Flört şiddeti, genç kadın ve erkek ilişkilerinde meydana gelen ve kadınların çoğu zaman bunu anlayamadan maruz kaldığı şiddet çeşididir. İlla fiziksel bir şiddet olması gerekmez. Partnerlerin birbirine yaptığı her türlü sözlü saldırı, kıskançlık, kısıtlama, psikolojik baskı gibi her türlü bireyleri kötü hissettiren davranışlar flört şiddetine dahildir. Ve sanki flört etmek ayıp bir şeymiş gibi kadınlar maruz kaldıkları davranışları başkalarına açamayabilir ve yalnız hissedebilirler.
Flört şiddeti nedir?
Öncelikle şunu belirtmek gerekiyor ki; hayatında hiç şiddete maruz kalmamış ve ailesinde de tanık olmamış bireyler, flört şiddetinin yaşandığı ilişki içine girdiklerinde bir bocalama yaşayabiliyorlar. Ve bu durumu çok anlamlandıramama durumuyla karşılaşıyorlar. Daha önce aile içinde şiddete maruz kalmış ya da tanıklık etmiş bireyler de bu şiddeti kendi hayatlarında normalleştirip anormal bir durum olarak görmüyorlar.
Ancak flört şiddeti normalleştirilecek bir durum değildir ve kadınlar üzerinde ciddi şekilde psikolojik rahatsızlıklara yol açabilir. Aynı şekilde evlendikten sonra devam eden aile içi şiddet, ülkemizde son yıllarda kanıksanamayacak kadar çok görülen kadın cinayetlerinin önünü açmaktadır.
Sevgilinin çeşitli şekillerde partnerine şiddet göstererek, onu kısıtlamaya çalışması, üzerinde egemenlik kurmaya, her türlü yoldan kontrol etmeye alışması ve sosyal ortamlarda aşağılayıcı sözlü ve fiziksel davranışlarda bulunmasıdır.
Flört şiddetine maruz kaldığımızı nasıl anlarız?
Maruz kaldığınızı anlamanın en iyi yolu ilişkinizi gözlemlemektir. Sevgilinizin toplumsal cinsiyet kavramları hakkında ne düşündüğü, size karşı ve çevresindekilere karşı nasıl davrandığı bu noktada önem taşıyor.
İlla size karşı kötü sözler kullanmak ya da kaba davranmak zorunda değil. Çevresine karşı da şiddete eğilimi varsa bu bir gün size de dönebilir anlamına geliyor ve flört şiddeti tehlikesi altındasın demektir. Sizi doğrudan aşağılamasa da sürekli kadını aşağılayıcı sözler kullanması ve toplumsal cinsiyet rollerinde erkek, adam gibi kavramları yüceltici ifadeler kullanması da partnerinizin toplumsal cinsiyet rolleri içinde kadını tanımadığını ve yok saydığını gösterir. Bunu partneriniz konuşurken kullandığı “adam gibi, karı gibi, erkek işi, elinin hamuruyla erkek işine karışma, adam gibi iş yapmak, saçı uzun aklı kısa” gibi kadını yok sayan ve aşağılayan ifadeleri kullanma sıklığından anlayabilirsiniz.
Ayrıca sevgilinizin Lgbti bireylere karşı takındığı tavır, onları aşağılama hastalıklı görme gibi halleri de sizi flört şiddeti tehlikesi altına alır. Bu partnerinizi homofobik olduğu ve bireylerin seçimlerine saygı duymadığını gösterir.
Kısacası flört şiddetine maruz kalıp kalmadığınızı anlamak için partnerinizi ve ilişkinizi gözlemleyin, dinleyin ve sadece size karşı değil çevresine ve genel olarak “kadına” karşı şiddet içeren davranışları ve sözlerini dikkatli şekilde analiz edin. Bunu anlamanız ve buna göre davranmanız belki de hayatınızı kurtaracaktır. Unutmayın ki kadın cinayetlerinin artması bu bireylerin toplum tarafından cesaretlendirilmesinden ileri gelmektedir.
Peki, flört şiddetiyle karşı karşıyaysanız ne yapabilirsiniz?
Sakın şu hataya düşmeyin. “Bir kereden bir şey olmaz, yemin ederim değişeceğim, moralim bozuktu, kendimi tutamadım” vs gibi sözler sizin tekrar aynı şiddeti yaşamanıza neden olabilir. Bu durumlarda affedici davranmayın. Mantıklı kararlar vermeye çalışın ve ilişkinizi devam ettirmek zorunda hissetmeyin.
İlişkinizi bitirme evresinde de sakın sizi suçlu hissettirmesine ve psikolojik baskı yapmasına, sanki olanların tamamının sizin suçunuz olduğuna sizi ikna etmesine izin vermeyin. Unutmayın ilişkilerinizde büyüttüğünüz şiddet, toplumdaki şiddeti de ateşliyor. Eğer çocuk ve kadınlara yönelik taciz, tecavüz ve cinayet olaylarının normalleştirildiği bir ülkede yaşamak istemiyorsanız ve suçluların adil bir şekilde yargılanmasını istiyorsanız şiddetin başını küçükken ezin ve onu büyütmeyin.
