Yıldızlar Öldüklerinde Nereye Gidiyorlar?
Yukarıdan bakınca, havada asılı duran yıldızlar sonsuza kadar devam edecekmiş gibi görünüyor. Ama öyle değiller. Etrafımızdaki diğer her şey gibi yıldızlar da geçici demirbaşlardır, sürekli yer değiştirirler, gaz bulutlarından kırmızı yıldızlara ve beyaz cücelere doğru yeniden şekillenirler.
Bir yıldızın yaşam döngüsü böyledir. Sky & Telescope‘a göre, bu yaşam döngüsünün doğal sonu ölümdür ve bu da milyonlarca, milyarlarca ve hatta trilyonlarca yıl boyunca iki yoldan biriyle gerçekleşebilir. Daha büyük yıldızlar çekirdeklerinde çökerek süpernova olarak bilinen parlak radyasyon patlamalarına dönüşürler. Daha küçük yıldızlar ise cüce yıldızlara dönüşerek sonunda siyah cücelere dönüşür ve Samanyolu‘nun arka planında kaybolurlar.
Eğer yıldızların öldüklerinde nereye gittiklerini merak ettiyseniz, yalnız değilsiniz. Kısa bir süre önce bilim insanları eski, ölü yıldızlarla kaplı galaksiler arası bir mezarlık keşfetti ve bu mezarlık kulağa geldiği kadar korkunç.
Yıldızlar Öldüklerinde Nereye Gidiyorlar?
Ölü Yıldızlardan Oluşan Galaktik Bir Mezarlık Keşfedildi
EurekAlert tarafından yayınlanan bir haber bülteninde bilim insanları bu yıldız mezarlığını ‘galaktik yeraltı dünyası’ olarak adlandırıyor. Monthly Notices of the Royal Astronomical Society‘de yayınlanan hakemli çalışma, kendi üzerine çökerek geride nötron yıldızları ve kara delikler bırakan eski ölü yıldızların cesetlerinin seyrini kapsıyor.
Şimdiye kadar bilim insanları bu ilkel yıldız cesetlerinin, onları ilk etapta yaratan süpernovalar tarafından galaksinin dışına fırlatıldığından habersizdi. Sonuçta yıldızlar arası uzayda yıldız kalıntıları ve cesetlerin bolca bulunduğu bir tür ölü bölge ortaya çıktı.
CBS News, bu kalıntıların bir zamanlar gezegenimizin güneşinin yaklaşık sekiz katı büyüklüğünde olan yıldızlardan oluştuğunu bildiriyor. Birçoğu milyarlarca yıl önce yaratılmış, ancak yakıtları bittiğinde bir kenara atılmışlardır. Bu yıldızlar sadece ölü olmakla kalmıyor, aynı zamanda çalışmanın yazarları bunların yaklaşık %30‘unun ‘galaksiden tamamen atıldığını’ ve bu yıldız mezarlığını hayal edilebilecek en son dinlenme yeri haline getirdiğini söylüyor.
Galaktik Yeraltı Dünyası Oldukça Büyük Ve Oldukça Çarpık
Ölü yıldızların kalıntılarını depolamak için ne kadar alan gerektiğini merak ediyorsanız, Samanyolu kadar uzun bir yer hayal edin ve sonra yüksekliğini üçle çarpın. Galaktik yeraltı dünyasının yüksekliğidir. Ancak, konu ölçümlere geldiğinde, bu sadece yüzeyi çizmektir. Aynı çalışma, mezarlığın yandan görünümünün tamamen farklı dinamikler sergilediğini açıklıyor. Görünüşe göre süpernovalar tarafından yayılan kinetik enerji fazlalığının bir sonucu olarak merkezi aşırı derecede şişmiş durumda.
Gerçekte, galaktik yıldız mezarlığının büyüklüğü hesaplanamaz çünkü çalışmanın yazarlarına göre, ‘yıldız cesetleri uzayı, zamanı ve etraflarındaki maddeyi çarpıtıyor’. SyFy‘a göre, ölü yıldızlar uzay-zaman sürekliliğinde gerçekten bir numara yapıyor, astronomik boyutları uzayın dokusunu parçalıyor gibi görünüyor ve çerçeve sürüklenmesine yol açıyor. Bu olay bazılarını, eğer dördüncü boyutta bir döngü yaratılabilirse, çerçeve sürükleme yoluyla zaman yolculuğunun mümkün olabileceğine inanmaya sevk etti. Galaktik bir yıldız mezarlığından zaman yolculuğu gelecekte mümkün olacak mı? Bunu sadece zaman ve haritalar söyleyebilir.
Galaktik Haritalar Ve Yıldız Hayalet Avı Çoktan Başladı
Pek çok harika şey gibi, tüm bu macera da yıldızların bir haritasıyla başladı ve bir şekilde bilim insanlarının eski yıldız cesetlerinin hayaletlerini kovalamasıyla sona erdi. Galaktik yeraltı dünyasının bu haritasının, şimdi harabe halinde yatan bu eski yıldızların yaşam döngüleri takip edilerek hazırlandığını bildirdi.
Bilim insanlarının şok edici bulduğu bir şey, yıldız mezarlığının evrenin geri kalanının aksine ne kadar farklı göründüğüydü. Eski cansız yıldızları çevreleyen yoğun enerji, Samanyolu‘nun bu bölümüne soluk bir görünüm kazandırmıştır. Atmosfer bulanık ve Samanyolu‘nun sarmal kolları bile gizlenmiş durumda.
Şimdi bilim insanları ve gök bilimciler gözlerini bu eski yıldızların hayaletlerini avlamaya dikmiş durumdalar. Kulağa çok uzak geliyor, ancak bu kesin görevi akıllarında tutarak yeni teknolojiler geliştirecek kadar ileri gittiler bile.