Eski Fotoğraflarda Kimsenin Gülümsememesinin Nedenleri Nelerdir?
1800‘lerden 1900‘lere kadar gülümsemenin aptalca ve alt sınıf bir eylem olarak görüldüğünü hiç duymuş muydunuz?
Geçmişte var olan portre fotoğraflarına baktığınızda ortak bir durum fark edebilirsiniz. İlk portre fotoğrafları genellikle ciddi görünen ve hiç gülümsemeyen yetişkinleri ve çocukları göstermektedir.
Bu, aslında mutluluk ve neşe olması gereken düğün ve kutlama fotoğraflarında bile görülebilir. Ve bunu da en çok 18. yüzyılın sonlarında ve 19. yüzyıl boyunca çekilen portrelerde fark edeceksiniz.
Peki insanlar neden kamera karşısında gülümsemedi? İnsanların fotoğraflarda neden sevinç ifadelerinden yoksun olduğuna dair birçok teori ve düşünce mevcuttur.
Bu yazıda fotoğrafın tarihine ve portre geleneğini hep birlikte inceleyeceğiz. İşte;
Eski Fotoğraflarda Kimsenin Gülümsememesinin Nedenleri Nelerdir?
İlk kameralar portreleri çekmeyi zorlaştırıyordu
Bunun en yaygın nedenlerinden biri, fotoğrafların pozlanmasının uzun zaman almasıdır. Var olan ilk kameralar ise bugün ki telefonunuzda fotoğraf çekmek kadar tabii ki hızlı değildi.
Fotoğrafların ortaya çıkması zaman almaktaydı, yani öznenin uzun süre hareketsiz oturması gerekmekteydi.
Ortalama olarak, ilk kameraların fotoğraf çekmesi yaklaşık olarak 20 dakika sürmekteydi. En yüksek kalitede fotoğrafı elde etmek için ise kişilerin mümkün olduğunca sabit kalması gerekiyordu.
Hareket, fotoğrafın bulanıklaşmasına ve konunun odak dışı kalmasına neden olmaktaydı. Bu nedenle de 20 dakika boyunca birinin gülümsemesi yerine rahat bir yüz ile oturmak daha kolaydı.
Fakat kamera kalitesi yıllar içinde arttığından ve 1900’de de fotoğraf çekme o dönem şartları için çok gelişmiş olduğundan tek faktör bu değildi. 1900‘lerde kameralar yaklaşık olarak 20 saniyede fotoğraf çekebiliyordu.
Brownie ve diğer kameraların tanıtımı ile pozlama sürelerini kısalttı ve bu da artık insanların gülümseyebileceği anlamına geliyordu. Fotoğraflama bugünün standartlarına göre yavaştı ama o zamana göre ise gayet hızlıydı.
Portre fotoğrafçılığı ilk olarak resme alternatif bir sanat formu olarak görülüyordu
Kameralar var olmadan önce, bu saatler alacak şekilde el ile boyanırdı. Bir portre yaptırma fikrine sahip kişiler ister bir başarıyı, ister bir doğum gününü veya bir kutlamayı anmak olsun, özel bir durum ile ilişkilendirirlerdi.
Portre fikrinin olayı önemli anı yakalamak için zaman ayırmaktı. Bu gelenek, kameralar devreye girdiğinde dahi aktarıldı.
Ölülerin portrelerine olan Viktorya dönemi takıntısı
İnsanların ciddi göründüğünü düşünmenizin bir başka nedeni de ölen kişilerin fotoğrafının çekildiği Viktorya dönemi geleneği olabilir. Kameralar, fotoğraf çekmeyi daha yönetilebilir ve daha erişilebilir hale getirdi.
Viktorya döneminde, ölülerin fotoğrafını çekmek giderek daha popüler hale geldi. Bunun nedeni ise günümüzden farklı olarak fotoğrafların bir kişinin ‘dondurulmuş bir sunumunu‘ yakalamanın yolu olarak görülmesidir.
Günümüzün fotoğraf çağrışımının aksine amaç zamanda bir anı yakalamak için kullanılıyordu.
Sevilen bir kişi vefat ettiğinde, siyahlar giydirilir ve bu kişinin fotoğrafı çekilmek üzere dik bir şekilde yerleştirilirdi. Bu bir nevi belgeleme süreciydi ve ölümsüzlüğe de geçiş olarak görülmekteydi.
Bu portrelerin ise insanların ilk portre fotoğrafçılığının kimisini ciddiyet ile ilişkilendirmelerinin nedeni olduğu düşünülmektedir. Ancak fotoğraflar sadece bir portre tarzı olarak yer almaktaydı.
Gülümseme 1800’den 1900’lere kadar onaylanmıyordu
Ölülerin fotoğrafını çekmeye alışılmadık bir şekilde ilgi duymalarının yanı sıra, Edwardlılar ve Victorialılar gülümsemeyi de onaylamıyorlardı.
O zamanlar gülümsemek aptalca ve alt sınıf bir eylem olarak görülmekteydi. Ciddi olmak ve düz bir yüz ifadesine sahip olmak en güçlü ve zarif yüz ifadesi olduğuna inanılıyordu.
Bu teoriyi kanıtlamanın bir yolu olmasa da tarihsel metinler ve belgeler aracılığı ile öğrenebilmek mümkündür. Gülümsemek aptalca görüldüğünden portrelerde ciddi görünmek oldukça önemliydi.
Sonuç olarak, insanlar çeşitli nedenler ile eski fotoğraflarda asla gülümsemezlerdi. Ortak eğilim, o sırada neyin kabul edilebilir olduğu ve teknik engeller ile ilgiliydi.
Fotoğrafta ve portrelerde gülümsemek, fotoğraf çekmenin uzun sürmesi nedeni ile başlangıçta oldukça zorlayıcı bir hal almaktaydı.
Teknik yönün yanı sıra, bir diğer faktör de zamanın standartları ve idealleri olarak görülüyordu. Örneğin, gülümsemek küçümsendi ve epey uygunsuz olarak görüldü.
Kişilerin merakını körükleyen bu döneme ait gülümseyen portre fotoğrafları bulmak neredeyse imkansızdır.