Yaşam

İklim Değişikliği Neden Meydana Gelir?

Atmosferin Varlığı

Atmosferimizin yüzde 99’unun -nitrojen ve oksijen- yalıtım özelliği yoktur. Geriye kalan yüzde birlik bölüm ise bir örtü görevini gören ve yaşamın sürmesini sağlayan sera gazlarından oluşur. Bunların en önemlileri karbondioksit, metan, nitrozoksit, ozon ve kloroflorokarbonlardır (CFC’ler). Söz konusu gazlar, ısının bir türü olan ve seralardaki panellere, birebir olmasa da, bir anlamda benzeyen kızılötesi radyasyonu emerler.

ik 4

Gerçek bir serada görünür radyasyon içeri girer, koyu renkli bitkiler tarafından emilir ve sonra bu bitkiler tarafından kızılötesi ışınım olarak kısmen yeniden sayılır. Seranın camı uzun dalga boyuna sahip radyasyona karşı geçirmez olduğundan, yeniden yayılan ışığın büyük kısmı seradan kaçamaz. Bu nedenle de sera içerisindeki atmosfer ısınır ve sıcaklığı dışarıdaki havanın oldukça üstüne çıkar.

Güneş Radyasyonu

Yerküre serasında ise Güneş radyasyonu, Yerküre’nin yüzeyi tarafından emilir ve kızılötesi ışınım olarak atmosfere geri yayılır. Bu ışınım atmosferde sera gazları, ardından bulutlarda su buharı tarafından emilir ve sonra kısmen yeniden yayılır.

Işınım (yüzde 12 gibi) önemli bir bölümü (gerçek seranın aksine) uzaya kaçar, ama büyük bir bölümü de aşağı yansıyarak, hem alt atmosferi, hem de yüzeyi ısıtır. Tayfölçerlerle uzaydan ölçülen Yerküre sıcaklığı -19°C’dir, ama atmosfer içinden ölçüldüğünde ortalama sıcaklık +14°C’dir. İnsanlar için hayati önem taşıyan 33°C’lik bu farka sera etkisi denir.

ik 5

Bugün yaşadığımız sorun, sera etkisinin gitgide artması ve Yerküre ortalama sıcaklığını yükseltmesidir. Bunun nedeni de neredeyse kesin şekilde, insan faaliyetiyle yayılan sera gazlarıdır. Bunların başında ise fosil yakıtın yakılmasıyla ortaya çıkan karbondioksit gelir.

20. yüzyıl boyunca karbondioksit konsantrasyonu keskin bir artış gösterdi ve yüzyıl sonunda 370 ppm’ye ulaştı. Bu rakam endüstri devriminin başlangıcına denk gelen 1750’de 275 ppm olan seviyeden üçte bir oranında fazlaydı.

ik 7

Büyük bir titizlikle analiz edilen sıcaklık kayıtlarına göre, 1900-2000 arasında Yerküre ortalama sıcaklığı (0.2°C belirsizlikle) 0.6°C arttı ve en sıcak yılların neredeyse tamamı 1990’lara denk geldi. Dünya ikliminde insan eliyle gerçekleştirilen çok büyük ölçekli bir iklim değişikliği önümüzde duruyor. Hükümetler arası İklim Değişikliği Grubu’nun (IPCC) 2001’de yaptığı açıklamaya göre, 21. yüzyılın sonuna gelindiğinde ortalama sıcaklık, karbon emisyon seviyesine bağlı olarak 1990’dan 1.4-5.8°C daha yüksek olacak. Bu da medeniyet üzerinde yıkıcı etkiler yaratacak.

Aşağıda: Antartik ozon deliği.. 1980’lerde Antartik ozonda düzenli bir azalma gerçekleşti. Resimdeki kırmızı ve sarılar yüksek konsantrasyonu, mavi ve mor ise düşük konsantrasyonu belirtiyor. Azalmanın nedeni kloroflorokarbonlardı. (CFC’ler).

ge 2

İklim Değişikli ile İlgili Videolar

https://www.youtube.com/watch?v=Ka2Bfr7SyOQ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu