, durdurma.
- Müşterek: Ortak, birlikte.
- Mütehassis: Uzman, yetkin.
- İrad: Sözlü ifade, konuşma.
- Mütenasip: Orantılı, uygun.
- Münzevi: Yalnız yaşayan, içine kapanık.
- Tefrika: Ayrılık, bölünme.
- İstidat: Yetenek, kabiliyet.
- İnkişaf: Gelişme, ilerleme.
- Mülahaza: Değerlendirme, düşünce.
- İntizar: Bekleme, gözleme.
- Meziyet: Üstünlük, özellik.
- Teşmil: Yaygınlaştırma, genelleme.
- Müddet: Süre, zaman dilimi.
- Mezun: İzinli, yetkili.
- Mutad: Alışılmış, olağan.
- Müşterek: Ortak, birlikte.
- Zühre: Venüs gezegeni, çoban yıldızı.
- İkbal: Talih, baht.
- Muamele: Davranış, işlem.
- Mücadele: Mücadele, savaş.
- Tefrik: Ayırma, bölme.
- Muvaffakiyet: Başarı, zafer.
- Müşevvik: Teşvik edici, özendirici.
- İntihap: Seçim, tercih.
- Meşum: Uğursuz, kötü.
- Mütercim: Çevirmen, tercüman.
- İhata: Kuşatma, çevreleme.
- Müşkil: Zor, güç.
- Müptezel: Değersiz, bayağı.
- Tehdit: Gözdağı verme, korkutma.
- Mülkiyet: Sahiplik, mülkiyet hakkı.
- İstişare: Danışma, fikir alışverişi.
- Müzekker: Erkek, eril.
- Mutavassıt: Orta düzey, vasat.
- Müzeyyen: Süslenmiş, bezeli.
- İttifak: Birlik, anlaşma.
- Mütemadiyen: Sürekli, kesintisiz.
- Tevdi: Verme, teslim etme.
- İtidal: Ölçülülük, denge.
- Müjde: İyi haber, sevindirici haber.
- Mürebbiye: Dadı, bakıcı.
- Teşvik: Özendirici, cesaretlendirici.
- İttifak: Birlik, anlaşma.
- Mühre: Damga, mühür.
- Müşkül: Zor, güç.
- Tezhib: Altınlama, süsleme sanatı.
- İnzar: Uyarma, ikaz.
- Mezalim: Zalimlikler, haksızlıklar.
- Münezzeh: Temiz, arı.
- Tezhip: Altınlama, süsleme sanatı.
- İhmal: Dikkatsizlik, ilgisizlik.
- Müşkül: Zor, güç.
- Tezkiye: Temize çıkarma, aklama.
- Mütereddit: Kararsız, tereddüt eden.