MaksatBilgi Kapak

MaksatBilgi Eylül 2016 Kapağı – Can Yücel

MaksatBilgi Eylul 2016 Kapagi Can Yucel

Giriş

Artık kapak konumuzda,girişlerde sizlere merhabalar diye başlamak istemiyoruz! Tesadüfen diyoruz 🙂 Bundan sonra olmayacağı için son olarak değinelim dedik.Sebebinin ise böyle başlamak sanki sıradanlık gibi geldiğini ve pek de samimi olmadığını düşünüyoruz.

Bu geçtiğimiz ay,MaksatBilgi ekibi olarak birçok gelişme katettik! Bunlardan birisi de bu olabilir! Ancak bildiğiniz üzre (bizi sürekli takip edenler için) her ay kapak yapıyoruz.

Kapak konumuzun,giriş bölümünde böyle konuşmalara hep yer vermekteyiz. Böyle derken , biraz daha rahat ve muhabbet eder gibi .Bunun sebebi belki de hep bilgi yazısı yazıyor ve işimizi yapıyoruz. Burada ise kapak konumuzu daha okunası yapmak için biraz daha eğlenceli yapmaya çalışıyoruz. 

Bu arada bu ay ki kapak konumuzu “Magazine” editörümüz,Hüseyin bey ile yazıyoruz!

Geçtiğimiz ay MaksatBilgi’nin sıcak yazar ailesine yeni üyelerimiz katıldı. Yeni gelen üyelerimize buradan unutmadan tekrar hoş geldiniz diyelim. Tek amaçları yazı yazmak ve  bir parça da bu yaptıklarının karşılığını almaya çalışıyorlar…

Aslında yazı yazmanın birçok olumu etkileri bulunmakta. Bunu farklı bir bilgi yazısında paylaşacağız elbette!

Ama söz konusu olan ve burada değinmek istediğimiz asıl konu şudur;

3. yılımızı kutlayacağımız MaksatBilgi ile kemik yazar kadromuz,yani bu işe başlarken kurduğumuz ekiple, her zaman amacımız,MaksatBilgi’nin daha iyi yerlere gelebilmesi. Bunu da kaliteli içerik tarzı ve MaksatBilgi’nin kendine has duruşunu oturtmaya çalıştık.Sanırım yavaş da olsa bunu insanlara kabul ettirmeye başardık.Kitleler artık MaksatBilgi’de,daha çok zaman geçiyor ve anasayfamızı sürekli bakınıyor!

 Ha bu arada bunu kesinlikle para kazanma duygusuyla açmadık! Hayır kesinlikle böyle bir amacımız olmadı. Sadece bilginin değerli olduğunu ve bunu bizim usulümüzce daha iyi yerlere geleceğini hayal ettik.

Kendimiz açısından da doğumumuz ve ölümümüz arasında yaşadığımız o kısacık bir zaman süresince, adımızın iyi şekilde bir kitle tarafından (az ya da çok) anılmasıydı. Hala öyle! Ancak her zaman yanı başınızda sizi olumsuz olarak değerlendirenler olur.Biz de bunlara inat daha çok yazıyoruz. Çünkü onlar için asıl geçerli olan şey ; “Ne kadar kazanıyorsun?” biz de onlara para için yapmıyoruz ki derdik. Ama artık demiyoruz! Çünkü umrumuzda değiller! Çünkü MaksatBilgi onları alt etti. Çünkü MaksatBilgi ,onların düşüncesinden daha büyük bir şey bizim için! Bu arada bu kişiler bizim en yakınımızda olanlardı… Eee tabi komşunun bahçesindeki çiçek her zaman daha güzel gelir insanlara.Kendi bahçesini hiç beğenmezler!

Bu ay kendimizce belki zor zamanları atlattıktan sonra güzel günlerin başlangıcında geçmişte bize elini vermiyenlereydi galiba sitemimiz. Olsun onlarsız yapmak daha güzel oldu iyi de oldu!İçimizi de döktükten sonra,içimizdeki sıkıntılara bir bağlamda bağdaştırabileceğimiz bir üstad, Can Yücel! 

Detay

Büyük şiir ustalarından ve  aykırı şiirin sesi olarak da bilinirdi Can Yücel. Onun hakkında aklımızda kalan veya bir yerlerde güzel bir söz diye bir yerlere not aldığımız bir şeyler hep var! 

O da yaş ile ilgiliydi;

-Şunları bir araya toplayayım. Bir güzel muhabbet edelim- diye düşündüm.

Mutfak işinden de anlarım.
Donattım sofrayı.
Bayağı uğraştım.
Hepsinin, ayrı ayrı ne yemekten, ne içmekten hoşlandığını iyi bilirim.
Bayağı da para gitti.

Birinin yediğini öbürü yemez.
Ötekinin içtiğini beriki içmez.
Dört kişilik sofra kurdum.

Mumları da yaktım.
Bak hepsi, Erick Satie severdi.
Hatırladım.
Müziği de ayarladım.

Geldiler.

20 yaşında ben,
35 yaşımda ben,
40 yaşımda ben ve
bugünkü ben dördümüz.

Birden 20 yaşımı, 35 yaşımın karşısına oturttum.
40 yaşımın karşısına da, ben geçtim.
yirmi yaşım, otuz beş yaşımı tutucu buldu.
Kırk yaşım ikisinin de salak olduğunu söyledi.

Yatıştırayım dedim.
-Sen karışma moruk- dediler. Büyük hır çıktı.
Komşular alttan üstten duvarlara vurdular.
Yirmi yaşım kırk yaşıma bardak attı.

Evin de içine ettiler.

Bende kabahat.
Ne çağırıyorsun tanımadığın adamları evine …

Biyografisi

Can Yücel, modern Türk şairidir. Kullandığı kaba ama samimi dil ve bariton sesi ile okuduğu Türk şiirinde farklı bir tarz yaratmıştır. Tek parti döneminin 7 yıl süre ile Millî Eğitim Bakanlığını yapan Hasan Âli Yücel’in oğludur.

Şair Can Yücel, 1926 yılında İstanbulda doğdu. Türkiye'nin ilk Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel'in oğlu olan Can Yücel, orta öğrenimini Ankara Erkek Lisesi'nde tamamladıktan sonra, Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Klasik Filoloji Bölümü'nde okudu. İngiltere'de Cambridge Üniversitesinde eğitimini sürdüren Yücel, bir süre Londrada BBC Radyosunda çalıştı.

Türkiyeye dönüşünde Bodrumda turist rehberliği yapan Yücel, daha sonra İstanbul`a yerleşti ve bağımsız çevirmen olarak yaşamını sürdürdü.

Can Yücel, 1945-1965 yılları arasında “Yenilikler”, “Beraber”, “Seçilmiş Hikayeler”, “Dost”, “Sosyal Adalet”, “Şiir Sanatı”, “Dönem”, “Yöne”, “Ant”, “İmece”, “Papirus” adlı dergilerde yazdı. “Yeni Dergi”, “Birikim”, “Sanat Emeği”, “Yazko Edebiyat” ve “Yeni Düşün” dergilerinde yayımladığı şiir, yazı ve çeviri şiirleri ile tanınan Yücel, 1965`ten sonra siyasal konularda da ürün verdi.

İlk şiirlerini 1950 yılında “Yazma” adlı kitapta toplayan Can Yücel, “toplumsal sorunların yarattığı izlenimlerin ağırlığından kurtulmak istermiş gibi” kimi taşlama, kimi bıçak ile işleyen duyarlılığın ağır bastığı şiirlerinde, yalın dili ve buluşları ile dikkati çekti.

Cumhurbaşkanı Süleyman Demirele hakaretten yargılanan Yücel, 18 Nisan seçimlerinde ÖDPnin İzmir 1. sıra milletvekili adayı oldu. Yücel, 12 Ağustos 1999’da öldü.Güler Yücel ile evli olan şair, iki kız babasıydı.

Eserleri

  • Yazma (1950)
  • Her Boydan (1959, Çeviri Şiirler)
  • Sevgi Duvarı (1973)
  • Bir Siyasinin Şiirleri (1974)
  • Ölüm ve Oğlum (1975)
  • Şiir Alayı (1981, ilk dört şiir kitabı)
  • Rengâhenk (1982)
  • Gökyokuş (1984)
  • Beşibiyerde (1985, ilk beş şiir kitabı)
  • Canfeda (1985)
  • Çok Bi Çocuk (1988)
  • Kısa Devre (1990)
  • Kuzgunun Yavrusu (1990)
  • Gece Vardiyası Albümü (1991)
  • Güle Güle-Seslerin Sessizliği (1993)
  • Gezintiler (1994)
  • Maaile (1995)
  • Seke Seke (1997)
  • Alavara (1999)
  • Mekânım Datça Olsun (1999)
  • En Uzak Mesafe
  • Benim Adım Firuzansa Ne Olayım.
  • Cazcı firuzan (1997)
  • Hotuhların dramı
  • Biraz alıştım
  • Bördübet’ten Sedir Adası’na
  • Yüz Kitabı Şiirlerimden Seçmeler (2010)
  • Yaprak Dökümü

Çevirileri

  • Hamlet (Shakespeare)1992. İstanbul: Papirüs Yayınları, 1996.
  • Bahar Noktası (Bir Yaz Gecesi Rüyası’nın çevirisi) (Shakespeare) 1981. İstanbul: Papirüs Yayınları, 1996.
  • Muhteşem Gatsby (The Great Gatsby, F. Scott Fitzgerald), Ağaoğlu Yayınevi, İstanbul, 1964.
  • Yeni Başlayanlar İçin Marx (Marx Para Principantes) 1977.
  • Salozun Mavalı (Peter Weiss)Bilgi Yayınları.

https://www.youtube.com/watch?v=CrjikCN8K9g

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu