Edebiyat

Turgut Uyar Şiirleri: Göğe Baktıran Şair!

Turgut Uyar, edebiyatımızın en önemli şairlerinden biridir. En güzel aşk şiirlerini, yüreğiyle yazan ve derin duygularını hemen hemen tüm eserlerine yansıtan, ayrıcalıklı bir sanatkardır. Aynı zamanda Türk edebiyatının akımlarından biri olan, ikinci yeni akımına önderlik etmiş bir temsilcidir.

Askeri memurlar okulundan mezun oldukta sonra Ankara’da personel subayı olarak görev yapan Uyar, 18 yaşında baba olmuştur. İlk eşinden ayrıldıktan sonra, 1969 yılında, şiir üzerine mektuplaştığı Tomris Uyar ile hayatını birleştirmiştir. Şairin ilk şiiri 1947’de Yenigün dergisinde yayınlanmıştır. Şiirlerinde önceleri toplumsal konulara yer vermiş, ardından bireyin iç dünyasına değinmiştir.

turgut uyar şiirleri

İşte biz de bu yazımızda sizlere değerli şairin, muhteşem şiirlerinden bazı örnekler ve alıntılar sunuyor olacağız. Konuya ilişkin videolara ise yazımızın son bölümünde ulaşabilirsiniz.

Turgut Uyar Şiirleri

Göğe Bakma Durağı

İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalım

Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
İnecek var deriz otobüs durur ineriz

turgut uyar siir

Türkiye’m

Seni boydan boya sevmişim,
Ta Kars’a kadar Edirne’den.
Toprağını, taşını, dağlarını
Fırsat buldukça övmüşüm.
Sen vatanımsın, ekmeğimsin
Duyduğum, bildiğim zafersin yıllarca.
Zonguldak’ta 63 numara
Nazlı sahiller Akdeniz’de.
Sevdasın ciğerlerimde parça parça
Yarı kalmış

Bir İntihar Akşamı Üstüne Söylenti

Kısacık yoğun bir akşam
herkesin yüzünün bir anıya karıştığı
yoğun bir akşam
bana bir memur gibi davrandılar hastanelerde
ve bir intihar üstüne söylenti
bütün kıyıları dolaştı durdu
kısacık bir akşam

Kısacık serin bir akşam
kelebeklerin atlarla yarıştığı
yoğun bir akşam
bazı mektuplar damgalandı postanelerde
oturuldu bir takım şarkılar söylendi
bir adam bir kadının kapısını vurdu
kısacık bir akşam – Turgut Uyar

turgut uyar siirr

Acıyor

Mutsuzluktan söz etmek istiyorum
Dikey ve yatay mutsuzluktan
Mükemmel mutsuzluğundan insansoyunun
sevgim acıyor

Biz giz dolu bir şey yaşadık
onlar da orada yaşadılar
Bir dağın çarpıklığını
bir sevinç sanarak

En başta mutsuzluk elbet
Kasaba meyhanesi gibi
Kahkahası gün ışığına vurup ta…

Açlık Çoğunluktadır

Gulu çiğdemi filan bırak
Sardunyayı karidesi filan bırak
Acıyı ve ölümleri bırak
Oy pusulalarını ve seçimleri bırak
Evet
Seçimleri özellikle bırak
Çünkü açlık çoğunluktadır

Her kişinin ukala ömrü
Yeter sanılır çiçeklenmeye
Ve dünyanın karanlığından
Bir aşk bahanesiyle kurtulmaya
Kaçıp giden baharların anisi
Elden ele devredilen bir gençlik duygusu
Laleler sümbüller bütün obur boklar püsürler
Hakkım var midir bunları söylemeye
– vardır

Güneş doğarken ve batarken
Yazdan kışa girerken ve kıştan çıkarken
Ve dağda ve kırda
Hakkım vardır –
Çünkü en azından dünyadan
Dön – Turgut Uyar

turgut uyar siirrr

Çılgın Hüzünlü

Çünkü yaşamak gibi bir şeydi yaptığı
Anasız bir tay gibi coşkun ve hüzünlü
Akşamın dinginliğini otluyordu o zaman

Her sabah denize çıkar, bir elma yerdi
Hüznünü ve çılgınlığını elmanın
Gözünü yumsan ağzında duyarsın

Ellerine bakma artık
Çünkü kar yağıyor
Çılgın hüzünlü – Turgut Uyar

turgut uyar siirrrr

Arz-ı Hal

Ben de günahkâr kullarındanım Allahım…
Bir bilirim dualardan,
Bir de demeyi doyunca.
Bir kere oruç tutmam ramazan boyunca,
Ama çekmediğim kalmadı sevdalardan.
Ben de günahkâr kullarındanım Allahım!

Benim gibi kulun çok dünyada, allahım!…
Eğer bilmiyorsan işte,haberin olsun.
Ekmek derdi, aşk derdi unutturdu seni.
İnsan hatırlamıyor – Turgut Uyar

turgut uyar siirrrrr

Terziler Geldiler

Terziler geldiler. Kırılmış büyük şeylere benzeyen şeylerle
daha çok koyu renklere ve daha çok ilişkilere
Bir kenti korkutan ve utandıran şeylerle.
Kumaşlar bulundu ve uyuyan kediler okşandı. Sonra sonsuz çalgısı sevinçsizliğin.
Çay içmeye gidenler vardı akşamüstü, parklara gidenler de
Duruma uymak kısaltıyordu günlerini artamayan eksilmeyen bir hüzünle…

Yorgun ve solgundular, kumaşları buldular, kenti doldurdular
O çelenk onbin yıllıktı, taşıyıp getirdiler
Ölülerini gömmüşlerdi, kalabalıktılar, tozlarını silkmediler
Bütün caddeler boşaldı, herkes yol verdi,

‘Tanrıtanır kadınlar ve cumhuriyetçiler
piyangocular, çiçek satın alanlar,
balıkçılar ağlarını, paraketelerini, ırıplarını, oltalarını
zokalarını, çevirmelerini ve kepçelerini topladılar.
Sigaralarını yere atıp söndürdüler sigara içenler.’

Bir şey vardı ısınmaz kalın kumaşların altında, kesip biçtiler
Patron çıkardılar, karşılaştırdılar,
Katlanılmaz bir uykunun sonunu kesip biçtiler
Şarkılara başladılar ölmüş bir at için
Makaslarını bırakmadılar
Bekleniyorlardı.

Ey artık ölmüş olan at! -dediler-
Ne güzeldi senin çılgınlığın, ne ulaşılırdı!
Sen açardın,
Otuzüçbin at türünün tek kaynağıydın sen!
Tüylerin karaparlaktı. Koşumların,
-kokulu yağlarla ovulup parlatılan-
nasıl yakışırdı sağrılarına ve göke

Göke bir ululuk katardı sonsuz biçimin, at!
Toynaklarını liflerle ovardık
Senin karaya boya – Turgut Uyar

Turgut Uyar Şiirleri İle İlgili Video

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu