Sosyal medya, insanların birbirleriyle iletişim kurma biçiminde devrim yarattı, ancak her zaman daha iyisi için değil. Bilgiye sınırsız erişime sahip bir dünyada yaşıyor olsak da, bu bazılarının bunu sahte haberler, komplo teorileri ve benzerlerini yaymak için kullanmasını engellemedi.
Son zamanlarda çevrimiçi gruplar, dünyanın en güçlü ekonomik liderleri tarafından gizlice yasalaştırılan bir “Büyük Sıfırlama” ile modern toplumu kökünden sökme fikrini pazarlıyor. Öyleyse gerçekten de tüm hükümetleri devirmeyi ve Yeni Dünya Düzeni kurmayı planlayan bir grup şeytani Lex Luthers var mı, yoksa bu sadece siyaset sahnesini ele geçiren yanlış bilgilendirmenin başka bir örneği mi?
Anti-Defamation League‘e göre, her şey Dünya Ekonomik Forumu‘nun (WEF) 2020 yılında, tam da COVID-19 dünyayı kasıp kavururken bir zirve düzenlemesiyle başladı. Dünya Ekonomik Forumu’nun web sitesinde WEF’in ‘Uluslararası Kamu-Özel İşbirliği Örgütü’ olduğu belirtiliyor.
Grup 1971 yılından bu yana ‘paydaş teorisini’ savunuyor ve bu özel işletmeler de dahil olmak üzere tüm kuruluşların gezegenin ve toplumun bir bütün olarak refahından sorumlu olduğu fikridir. Başka bir deyişle, işletmeler yalnızca kâr elde etmek için motive olmamalı, herkes için sürdürülebilir, adil bir gezegen yaratmak için çalışmalıdır.
Büyük Sıfırlama Komplo Teorisi Nedir?
Büyük Sıfırlama Nedir?
Dünya Ekonomik Forumu‘nun kurucusu Klaus Schwab, örgütün sözde “Kapitalizmin Büyük Sıfırlanması” fikrini açıklayan bir makale yayınladı ve bu yeni girişimin üç ana hedefi olduğuna inandığını vurguladı: Daha eşitlikçi bir küresel toplum, daha yüksek kamu hizmetlerine yatırım ve özel sektördeki yeniliklerden yararlanma. Schwab hükümetlerin yeni servet vergileri koymalarını, daha adil ticaret yapmalarını ve enerji sektörünün fosil yakıtlara olan bağımlılığını azaltmalarını savunuyor.
Özellikle, bu fikirler çok belirsizdi ve girişim, bu hedeflere ulaşmak için pek çok ayrıntıdan yoksundu. Bunun yerine Schwab, küresel endüstri ve kamu politikasını geliştirirken tüm liderlerin bu idealleri akıllarında tutmaları gerektiğine olan inancını vurguladı ki bu da pek çok haklı eleştiriye neden oldu. Ancak Büyük Sıfırlama hakkındaki komplo teorileri, forumun hedefleri nedeniyle su yüzüne çıkmadı, başka birçok faktör buna katkıda bulundu.
Birincisi, Dünya Ekonomik Forumu, dünyanın en güçlü insanlarından bazılarının ortak olduğu uluslararası bir organizasyondur ve bu da kamuoyunun amaçlarına şüpheyle yaklaşmasına neden olmaktadır. Bunun üzerine bir de ‘Büyük Sıfırlama’ kelimelerini eklediğinizde, bazılarının bu durumdan neden endişe duyduğunu anlayabilirsiniz.
Yangına Körükle Gitmek
Büyük Sıfırlamayı savunan dünya liderlerine yönelik genel şüpheciliğin yanı sıra, çevrimiçi komplo teorisyenleri bu girişimi Dünya Ekonomik Forumu tarafından yayınlanan diğer yazılarla da ilişkilendiriyor; örneğin WEF tarafından yayınlanan ‘2030‘a Hoş Geldiniz: Hiçbir Şeye Sahip Değilim, Mahremiyetim Yok ve Hayat Hiç Bu Kadar İyi Olmamıştı’ başlıklı fütüristik kurgu makale. Hikaye, kimliği belirsiz bir kişinin 2023 yılında bir şehirdeki hayatını anlatmasıyla başlıyor.
Bu dünyada insanlar hiçbir şeye sahip değildir. Ulaşım, sürücüsüz arabalar aracılığıyla gündelik vatandaşlar için ücretsiz, tüm alışverişinizi algoritmalar yapıyor, yaşam alanları ücretsiz ve siz evde olmadığınızda farklı insanlar için kullanılıyor ve araçlar size ihtiyaca dayalı bir oranda teslim ediliyor ve verilen görevi tamamladığınızda iade ediliyor.
Birbirine bağlı bu hizmetler ağına bağlı olmak, herhangi birinin şebekeden uzak yaşamasını engellediği için insanların mahremiyeti yoktur. Ancak bu ütopik vizyon herkes tarafından paylaşılmıyor ve hiçbir kişisel eşyaya sahip olmama fikri çok korkutucu olabilir, bu da Büyük Sıfırlama komplo teorisini körüklemekten başka bir işe yaramadı. Dahası, ADL‘ye göre, bu korku, izleyicileri üzerinde çokça etkisi olan bazı tanınmış muhafazakar figürler tarafından körükleniyor.
Yeniden Değerlendirme Çağrısı
Tüm bunlar bir araya geldiğinde, insanların Büyük Sıfırlamanın ne olduğu konusunda kafası karıştı. İnternetin önde gelen muhafazakar isimlerinden ve komplo teorisinin savunucularından Liz Wheeler, misyonun ‘kapitalizmin yerine ‘bir tür sosyalizm, bir tür komünizm’ ama ‘çoğunlukla sadece faşizm’ olan bir ekonomik sistemin getirilmesini savunduğunu’ söyledi. Ancak Dünya Ekonomik Forumu‘nun genel müdürü Adrian Monck, PolitiFact‘e Wheeler’ın açıklamasının ‘gülünç’ olduğunu söyledi.
Klaus Schwab‘a göre, koronavirüs pandemisinin en karanlık günlerinde yapılan Büyük Sıfırlama çağrısı, İkinci Dünya Savaşı‘ndan sonra yapılana benzer şekilde, sağlık, eğitim ve fırsat açısından insanlığın refahına fayda sağlamak için kapsamlı değişiklikler yapma çabasıydı. 2020 yılında neoliberal ideolojinin ‘açık bir zihinle yeniden değerlendirilmesi’ gerektiğini ve kapitalizmin önemli olmakla birlikte modern terimlerle ‘yeniden ele alınması’ gerektiğini yazdı.
Schwab şöyle yazmıştır: ‘Ancak ister finansal, ister çevresel, ister sosyal ya da insani olsun, ‘sermaye’ ile neyi kastettiğimizi yeniden düşünmeliyiz. Günümüz tüketicileri makul bir fiyat karşılığında daha fazla ve daha iyi mal ve hizmet istemiyor. Aksine, şirketlerin toplumsal refaha ve kamu yararına katkıda bulunmasını giderek daha fazla beklemektedirler.
Yeni bir tür ‘kapitalizm’ için hem temel bir ihtiyaç hem de giderek yaygınlaşan bir talep var. İhtiyacımız olan yeniden yapılanma bir devrim ya da yeni bir ideolojiye geçiş değildir. Tam tersi, daha uyumlu, dirençli ve sürdürülebilir bir dünyaya doğru atılmış pragmatik bir adım olarak görülmelidir.
Döngüsel Ekonomi
Dünya Ekonomik Forumu hiçbir zaman belirli bir siyasi sistemi savunmamıştır. Kuruluş, özel sektörün ve işletmelerin yeni ekonomide var olması gerektiğine olan inancını vurgulamaktadır ki bu sosyalistlerin ve komünistlerin genellikle karşı çıktıkları bir şeydir çünkü özel bireylerin üretim araçlarına sahip olması gerektiğine inanmazlar.
Dünya Ekonomik Forumu ayrıca hiçbir zaman faşistlerin desteklediği ayrımcılık, eşitsizlik veya herhangi bir gruba zulüm yapılmasını savunmamıştır. WEF’in kendi tanımıyla Büyük Sıfırlama, kapitalizmi sadece kârı değil sürdürülebilirliği de teşvik edecek şekilde reforme etme hedefini ifade etmektedir.
Kuruluş, ekonomimizi mal ve hizmetleri yeniden kullanmaya teşvik ederek israfı azaltma çağrısında bulunan ‘döngüsel ekonomi’yi savunmaktadır. Örneğin, şirketler malları üretip tükettikten sonra çöpe atmak yerine, tamir edilebilen ya da geri dönüştürülebilen mallar üretmelidir. Bu, yerel yönetimler tarafından alınan mevzuat ve politika eylemleri yoluyla teşvik edilecektir.
Büyük Sıfırlama Komplo Teorisi ile İlgili Videolar
