Tarih

Dünya Tarihinin En Garip Doğal Felaketleri

En son (yanlış hatırlamıyorsam) doğal felaketlerle, dünyanın yok oluşu hakkında “2012” filmi yapılmıştı.Filmlerden yola çıkarak konumuzun pek derinlerine inmeden sizlere daha basit ve anlaşılır olması adına maddeler halinde,dünyamızın başına gelen en garip doğal felaketleri listelemeye çalışacağım.

Yaşanmış ölümcül depremler, kasırgalar ve dahasının yanı sıra “Tabiat Ana” meteorolojik anlamda da şaşırtıcı olaylar yaratmıştır.İklim değişikliğinden ötürü garip bir şekilde volkanik bir patlamadan, Sibirya’da meydana gelen gizemli patlamaya kadar, tarihte iz bırakmış altı garip hava olayının ardından yaşananları derledik.

Dünya Tarihinin En Garip Doğal Felaketleri Listemiz;

1. “Yaz” olmayan bir yıl

dunyanin-en-garip-olaylari

Tarih 1815 Nisan’ını gösterdiğinde, dünya tarihinin bilinen en büyük volkanik patlamalarından Endonezya’daki Tambora Dağı’nda meydana geldi. Bu patlamanın sonucu olarak Güneydoğu Asya’daki onbinlerce insanın ölümüne sebep olurken ortaya çıkan kül bulutu stratosfere kadar yükseldi. Daha sonrasında ise bu küller dünya çevresini kaplayarak güneş ışınlarını engelleyerek sıcaklığın yaklaşık 3°C düşmesine sebep oldu.Bu da bir sonraki yılın hava koşullarında, inanılmaz bir bozulmaya neden oldu.

Hatta Hindistan’da, Tambora’dan kaynaklanan kuraklık ve seller; Bengal Körfezi’nin ekolojisini değiştirdi ve dirençli bir kolera hastalığı ortaya çıkararak milyonlarca canlının ölümüne yol açtı. Bir diğer sonuç ise  dirençli soğuk ve kıtlık Avrupa’yı da etkilemiş yaygın huzursuzluk ortamına yol açmıştı.İçinizden ne olaymış be deyişinizi duyar gibiyim. Bu olay kıtaları da aşarak  Amerika’da bazı eyaletlerde Haziran ayında yoğun kar yağışları görüldü. Bu yağışlar bitkilerin yok olmasına ve ekonomik bir darboğazın oluşmasına sebep oldu. Bu yıl “Yazsız Yıl” olarak anıldı.

Tabi bu olaylar doğa olaylarının sonucu olarak nitelendirildi. Bu durumun bir diğer sonuçları da vardı. Ekonomik ve yaşamsal faaliyetler. Avrupa’da at yemindeki fiyat artışları; Alman mucit Karl Drais’e ilkel bir bisiklet icat etmesi noktasında ilham kaynağı oldu. İsviçre’de bozuk hava koşulları ve sürekli yağışlar 1816 yılında yazar Mary Shelley’i eve kapatmış  ve ünlü korku romanı “Frankenstein” ın ortaya çıkmasına dolaylı da olsa etkide bulunmuştur.

Bu olaylar bir doğa olayıydı. O zamanlar, bu zamanlardaki kadar dünyayı kirletmiyorduk. Umarım tarih kötü bir şekilde tekerrür etmez.

2.1859 Carrington Çarpışması

dunyanin-en-garip-olaylari-1859-Carrington-Çarpışması

Güneş Patlaması Nedir?

Güneşin yüzeyinde sıkışık halde bulunan manyetik enerjinin, radyasyon ve yüklü parçacıkları serbest bırakmasıyla,oluşan olaya güneş patlamaları denilir.Güneş patlamaları milyonlarca hidrojen bombası patlamasıyla, eş değer kuvettedir. Bunun sonucu olarak oluşan güneş rüzgarları Dünya atmosferinde büyük hasarlar oluşturabilme kapasitesindedir.( Bu bölümde de konumuzun içinde bulunan bir bilimsel olayı da açıklayalım dedik)

Yukarıda da anlattığımız bu güneş patlamalarının sonucu olarak, 1859’un Ağustos sonu Eylül başlarında yaşanan da buydu. Gezegenimiz o güne kadarki en büyük güneş fırtınası tarafından adeta bombalanmıştı. Britanyalı astronom Richard Carrington’un isimlendirmesinin ardından, yaşanan bu olay Carrington Çarpışması olarak bilinmeye başladı. Yaşanan felaket gökyüzünde, Hawaii’ye kadar uzanan renkli auralara sebep oldu. Işıklar öyle parlaktı ki; bazı görgü tanıkları geceleri herhangi bir yapay ışık olmadan kitap okuyabildiklerini söylemişlerdi.

Tabi bu olayın görsel şovu güzel olsa da olumsuz sonuçları da vardı. Bu jeomanyetik bozulma sonucu oluşan olumsuzluklardan ilki ; Özellikle o zamanlar iletişimde kullanılan en önemli icat olan telgraf sistemlerinin de bozulmasına neden oldu. Olaylar bununla kalmadı. Tıkpı ilk örnekteki gibi olumsuzluklar zinciri resmen başlamış oldu. Telgraf makinelerinden çıkan kıvılcımlar yüzünden yangınlar ve telgrafı kullanan insanların bedenlerinde ciddi yanmalara neden oldu. Bitti mi? Hayır!  Atmosferde öyle bir elektrik ile yüklenmişti ki, bazı bölgelerde telgraf teknisyenleri,makineleri kapatsalar bile mesajların adreslere gittiğini öğrenmişler.

1859’un Güneş Fırtınası birkaç gün boyunca devam etti. Tarih tekerrür ederse aynı durumda bugün yaşanması halinde bilim insanları  telekomünikasyon sektörünün trilyonlarca dolarlık zarar edeceğini tahmin ediyorlar. Bu aşırı sosyal halimizdeyken İletişimsiz bir dünya !

3. 1874 “Çekirge Yılı”

dunyanin-en-garip-olaylari-cekirge-yili

Bilinen en yaygın bela. 1874 yaz mevsiminde gerçekleşen olayda,çekirgeler ekinleri mahvediyordu.Bu bela  Amerika ve Kanada toprakları üzerinde bulunan Büyük Ovalar’dan yayıldı.

Kurak geçen bir bahardan sonra Rocky Dağları çekirgelerinin çok sayıda yumurta bırakmaları için muazzam bir ortam oluşturuyordu.Trilyonlarca yumurta Nebraska, Kansas, Dakota, Iowa ve diğer birçok eyaleti kuşattı.

O zamanlardaki görgü tanıkları çekirgelerden oluşan bulutların birkaç saat boyunca güneş ışığını engelleyecek kalınlıkta olduğunu söylüyorlardı.Sürüler neredeyse bütün ekinleri silip süpürmüş, yerel bitki örtüsünü mahvetmiş ve insanların kıyafetlerini dahi yemişlerdi. New York Times yaşananlara dair şöyle yazmıştı; “Hava tamamen çekirgelerle dolu. Geçen trenleri kuşatıyor, evlerin camlarına yapışıyorlardı. Sanki yok etmek için gelmişlerdi.”

İstiladan kurtulmak için insanlar çekirgeleri yakmayı denemiş, barut ile onları havaya uçurmaya çalışmıştı. Ancak büyük sürülerle mücadele etme noktasında yetersiz kalıyorlardı. Milyonlarca dolarlık ekin “Çekirge Yılı” ile mahvedilmişti.

ABD ordusu mağdurlara yiyecek dağıtmak için çağrıda bulunmuş ancak insanların çoğu yenilgiyi çoktan kabul etmiş, doğuya doğru çekilmişlerdi. Benzer felaketler ilerleyen birkaç yıl boyunca da devam edebilirdi, ancak 20. yüzyılın başlarına doğru meydana gelen çevresel değişimler Rocky Dağı’ndaki çekirgelerin yok olmasına sebep oldu.

4.Milattan Sonra 536, Toz Perdesi

dunyanin-en-garip-olaylari-toz-perdesi

1.yy ortalarında, bir kum ve toz bulutu dünyanın büyük bir kısmında Güneş ışıklarını kapatarak,birkaç yıl boyunca devam eden soğuk hava iklimine sebep oldu. Bizanslı tarihçi Procopius, 536 yılına dair yazımlarında; korkutucu bir kehanetin ortaya çıktığını belirtiyor. Güneş’in, parlaklığı olmayan ışınlarını ortaya çıkardığını yazan Procopius; bu durumu Güneş tutulmasına benzetiyor ve ışın demetlerinin belirgin olmadığını söylüyor. Bu olayın ardından dünyada uzun bir kış görüldü ve bu da mahsûllerde büyük oranda azalmaya ve kıtlığa yol açtı. Bazı bilginler, yaşanan olayın Avrupa’da ilk kez görülen bubonik vebanın ortaya çıkmasında bir rol oynadığını düşünüyorlar.

Yaygın etkilerinin dışında, bilim insanları 530lardaki bu küresel soğumaya neyin sebep olduğuna dair hala kesin bir yargıya varmış değiller. Bir teoriye göre; güçlü bir volkanik patlamanın ortaya çıkardığı toz bulutu atmosferin üst katmanlarına kadar çıkmış ve güneş ışınlarının geçişini engellemişti. Grönland’dan ve Antartika’dan alınan 6. yüzyıl buz örnekleri üzerine yapılan çalışmalar; volkanlardan yayılmış aşırı düzeyde sülfat iyonu konsantrasyonu olduğunu gösteriyor.

Bunun yanı sıra 530larda El Salvador’da büyük bir volkanik patlama olmuş olabileceğine dair deliller de mevcut. Bazı araştırmacılar ise; bir gök taşı ya da kuyruklu yıldız çarpmasını daha muhtemel bir işaret olarak görüyorlar. Öte yandan, Halley Kuyruklu Yıldızı 530 yılında Dünya’ya çok yakın geçmişti, dolayısıyla geçiş sırasında fırlayan bir parçanın Dünya’ya çarpmasıyla devasa bir toz bulut kalkmış olması da muhtemel bir durum.

5.1952, Yoğun Kirli Hava

dunyanin-en-garip-olaylari-1952-kirli-hava

Bütün doğal felaketler tamamen doğal değildir. 1952 yılının Aralık ayında, Londra’da insanların sebep olduğu bir hava kirliliği; isli bir havanın ortaya çıkmasına sebep oldu ve kirli hava 4 gün boyunca tozu dumana kattı. Ölümcül zehirli hava; doğal olmayan koşulları ortaya çıkaran yüksek basınç sisteminin bir sonucuydu. Olağan olarak atmosfere yayılmayarak, fabrikalardan yükselen kirli hava ve kömür dumanından oluşan bulutlar şehrin üzerini kapladı. Sisli hava, bazı bölgelerde görüş mesafesini neredeyse sıfıra düşürdü. Meralardaki hayvanlar hava kirliliğinden dolayı hayatlarını kaybetmiş, Londralılarda bronşit, zatürre ve diğer solunum problemleri artmaya başlamıştı. Hava kirliliği çok sayıda çocuk ve yetişkinin akciğer inflamasyonundan dolayı hayatını kaybetmesine neden oldu.

Rüzgârın ve kirli havanın ortadan kalkmasına kadar geçen sürede yaklaşık 4000 insan hayatını kaybetmiş ve binlercesi ise takip eden haftalar ve aylar içerisinde ölmüştü. Felaketin ardından, İngiliz devleti; 1956 yılında Temiz Hava Yasası çıkararak vatandaşlarının temiz yakıtları kullanmasını teşvik etti ve belirli bölgelerde siyah kömür dumanı emisyonunu yasakladı.

6.Tunguska Olayı

dunyanin-en-garip-olaylari-Tunguska-Olayi

1908 yılının 30 Haziran sabahı saat 07.00’dan kısa bir süre sonra, kör edici bir ışık Sibirya üzerinden Tunguska Nehri üzerinde patladı. 10 megatonluk TNT’nin patlamasına eş değer bir şok dalgası –Amerika’nın Hiroşima’ya attığı atom bombasından yüzlerce kat daha fazla– ortaya çıktı. Bu dalga yaklaşık 500.000 dönümlük orman arazisini yok etti ve 6500 km uzaklıktaki insanların ayaklarını dahi salladı. Şans eseri, patlamada ölen olmadı, fakat patlamanın etkileri bütün dünyada hissedildi.

Patlama, İngiltere kadar uzak bir yerdeki atmosferik ve sismik cihazlar tarafından dahi saptanmış, takip eden birkaç gece boyunca Asya’daki gökyüzü o kadar parlak bir hal almıştı ki, insanlar geceleri dışarıda hiçbir yapay ışık olmadan gazete dahi okuyabildiler. Uzmanlar patlamanın sebebinin bir meteor çarpması olduğunu ileri sürdüler. Ancak 1927 yılında Rusya’daki bilim insanları patlama bölgesine ulaştıklarında, herhangi bir krater izine rastlamadılar.

Birçok bilim insanı; Tunguska Olayı’na sebep olan şeyin gök cismi çarpması olduğunu düşünüyorlar. Hiçbir iz bulunamaması; bir ihtimali, daha güçlü yapıyor; çarpan şey buz kütleli bir kuyruklu yıldızdı ve çarpmanın ardından buharlaşmış olabilirdi. Daha da güçlü olan ihtimal ise; 250-300 km çapındaki bir meteor atmosferin üst katmanlarında patlamış ve dünyaya minik parçaları yağmış olabilirdi.

 

Görgü tanıkları, patlamanın ardından gökyüzünden düşen taş parçalarının sesine benzer bir ses duyduklarını belirtmişler ve Tunguska’dan alınan çürümüş bitki örneklerinin yüksek oranda nikel, demir ve meteor çarpmalarında yaygın olarak bulunan diğer maddelerin atıklarını içerdiği görülmüştü.

Bu bilgi yazımızda tarihte bilinen en büyük doğal felaketleri yazmaya çalıştık.Bir sonraki bilgi yazımızda görüşmek üzre…

Kaynak
History

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu