Tarih

Atatürk Bir Günde Neler Yerdi? Atatürk’ün Sofra Adabı

Atatürk Bir Günde Neler Yerdi? Atatürk’ün Sofra Adabı! Mustafa Kemal Atatürk‘ün düşmanları için bulunmaz bir propaganda aracı, onun topladığı dostlarının paylaşıldığı özel anlar, nezaket ve düşünce sofralarıydı. Atatürk, bu sofralarda en çok iftira ve yalan haberlere maruz kaldı. Binlerce genç, içki sofralarında Atatürk’ü yanlış bir şekilde tasvir eden propagandalara maruz kalarak zehirlendi. Ancak, gerçek durum neydi, bu sofralarda neler yaşanırdı?

Başlangıç olarak, Sabiha Gökçen‘in ifadesiyle içeriğe adım atmamız yerinde olacaktır;

“Şu bilinmelidir ki, Gazi Paşanın sofrası asla bir işret âlemi yeri, bir vakit geçirme, bir zaman öldürme yeri değildi. Dünya ve yurt sorunlarının, ilmin, felsefenin, sanatın, insanlık idealinin ve uygar Türk ulusunun geleceğinin sabahlara kadar tartışıldığı bir okuldu bu sofra.”

Atatürk Bir Günde Neler Yerdi? Atatürk’ün Sofra Adabı

Kara Tahtası ve Not Defteri Eksik Olmazdı

ataturkun sofra adabi 2

Yemek masasının bir ucunda, bir kara tahta özenle konumlandırılmıştı. Sofraya oturan misafirler, düşüncelerini tebeşirle kara tahtaya çizip yazarak ifade ederlerdi. Ayrıca, her tabağın yanına bir not defteri ve kalem konulurdu.

Atatürk’ün sofrası yalnızca Çankaya’da değil, aynı zamanda Dolmabahçe Sarayı’nda, Yalova’daki köşkte ve Florya Deniz Köşkü’nde de kurulurdu. Bu özel sofralar, ünlü yazar Falih Rıfkı Atay tarafından şu şekilde özetlenmişti;

“Bu, bir içki ve cümbüş sofrası değildi. Dostları hatta düşmanlarıyla sohbet ve tartışma meclisiydi. Savaş ve devrim günlerinde meseleler konuşulduğu sırada hiç içmez veya pek az içerdi. Eski Osmanlı deyimiyle pek edepliydi.”

Kahvaltı

ataturkun sofra adabi 4

Atatürk’ün akşam sofrasına geçmeden önce, gün içindeki diğer öğünlerine de bir göz atalım. 1931 ve 1935 yılları arasında köşkte aşçılık yapan Halit Atay’ın anlatısına göre, Atatürk’ün kahvaltısının favori yemeği, iki yumurtalı beyaz peynirli omletti. Genellikle kahvaltısı son derece sadeydi.

Bir bardak soğuk ayran eşliğinde yediği bir dilim ekmek, çoğu zaman güne başlamak için büyük ölçüde yeterli olurdu. Kahvaltıdan sonra, koltuğuna çekilirdi. Sigara ve sütlü kahvesini içerken, güncel haberleri gazetelerden takip ederdi. Atatürk, koyu bir sigara tiryakisiydi ve günde üç pakete yakın sigara içtiği söylenirdi. Bu sigaralarına genellikle 15 fincan kahve eşlik ederdi.

Öğle Yemeği

ataturkun sofra adabi 6

Öğle menüsü, kahvaltı kadar sadeydi. Atatürk genellikle kuru fasulye ve pilav ikilisini tercih ederdi ve bu ikiliyi en sevdiği yemek olarak belirtirdi. Bu tercihini, “askerlikten kalma bir alışkanlık” olarak tanımlardı, sıklıkla fasulyeyi her öğünde tüketirdi. Bu nedenle, mutfaktaki fasulye tenceresi her zaman dolu olurdu. Arada bir, karnıyarık ya da etli taze bamya gibi alternatif yemekleri, genellikle pilavla karıştırarak tüketirdi.

Yanında yoğurdu eksik etmezdi. Nadiren de olsa, ıspanaklı börek gibi özel tercihlerde bulunurdu. Bu börek, onun için anlam yüklüydü. Ispanaklı börek annesi Zübeyde Hanım’ı ve Selanik’teki çocukluğunu hatırlatan bir lezzetti. Böreğin yanında ise soğuk ayran içmeyi ihmal etmezdi.

Akşam Sofrası

ataturkun sofra adabi 1

Akşam sofrası, adeta bir etkinlikti. Bu masada her akşam düşünürler, yazarlar, sanatçılar, bilim insanları, siyasetçiler, diplomatlar ve yakın dostlar bir araya gelirdi. Bu özel sofranın vazgeçilmez katılımcıları arasında Ruşen Eşref Ünaydın, Hasan Cemil Çambel, Falih Rıfkı Atay, Yunus Nadi, Hazım Onat, Salih Bozok, Necmi Dilmen, İbrahim Grantay, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Dr. Reşit Galip, Şükrü Kaya ve Kılıç Ali gibi isimler bulunmaktaydı.

Sofrayı düzenleme görevi, şef garson İbrahim Ergüven’e aitti ve bu, işin en zor kısmıydı. Çünkü Atatürk, sofra düzeni konusunda son derece titizdi. Kılıç Ali, onun bu titizliğini şu şekilde anlaştmıştı:

“Sofranın çok muntazam olmasını isterdi. Sofranın örtüsünde, tabaklarda, çatal bıçaklarda, bir çarpıklık olursa bizzat düzeltir; ondan sonra sofraya otururdu.”

Milletin Yiyemediği Et Yemeklerini Sofrasına Koymazdı

ataturkun sofra adabi 3

Akşam düzenlediği yemeklerde Atatürk genellikle sebze ağırlıklı menüler tercih eder, ara sıra et ve tavuk içeren yemekleri sofrasına ilave ederdi. Yemek seçiminde, kurtuluş savaşından çıkmış bir milletin mensubu olduğu gerçeğine duyarlı davranarak, halkının zorluklarla geçen günlük yaşamını göz önünde bulundururdu.

Atatürk, milletinin çoğunluğunun ete ulaşmakta güçlük çektiği zorlu dönemleri asla unutmazdı. Evlerinde eti sadece bayramlarda gören bir milletin lideri olarak, kendi sofrasında yiyemediği et yemeklerini bulundurmaktan kaçınırdı.

İçkiyi Severdi Fakat İstediği Zaman Bırakırdı

Atatürk’ün özellikle akşam sofralarında içki bulundurduğu ve içkiyi sıkça kullandığı iddialarıyla ilgili;

Atatürk, geleneksel Türk siyasetçileri gibi ne içtiğini ne de yediğini kamuoyundan gizlememiştir. Bu konuda her zaman açık ve samimi olmuştur.

Mustafa Kemal Atatürk, içkiyi sevdiğini, ancak içki müptelası olmadığını özellikle vurgulamıştır. Ruşen Eşref Ünaydın, Atatürk ile ilgili bir anısını paylaşmış ve kendisine şu ifadeleri söylemişti;

“İçkiyi severim fakat istediğim zaman bunu keserim. Vazifem esnasında bir damlasını dahi ağzıma koymam. Vatan işlerine içki karıştırmam. İçki ve vazife ayrı şeylerdir”.

NUTUK kitabını yazmış olduğu 3 aylık dönemde bir yudum dahi içki içmemiştir.

ataturkun sofra adabi 5

Ramazan Ayında Daha da Titiz Davranırdı

Atatürk, Ramazan aylarında müzikli yemeklere ara verirdi. Özellikle kandil gecelerinde Çankaya’da Kuran-ı Kerim’den sureler okuturdu. Zaman zaman, Hz. Peygamber’e övgüler sunardı. Kendisini iyi bir devlet adamı ve güçlü bir komutan olarak çevresine aktarırmış.

Atatürk’ün Sofra Adabı İle İlgili Videolar

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu