Zümrüdü Anka Kuşu Nedir?
Zümrüdü Anka kuşunu duymayanınız yoktur. Peki bu efsanelere konu olmuş kuşun hikayesini biliyor musunuz? Gelin birlikte inceleyelim.
Zümrüdü Anka Kuşu, Simgurg adıyla bilinen, Pers mitolojisinde ortaya çıkmış ve zaman içerisinde doğudaki hikâye ve efsanelerde de yer almaya başlayan efsanevi bir kuştur.
Zümrüdü Anka kuşu, bu isimleri dışında Sênmurw, Sîna-Mrû, Anka gibi başka isimlerle de efsanelerde yer alır. Türk Mitolojisi’nde ‘Anka Kuşu’ veya “Tuğrul Kuşu” olarak anılır. Yabancı kaynaklarda anlatılan efsanelerde ise “Phoenix” olarak geçer. Pers edebiyatında Homa olarak bahsedilir ve Arapça kaynaklarda ise adı Rukh olarak geçer.
Zümrüdü Anka Kuşunun Hikayesi
Efsaneye göre kuşlar aleminin hükümdarı olarak kabul edilen ve Kaf Dağı’nda yaşayan Zümrüdü Anka kuşu, bilgi ağacının dallarında yaşarmış ve dünyada olan biten her şeyi her konuyu bilirmiş. Bütün kuşlar Simurg’a inanır ve onu kendilerinin kurtarıcısı olarak görürmüş. Ama içlerinden kimse onu göremezmiş. Onu ortalarda göremeyince şüphelenen kuşlar sonunda kuşkulanıp umudu kesmişlerdir.
Simurg, etekleri bulutların üzerinde uzanan Kaf Dağı’nın en tepesindeki yuvasında yaşarmış. Bir gün uzak ülkelerden birinde bir kuş sürüsü Simurg’un kanatlarından bir tüy bulmuş. Onun var olduğuna yeniden inanıp umutlanan tüm dünyadaki kuşlar toplanmışlar ve hep beraber Simurg’un yanına giderek yolunda gitmeyen işler için ondan yardım istemeye karar vermişler.
Kuşlar hep birlikte göklere doğru uçmaya başlamışlar. Simurg’a ulaşma isteği ve gayreti az olanlar, yolda gördükleri dünyevi işlere takılanlar yolda bir bir ayrılmışlar. Aralarında yorulup düşenler olmuş. Önce Aşk Denizi’nden daha sonra da Ayrılık Vadisi’nden geçmişler.
Hırs Ovası’nı aşıp Kıskançlık Gölü’ne uğramışlar. Kuşlardan bazıları Aşk Denizi’ne dalmış, bazıları ise Ayrılık Vadisi’nde kopmuş sürüden. Kimisi hırsından ovaya düşmüş kimisi ise kıskançlıktan göle batmış.
Simurg’a ulaşmak üzere yola çıkan kuşların arasından önce Bülbül geri dönmüş, güle olan aşkını hatırlamış, Papağan o güzelim tüylerinden vazgeçememiş, Kartal ise yükseklerdeki hakimiyetini bırakamamış. Baykuş yıkıntılarını, Balıkçıl kuşu ise bataklığını özlemiş.
Beş vadiyi aşıp altıncı vadiye gelmişler. Bu vadinin adı ise Şaşkınlık Vadisi’ymiş. Son olarak yedinci ve son vadi olan Yokoluş Vadisi’ne vardıklarında ise bütün kuşlar umutsuzluğa kapılmış. Kaf Dağı’nın tepesine ulaştıklarında sürüden geriye sadece otuz kuş kalmış.
Simurg’un yuvasına gittiklerinde görmüşler ki Simurg aslında otuz kuş demekmiş. Yani onlardan her biri aslında birer Simurg imiş. 30 kuş bu yolculuğun sonunda anlamışlarki aslında aradıkları kendileri, yaptıkları gerçek yolculuk ise kendilerine yapılan yolculukmuş.
https://www.youtube.com/watch?v=NtO9Mlo63qA