Yetersizlik Hissi Nasıl Geçer?
Zaman zaman kendimizi yetersiz hissettiğimiz anlar olur. Özellikle ergenlik dönemlerinde yaşanılan yetersizlik hissi, ağır depresyonlara da sürükleyebiliyor. Yetersizlik hissi beraberinde değersizliği de doğurur. Bu insanların kafalarında sürekli yer edindiği için gün içinde yapılacak olan işler de aksar. Kişinin kafasının dolu olması, işlerinin aksamasına ve bir şeyleri başarabileceği inancını yok eder. Özellikle günümüzde teknolojinin gelişmesi ve sosyal medya kullanımının artmış olması da yetersizlik hissini geliştiren etmenlerden birisidir.
Sosyal medya gördüğümüz hayatlar, başarılar, kişiler veya yerlerde neden olmadığımızı, neden olamadığımızı sorgular dururuz. Kişinin kendisini başkasıyla kıyaslıyor olması da hayatta başarıların da kısıtlamalar getirir. Peki yetersizlik hissi nasıl geçer? Öncelikle sorunun ana kaynağına bakılmalı, hangi konuda kendinizi yetersiz görüyorsunuz? Bu sorunun cevabından sonra yetersizlik hissinin ana maddelerine bakılabilir.
Kıyaslama Yapma
Kendinizi yetersiz görmeniz, başkasıyla kıyasladığınız anlamına gelir. Kıyasladığınız kişi sizinle yaşıt mı? Kıyasladığınız kişi sizinle aynı yerde, aynı şartlarda mı doğmuş? Anne-baba etmenleriniz hem maddi anlamda hem manevi anlamda aynı mıdır? Aynı okullarda mı okudunuz?
Eğer bu soruların cevaplarından bir tanesi bile hayır ise o kişiyle kıyaslama yapmanız doğru değil. Hepimiz farklı çevrelerde farklı insanlarla büyüdük. Farklı öğretmenlerden, farklı eğitimler aldık. Kişiliğin oturmasında en önemli etmenlerden birisi aile iken diğeri ise öğretmenlerdir. Aile, çocuğun hareketlerini belirlerken öğretmen ise onun başarılı olup olamayacağını etkileyebilir.
Çocukken yaşanılan psikolojik travmalar iler ki yaşlarda mutlaka karşımıza çıkar. Bir öğretmenin, küçük yaşta bir öğrenciye başarısızlık ile ilgili en ufak bir şey söylemesi bile, bireyde etki eder. Çocukluk travmalarını aşıp, önümüze bakmak gerekiyor. Kıyasladığınız veya kıyasladığımız insanların şartları bizle eşit değilse, kendimizi onların hayatına özendirmemiz veya “neden böyle değilim” sorusunu sormamız mantıksız olacaktır.
Başarısızlık
Bir konu da başarısız olan insan, başka işlere adım atarken çekinebilir. Bu durum çok normaldir. Başkaları koşarken siz hâlâ yürüdüğünüzü düşersiniz. Yürümeden, koşmaya çalışırsınız. Fakat bu doğru değildir.
Koşan kişi aslında önce yürümüştür. Önce emekleyerek başlayan bu yolda, yavaş yavaş yürüyüp sonra koşmayı öğrenmek ve bilmek gerekir. Başarısızlık hayatın her alanında vardır. Kimisi yemek yapmayı başaramazken, kimisi matematik dersini başaramaz. Başarısızlık aslında bu kadar basittir ve basite indirilmelidir.
Etrafımızdaki İnsanlar
Örneklerle anlatmanın güzelliğini es geçmeden bu konuyu bir örnekle anlatacağım sizlere. Bir arkadaşınız var sürekli evinize geliyor. Geldiği zaman evinizi mahvediyor her yeri, dağıtıyor ve birbirine katıyor. Bu arkadaşınızı bir daha evinize çağırır mısınız? Çağırmayız. Kafanızın içi de bu şekilde. Kafanızı sürekli olumsuz düşüncelerle dolduran insanları, neden etrafınızda tutuyorsunuz? Sizin değerli olduğunuzu ve başarılı bir insan olabileceğinize inanan insanları etrafınızda tutun, kafanız çöp dolu olmasın.
Yetersizlik hissinin geçmesi tamamen sizde biter. Psikolojik yaşanılan olaylarda çoğu zaman insanların çocukluk travmaları ve çevre etmeni vardır. Bu etmenler en aza indirgendiğinde, insan insan olabilir.