Titanlar Nedir, 12 Titan Hakkında Bilgi ve Büyük Olymposlular
Titanlar nedir? Titanlar kimlerdir?
Titanlar, Yunan mitolojisine göre efsanevi Altın Çağ’da dünyayı yönetmiş olan güçlü tanrı ırkıdır.
Genellikle baz alınan Hesiod’un theogonisine göre en başta on iki Titan vardı. Bu Titanlar değişik kavramlarla özdeştirilmiştir. Örnek olarak, okyanus, hafıza, görüntü ve doğal kanun verilebilir. Baştaki on iki Titan daha sonra başka Titanları doğurdular. Bunlardan bazıları Prometheus ve Atlas’tı. Titanlar, babası Uranus’u tahttan atan Kronus tarafından yönetilmiştir. Titanlar ise Olimposlu tanrılar tarafından tahttan indirilmiştir.
İşte Yunan Mitolojisine ilk Titanlar ve Genel özellikleri ;
1- Kronos (Zaman)
Cronos ya da Kronos, Yunan mitolojisinde titanların başıdır. Babası Uranus ve annesi Gaia’dır.
Annesi Gaia’nın yardımıyla, babasını alt ederek Tartarus’un derinliklerine hapsetmiş ve kendisi başa geçmiştir. Kronus’un başta olduğu bu çağa Altın Çağ denir.
Kronus, babasını yenerken ondan öğrendiği, kendisininde aynı kadere sahip olacağı gerçeğinden korktuğu için bütün çocuklarını yutmaya başlamıştır. Eşi ve kızkardeşi Rheia’dan olan Demeter, Hera, Hades, Hestia ve Poseidon’u doğar doğmaz yutmuş, Rheia sonraki çocukları Zeus’u korumak için bir plan yaparak Kronus’a onun yerine bir taş yedirtmeyi başarmıştır. Zeus’u büyüyene dek İda dağında saklamıştır, Zeus büyüdüğünde babasını yenmiş ve kardeşlerini kurtararak hüküm sürmeye başlamıştır.ayrıca zeus genelde elinde ok tutan aşk tanrısına benzetilmiştir çünkü çocukluğunda oda yay kullanmış bir bebeğe benzemektedir.
2- Okeanos (Okyanus)
Yunanlıların dünya görüşüne göre, yeryüzü yuvarlak ve yassı bir diske benziyordu. Okeanos’ta bu diski çepeçevre saran aslında bir deniz değil, evrensel bir ırmak ve ırmakların babası olarak tasarlanır. Okeanos anaforlu, dalgalı bir su olarak düşünülür. Coğrafya bilgilerinin artmasıyla birlikte Okeanos büyük denizlere özellikle de Atlantik Okyanusu’na verilen isim olmuştur.
3- Tethys (Yeraltı suları)
Yunan mitolojisinde bir titan olan Tethys, denizin, bereketli okyanusun tecessümüdür. Deniz tanrıçası olan Tethys, Uranus ile Gaia’nın kızıdır. Kocası ve erkek kardeşi olan Okeanos’dan birçok çocuğu olmuştur. Antik çağda onun dünyadaki büyük nehirlerin (Nil nehri vb) annesi olduğuna inanılırdı. Aynı zamanda Tethys Okeanos’dan çok güzel 3 bin kadar peri kızı doğurmuştur.Oğlu, Yunan deniz tanrılarından biri olan Peneus’tur.
4- Hyperion (Güneş)
Yunan mitolojisinde ışıktan sorumlu titan. Uranos ve gaianın oğludur. Kız kardeşi Theia ile evlenerek Helios (güneş), Selene (ay) ve Eosu (şafak) yaratırlar.
Satürn Uydusu Hyperion
Hyperion, kaotik dönüş yapan (ekseni etrafindaki dönüşü çok küçük etkiler nedeniyle önceden belirlenemeyen) bir satürn uydusudur. Bildigimiz uydu normlari içinde degildir. Standart küresel yapi Hyperion’da tamamen yamulmuş vaziyettedir.En uzun çapı 370 km. olup bu büyüklükte bir uydunun normalde yuvarlak olmasü beklenir. En uzun ekseni satürn’ün merkezinden 45° kaçıktır.
Tüm bunlar Hyperion’a bir gökcisminin astronomik olarak yakın bir zamanda çarpmış olması ihtimalini kuvvetlendirmektedir. Bu çarpma sırasında hyperion’un kütlesinin üçte ikisinikaybetmiş oldugu sanılmaktadır. Normalde uydular bu tip çarpmalar sonucu yörüngelerine saçılan maddelerin çoğunu geri toplarlar.Ancak Hyperion’un Titan’a (ki kocaman bir uydudur) çok yakın olmak gibi bir şanssızlığı vardır. Bu yüzden dağılan parçaların çok büyük bir kısmını Titan çok az bir kısmını da Rhea toplamıştır.
4- Theia (Görüntü ve değerli taşlar)
Yunan mitolojisinde, Theia, Titanlar’ın aydınlıktan sorumlu olanı idi. Kardesi ve kocasi Hyperion’dan Helios, Selene ve Eos’un annesidir. Thia veya Thea diye de anılır. Bir diğer ismiyse Euryphaessa’dır. Euryphaessa, geniş aydınlatır anlamına gelir.
5- Koios (Akıl ve kuzey kutbu)
Yunan mitolojisinde, Koios, akil Titan’iydi. Kiz kardesi olan zeka Titan’i Phoebe’dan Leto ve Asteria’yi dogurmustir. Leto, Zeus’la birlesmis ve Artemis ve Apollo’yu dogurmustir. Diger Titanlar gibi, Koios da Zeus ve diger Olimposlu tanrılar tarafindan tahttan indirilmistir.
6- Phoebe (Karanlık ve Gizem)
Phoebe, Uranus’le Gaia’nin cocuklari olan Titanlardandir. Geleneksel olarak ayla iliskilendirilen Phoebe, Apollo ve Artemis’in anneannesidir. Koios’tan Leto ve Asteria’yi dogurmustir.Çok güçlü bir kahindir Delphi tapınağı ona aittir fakat torunu Apollona doğum gününde hediye olarak devir etmiştir.
7- Rhea (Cinsel bereket ve dağlık bölgeler)
Rhea, Gaia ve Uranos’un kızıdır. Tanrıların anası olarak bilinir. Önceleri çoğunlukla Gaia ve Kybele ile eş tutulurken sonradan , Olympus Dağı’nda yaşamamasına rağmen,Olympian tanrı ve tanrıçalarının anası sayılmıştır.Rhea’nın kardeşi ve aynı zamanda kocası olan Kronus babası Uranus’u tahttan indirmiştir. Bundan sonra Haketonkheireleri ve Kyklopları yeniden yer altına hapsederek başlarınaKampeyi gözetmen olarak dikmiştir.
Bunun arından Rhea ve Kronus tahta geçmiştir. Bu çağa Altın Çağ denir.Rhea ve Kronus’un 6 çocuğu olmuştur. Bunlar sırasıyla: Hestia, Hades, Demeter, Poseidon, Hera ve Zeus’tur. Kronus babasından öğrendiği üzere çocuklarını doğar doğmaz yutmaya başlamıştır. Rhea bu duruma artık katlanamaz hale gelmiş ve annesi ile babasından Zeus’u kurtarmak için yardım istemiştir. Bir plan yaparak bunu başarmışlardır. Bu plana göre Rhea Zeus doğduğunda onu İda Dağı’na saklamış ve Kronus’a bezlere sarılı taş yedirtmeyi başarmıştır.
8- Mnemosyne (Hafıza ve hatıra)
Mnemosyne (Yunanca Mνημοσύνη), Yunan mitolojisinde ilahi bellek, hatıra’nın tecessümüdür (cismanileşmesi). Gaia ile Uranus’ün kızı olan Mnemosyne ilk titanlardandır ve hafızanın, hatıranın tanrıçasıdır. Zeus’un babası olduğu Müzlerin (Muses – İlham perileri) annesidir. Efsaneye göre Zeus, Mnemosyne ile dokuz gece geçirir, ve bu gecelerin her biri için bir Müz dünyaya gelir.
Mnemosyne aynı zamanda yeraltı dünyasında (ahiret – hades) akan bir nehrin adıdır. Lethe’nin zıddı olan bu nehir, kendisinden içenlere (ki bunlar reenkarne olmaya hazırlanan ölü canlardır) geçmiş yaşamları hakkındaki her şeyi hatırlatır.
9- Themis (Yağmur)
Themis, Yunan mitolojisinde Uranüs ve Gaia’nın kızı olan adalet ve düzen tanrıçasıdır. İlahi adaletin tecessümüdür. Zeus’un Metis’ten sonraki ikinci karısıdır. Babaları Zeus olan, Horae ve Moirae’nin annesidir.Kendisi öfkeli veya cezalandırıcı değildir. Ona yeteri kadar saygı gösterilmediğinde veya adaletsizlik yapıldığında, o sessiz kalır ve onun yerine Nemesisgerekli karşılığı, cezayı verir. Themis, aynı zamanda kâhindir, kehânet gücü vardır, kehânet yeri olan Delphi tapınağını o inşa etmiştir.
10- Kriyus (savaş ve barış)
Yunan mitolojisinde bir titan. Uranus ile Gaia’nın oğlu. Eurybia’dan Pallas isimli oğula sahip olmuştur. Bu oniki titan arasında hiç bir bilgiye sahip olmayan daha doğrusu hakkında pek araştırma yapılmayan tek titan Kriyus’dur. Ne tanrısı olduğu belli olmayan bu titan hakkında pek çok tez atılmış fakat açıklık getirilememiştir.
Tarihi kaynaklarda kabul edilen özelliği ve hakkında bilgi olmamasının sebebi şöyle açıklanmaktadır: Kriyus: Bir güç ve savaş tarısıdır. Gaia ile titanların lideri Uranüs’ün oğlu ve Nike’nin en büyük ata soyudur. Eurybia ile evlendikten ve Pallas isimli bir çocuk sahibi olduktan sonra diğer titanlar tarafından tehdit olarak görülmüş fakat gücü ve kudretiyle baş edemiyeceklerini bilen titanlar onu ailesiyle tehdit edip lanetlemiştir. Bütün bilgileri kaybolmuş ve bulunamamıştır. Kriyus’a tapan yüz binlerce insan onun kudretine ve gücüne hayrandır.
11- Iapetos (Ölümlülük,yara ve yaşam süresi)
İapetos veya İapetus (Yunanca: Ἰαπετός), Uranüs (gök) ile Gaia’nın (yer) oğlu olan bir Titan’dır. Okeanos ile Tethys’in kızlarından bir olan Klymene ile evlenmiş ve bunun sonucundaAtlas, Menoitios, Prometheus ve Epimetheus olmak üzere 4 çocuk meydana getirmiştir. Bunun için evrensel tufandan sonra Deukalion, Prometheus aracılığıyla İapetos’a bağlanmaktadır.İapetos, dikkati temsil etmektedir.
12- Gaia (Toprak)
Gaia veya Gaea, Yunan mitolojisinde yeryüzünü simgeleyen, arzın tecessümü (cisimleşmiş hâli) olan tanrıçadır. Bir ana tanrıça, doğa ana olan ve diğer tanrıların kendisinden türediği Gaia’ya özellikle ilk zamanlarda tüm Yunanistan’da tapınılsa da, zaman içinde tanrıçanın konumu değişmiş, ona olan ilgi azalmıştır. Gaia’nın Roma mitolojisindeki dengi Terra’dır.Hesiodos’a göre Gaia her şeyin yaratıcısı, her şeyin kendisinden meydana geldiği “toprak ana”dır; tüm tanrıların ve titanların annesidir.Khaos’tan sonra ortaya çıkan Gaia ilk önce gökyüzü Uranos’u daha sonra Pontos’u kendisinden çıkarır bir başka tabirle doğurur.
Daha sonra Uranos’tan Titanlar’ı doğurdu. Ancak Uranos kendi çocukları olan titanları doğar doğmaz Gaia’nın bağrına gömmekteydi (Ayrıca oğulları olanHekatonkheir ve Kyklopları Tartarus’a göndermişti fakat tanrılar onları kurtardı). Artık bu ağırlığı taşıyamayan Gaia, Uranos’tan olan oğlu Kronos’un yardımıyla Uranos’u yendi ve çocuklarını özgürlüğüne kavuşturdu. Daha sonra Kronos da kendi oğlu Zeus tarafından tartaros’a atılarak aynı kaderi paylaşacaktı.
Yunanlılar evreni Tanrıların yarattığına inanmazlardı. Onlara göre evren, Tanrıları
yaratmıştı. Tanrılardan önce yer ve gök vardı. Titanlar onların çocukları, tanrılar
da torunlarıydı.
* * *
TİTANLAR VE ON İKİ BÜYÜK OLYMPOSLULAR
Yaşlı Tanrılar diye anılan Titanlar, çağlar boyunca evreni elinde tutmuşlardı. Son
derece güçlü ve iriydiler. Sayıları çoktur ama Mitologya’ da hepsi de önemli
değildir. En önemlileri KRONOS‘dur (Latincede SATURNUS). Oğlu Zeus kendisini tahttan
indirene kadar öteki Titanlar yönetmiştir. Romalılara kalırsa, Jüpiter(Zeus’un
Latince adı) tahta çıkınca Saturnus İtalya?ya kaçıp Altın Çağ’ ı getirmiştir. Bu
barış ve mutluluk dönemi de, kendi başta kaldığı süre boyunca sürmüştür.
Adı anılabilecek öteki Tanrılar şunlardır: OKEANOS, dünyayı kuşattığı ileri sürülen
ırmak; karısı TETHYS; HYPERION, güneşin, ayın, şafağın babası; adı adalet anlamına
gelen THEMİS; omuzlarında dünyayı taşıyan ATLAS ile insanlığın kurtarıcısı
PROMETHEUS’un babası İAPETOS. Zeus? un başa geçmesiyle sürülmeyip kendilerine daha
önemsiz yerler verilen Yaşlı Tanrılar da bunlardır işte.
Titanların yerini alan tanrıların en güçlüleri On İki Büyük Olymposlulardır.
Olympos? da yaşadıkları için bu ad verilir kendilerine. Olympos’ un ne olduğu kolay
kolay anlatılamaz. Bir tepedir Olympos; bazıları onun, Yunanistan’ ın en yüksek
dağı, Tesalya?daki Olympos olduğunu söylerler. İlk Yunan şiiri İliada? da Zeus ötesi
tanrılara, “çok yamaçlı Olympos’ un en yüce tepesinden” seslenir; bu bölüme göre
Olympos’un bir dağ olduğu apaçık ortadır.
Ama biraz ilerde yine Zeus, isterse
yeryüzünü de, denizleri de, Olympos’ un tepelerinden birine asabileceğini belirtir;
bu bölüme göre ise Olympos’ un bir dağ olmadığı apaçık ortadadır. Gök de değildir
Olympos. Homeros, Poseidon?un denizi, Hades?in yer altı, Zeus’ un da gökyüzü Tanrısı
olduğunu söyler. Yine de hep birlikte Olympos’ da oturular.
Olympos’a mevsimlerin koruduğu, bulutlardan meydana gelmiş, büyük bir kapıdan
geçerek girilirdi. İçeride tanrılar oturur, uyur, ambrosia yiyip nektar içer,
Apollon’un lirini dinlerlerdi. Tanrısal bir aile meydana getiriyordu oniki
Olymposlular…
ZEUS (JUPITER), başkan
POSEIDON (NEPTUNUS), Zeus’ un erkek kardeşi.
HADES, öteki adı PLUTON, Zeus’ un erkek kardeşi.
HESTIA (VESTA), Zeus’ un kız kardeşi.
HERA (IUNO), Zeus’ un karısı.
ARES (MARS), Zeus ile Hera’ nın oğlu.
HEPHAISTOS (VULCANUS), Hera’ nın oğlu, Zeus’ un oğlu olduğu da söylenir.
Zeus’ un çocukları:
ATHENA(MINERVA).
APOLLON.
APHRODITE (VENUS).
HERMES (MERCURIUS).
ARTEMIS (DIANA).
1- ZEUS (JUPITER)
Zeus ile kardeşleri, evreni paylaşmak için Kur’ a çektiler. Deniz Poseidon’ a, yer
altı Hades’ e düştü. Zeus da böylece başkan, Gök’ ün hükümdarı, Yağmur-Tanrısı,
korkunç şimşeği fırlatan Bulut-Toplayıcısı oldu. Gücü, bütün öteki Tanrıların
güçlerinin toplamından da büyüktü. İliada’ da ailesine şöyle der: “Herkesten
güçlüyüm ben. Altın bir halat bağlayın gökyüzüne; tanrılar, tanrıçalar, hepiniz
ucundan tutun. Zeus’ u çekemezsiniz. Ama ben, istersem çekerim. Olympos’ un
tepelerinden birine bağlarım halatı, her şeyi, yeri de, denizi de asarım.”
Ama her şeyi bilemezdi Zeus, aynı anda her yerde birden bulunamazdı. Ona karşı
koyanlar, onu aldatanlar çıkmıştır. İliada’ da Poseidon da, Hera da onu kandırır.
Bazen Kaderin kendisinden üstün olduğu söylenir.
Durmadan aşık olur Zeus, kadınların peşinden koşar; bunu Hera’ dan saklamak için de
bütün ustalığını kullanır, yalanlar söyler. Bu durum şöyle açıklanmıştır: Bazı
şehirlerin inandığı, bağlandığı tanrıların yerini Zeus almış, zamanla ilk tanrıyla
birleşerek bir tek varlık olmuştu. İlk tanrının karısı da, ondan sonra Zeus’ un
karısı diye bilinmişti artık. Yunanlılarn bu sonsuz aşk serüvenlerinden pek
hoşlanmadığı ileri sürülebilir.
Zeus; aşk ve kadın yüzünden ululuğunu kaybetmemiştir. İliada’da Agamemnon şöyle der:
“En büyük, en yüce, fırtına bulutlarının tanrısı Zeus, göklerde yaşayan.” Troia’ da
Yunan Ordusuna, “Zeus Baba’ nın, sözlerinden dönen yabancılara hiç yardım etmediği”
söylenir. Zeus hakkında iki karşıt yargı, uzun süre yanyana sürüp gitmiştir.
Karşı konulmaz bir kalkanı vardır Zeus’ un. Kuşu kartal, ağacı eşeydi. Tapınağı,
meşe ağaçları arasında, Dodona’ daydı. Bakıcılar meşe yapraklarının hışırtılarını
yorumlayarak onun dileğini anlamaya çalışırlar.
2- HERA(IUNO)
Hera, Zeus’ un karısı ve kız kardeşiydi; Okeanos ile Tethys tarafından büyütülmüştü.
Şairlerin pek ilgisini çekmemiş bir tanrıça olan Hera, ilk şiirlerden birinde şöyle
anlatılır:
“Altın-Taht Hera, ölümsüzler kraliçesi,
Güzellikte en üstünleri, yüce tanrıça,
Ulu Olympos’ daklerin hepsi sayarlar seni
Gökler tanrısı Zeus kadar bağlıdırlar sana.”
Bu yüce tanrıça, Zeus’ un aşk serüvenlerine adları karışan kadınları cezalandırmakla
ün salmıştır. Suçlu olup olmadıklarına, Zeus tarafından kandırılıp
kandırılmadıklarına bakmamıştır bile. Yalnız o, kadınlara değil, o kadınların
çocuklarına da kötülük etmiştir. Bir Troialı, evrende Hera’ dan daha güzel bir kadın
bulunduğunu söylemeseydi, Troia Savaşı diye bir şey olmayacaktı. Hera’ nın
kıskançlığı ve kini yüzünden Troia şehri yakılıp yıkılmıştır denebilir.
Önemli bir öykü, Altın Post öyküsü, bir yana bırakılırsa Hera kahramanları,
kahramanlığı desteklemiştir. Yine de, her evde saygı gösterilirdi kendisine; bu da,
evliliğin ve evli kadınların koruyucusu olmasına bağlıdır. Doğum sırasında kadınlara
yardım eden Eileithyia, Hera’ nın kızıydı. Kutsal hayvanları, inek ile tavus kuşunu
severdi(korurdu), şehri de Argos’ du.
3- POSEIDON (NEPTUNUS)
Deniz Tanrısı olan Poseidon, Zeus’ un kardeşiydi; önem bakımında da hemen ondan
sonra gelirdi. Ege Denizi’ nin iki yanında oturan Yunanlılar balıkçıydılar, bu
yüzden deniz tanrılarına büyük saygı gösterirlerdi. Deniz diplerinde büyük bir
sarayı olan, yine de günlerini Olympos’ da geçiren Poseidon’ un karısı, Titan
Okeanos’ un torunu Amphitrite’ ydi.
Önemli bir özelliği vardır bu tanrının; insanlara ilk atı o vermiştir. Bu özelliği,
edebiyatta tanrılığının yanı sıra işlenmiştir:
“Poseidon efendimiz, bu yüceliği sen verdin bize,
Güçlü atları, genç atları, derinlikler yasasını sen verdin.”
Fırtınayı başlatmak, durgunluğu getirmek de onun elindeydi:
“Buyurdu, fırtına rüzgarı yükseldi,
Denizin dalgaları da.”
Rüzgarlar, dalgalar ne kadar yükselirse yükselsin, Poseidon altın arabasına binip de
denizin üstünde dolaşmaya başlayınca ortalığı bir durgunluk, bir sessizlik, bir
dinginlik yayılırdı. “Toprak-Titreten” de derlerdi Poseidon’ a; Deniz tanrısı,
yanında taşıdığı üç uçlu mızrağıyla gönlünün dilediğini sarsar, titretirdi.
Atlarla ilgilendiği kadar boğayla da ilgilenirdi; ama boğa, başka tanrılarla da
bağları olan bir hayvandır.
4- HADES (PLUTON)
Olymposlular arasında üçüncü kardeş olan Hades, kur’ada yeraltını seçmiş, ölüleri
yönetmeye başlamıştır.Toprakta gizli değerli madenler yüzünden Pluton, Zenginlik
tanrısı diye de adlandırılmıştır. Yunanlılar gibi Romalılar da Hades derlerdi ona;
bazıları, Latincede zengin anlamına gelen “Dis” kelimesini onun adı olarak
benimsemişlerdir.
Pek ünlü bir başlığı vardı Hades’ in, kim giyse görünmez olurdu. Karanlık ülkesinden
kolay kolay ayrılmaz, Olympos’ a oldukça seyrek giderdi; zaten kendisini orda iyi
karşılamazlar, ağırlamazlardı. Acımayan bir tanrıydı, ama doğruluğu, adaleti
severdi. Korkunçtu, ama kötü bir tanrı değildi. Karısı, yeryüzünden kaçırarak aşağı
dünyanın kraliçesi yaptığı Persephone (Proserpina) idi.
Ölüler tanrısıydı Hades; ama kendisi, Yunanlıların Thanatos dedikleri Ölüm’ le
karıştırmamalıdır.
5- PALLAS ATHENA (MINERVA)
Zeus’ un kızıydı; annesi yoktu. Bebek olarak değil de, büyümüş olarak, zırhlar
içinde çıkmıştı Zeus’ un kafasından. İlk şiirlerde, bu arada İliada’ da acımak nedir
bilmeyen, katı yürekli, duygusuz bir savaş tanrıçası diye tanıtılır; aslında, ülkeyi
saldırılardan koruyan bir tanrıçaydı Athena. Bir başka özelliği, Şehir tanrıçası
olmasıydı; uygarlığın, el sanatlarının, tarımın koruyucusu, dizginin yaratıcısıydı;
atları ilk ehlileştiren oydu.
Zeus, çocukların içinde en çok Athena’ yı severdi; ona güvenir, korkunç kalkanını,
yakıcı silahı şimşeği yalnız onun taşımasına izin verirdi.
Üç erden (bakire) tanrıça arasında en önemli olan Athena’ ya Erden Parheos,
tapınağına da Parthenon adı takılmıştır. Sonraları yazılarda şiirlerde, akıl, mantık
ve saflığın birleşiminden meydana gelmiş bir kavram olarak ele alınmıştır.
Athenai Şehri (Atina), ağacı kendi yarattığı zeytin, kuşu da baykuştu.
6- PHOIBOS APOLLON
Zeus ile Leto (Latona)’ nın oğlu Apollon, Delos adasında doğmuştu. “Tanrıların
içinde en Yunan tanrı” diye bilinirdi. Olymposluları altın liriyle eğlendiren, çok
uzaklara ok atabilen, hastaları iyileştiren, iyileştirme sanatını hastalara ilk
öğreten gümüş yayın efendisi okçu tanrı olarak yunan şiirlerine geçmiştir.
Karanlık nedir bilmeyen Işık Tanrısı, yalan nedir bilmeyen Doğruluk Tanrısı da
derledi ona:
“Ey Phoibos, doğruluk tahtından,
Dünyanın kalbindeki yerinden
Sesleniyor musun insanlara?
Hiç yalan söylenmiyor, Zeus’ un buyruğuyla,
Doğruluk sözünü karartacak gölge yok.
Ölümsüz bir hakla mühürlendi Zeus
Apollon’ un onurunu, konuştuğu zaman
Herkes inansın diye sarsılmaz bir inançla.”
Parnasson’ un yamaçlarındaki tapınağı Delphoi’ nin mitologyada önemli bir yeri
vardır. Bu tapınaktaki kutsal kaynağın adı Kastalia, ırmağın adı da Kephissos’ du.
Delphoi, dünyanın ortası olarak bilinirdi, yalnız Yunanistan’ dan değil bütün
dünyadan ziyaretçiler gelirdi oraya. Doğruyu arayanlar sorularının cevaplarını orda
bulurlardı.
Değişik adları vardı Apollun’ un. Yukarda sayılanların yanısıra, Kurtlar Tanrısı,
Fareler Tanrısı, Güneş Tanrısı da denirdi ona. Zaten Phoibos “ışıldayan” anlamına
gelmektedir. Burada asıl Güneş Tanrısı’ nın , Titan Hyperion’ un oğlu Helios
olduğunu belirtmek gerekir.
Apollon’ un en önemli özelliği, insanlarla tanrılar arasında bağlar, ilgiler kurmuş
olmasıdır. Tanrıların isteklerini insanlara bildiren, onlara tanrılarıyla nasıl iyi
geçinebileceklerini söyleyen, aralarını bulan hep Apollon’ du. Ağacı defneydi.
Yaratıların çoğu onun için kutsaldı; ama yunus ile kargaya ayrı bir sevgi beslerdi.
7- ARTEMİS (DIANA)
Apollon’ un ikiz kardeşi, Zeus ile Leto’ nun kızlarıdır. Olympos’ daki üç
erden(bakire) tanrıdan biri de oydu;
“Yaradılışa aşkı karıştıran Altın Aphrodite,
Bükemez, avlayamaz üç yüreği; erden, Vesta,
Savaştan, ustaların sanatından başka bir şey düşünmeyen Athena,
Ve Artemis, koruları, vahşi avları seven dağlarda.”
Kadın olmasına rağmen tanrılar içinde Baş-Avcı Artemis’ di. Çok iyi bir avcıydı.
Gençleri, yavruları severdi. Yine de, Troia’ ya gitmek isteyen Yunan donanması,
Artemis’ e genç bir kız kurban edinceye kadar yola çıkmamıştı. Başka öykülerde katı
yüreklidir Av Tanrıçası. Bir kadın acı çekmeden, ansızın ölürse onun gümüş oklarıyla
ölmüş demektir. Phoibos’ un güneş olduğu belirtilmişti; Artemis de Ay anlamına gelen
Phoibe ve Selene (Latincede, Luna) adlarını almıştır. Aslında Phoibe bir Titan,
Selene de Apollon’ la ilgisi olmayan bir Ay Tanrıçasıydı. Apollon’ la karıştırılan
Helios’ un kızkardeşi olduğu için bazı kişiler onu Artemis sanmışlardır.
Hekate ile de bir tutulur Artemis. Bazı şairlere göre, gökte Selene, yeryüzünde
Artemis, yeraltında ve karanlığa büründüğü zamanlar gökyüzünde Hekate’ dir.
Selvi onun için kutsaldı; yabani hayvanların hepsini, özelliklede geyiği, severdi.
8- APHRODITE (VENUS)
Ölümlülerin de, ölümsüzlerinde akıllarını çalan Aşk ve Güzellik Tanrıçası;
kalplerine girdiği kimselere alayla gülen Kahkaha Tanrıçası; karşı konmaz Tanrıça…
İliada’ ya bakılırsa, Zeus ile Dione’ nin kızlarıdır; ama daha sonra yazılan
şiirlerde deniz köpüklerinden doğmuş olduğu anlatılmıştır (Aphros, Yunancada köpük
anlamına gelir). Bu doğum, Kythera yakınlarında olmuş, Aphrodite sonradan Kypros
(Kıbrıs) kıyılarına sürüklenmiştir. Bu olay sonucunda iki ada da kutsal sayılmış,
tanrıçaya da Kypris, Kythereia adları verilmiştir.
“Batı yelinin soluğu taşıdı onu
Gürüldeyen denizin üstünde,
Sevimli köpüklerden kaldırıp
Dalgalarda çevrili Kypros’ una.
Altın çelenkli saatler
Onu sevinçle karşıladılar.
Ölümsüz giysilere sarıp
Tanrılara götürdüler onu.
Menekşelerle taçlanmış Kythereia’ yı görünce
Bir şaşkınlık kapladı bütün tanrıları.”
Romalılar da inanırlardı buna. Güzellik, Aphrodite’ yle gelirdi. Rüzgarlar, fırtına
bulutları onu görünce kaçar, çiçekler toprağı süsler, denizin dalgaları kahkahlar
atardı. Onsuz sevinç de, mutluluk da olmazdı.
İliada’ ya göre ise Aphrodite, ölümlülerin bile saldırmaya çekinmedikleri yumuşak,
zayıf bir yaratıktır. Daha sonraki şiirlerde, erkekler üzerinde yıkıcı gücü olan
kinci, kötü bir tanrıça olarak gösterilirdi.
Ateş tanrısı çirkin, topal Hephaistos’ un karısıydı. Ağaçlardan mersin ağacını,
hayvanlardan kumruyu, bazen de serçe ile kuğuyu korurdu.
9- HERMES (MERCURIUS)
Babası Zeus, annesi de Atlas’ ın kızı Maia’ ydı. Ayaklarında kanatlı sandallar,
başında kanatlı bir başlık, elinde de kanatlı bir asa (Kerykeion, Latincede
Caduceus) bulunurdu. Zeus’ un habercisiydi, onu kadar tez ayaklı bir yaratığa
mitologyada rastlanmaz.
En zekisi, en kurnazıydı tanrıların; Hırsızlar Ustası’ ydı bir adı da, hırsızlığa
daha bir günlükken başlamıştı;
“Sabahleyin erkenden doğdu,
Akşam çökünceye kadar çalmıştı bile
Apollon’ un sürülerini”
Zeus, sürüleri geri verirdi. Hermes de kaplumbağa kabuğundan yaptığı çalgıyı
Apollon’ a armağan ederek onun gönlünü kazandı. Ticaret tanrısı, tüccarların
koruyucusu olarak anılmasında belki bu küçük olayın da payı vardır. Ölülere
kılavuzluk eden, onları son evlerine götüren Tanrısal Haberci de Hermes’ den başkası
değildir. Mitologyada tanrılar içinde en çok onun adına rastlanır.
10- ARES (MARS)
Zeus ile Hera’ nın oğulları olan Ares, Savaş Tanrısıydı. İliada’ da son derece katı
yürekli, kinci bir tanrı olarak tanıtılmıştır. Homeros’ a göre, yanlız kana susamış
biri değildir, korkaktır da. Yaralandığı zaman acıyla haykırır, arkasına bile
bakmadan kaçar. Savaş alanına tek başına inmez, yanında yardımcıları vardır; kız
kardeşi Eris(Kavga) ile Eris’ in oğlu Çekişme… Savaş Tanrıçası da üç adamıyla (Yı’
gı, Titreyiş, Ürküntü) yardım eder ona. Hep birden ilerlemeye görsünler, ortalığı
kan kaplar, toprağın üstünden sel gibi kan akar.
Yunanlılar Ares’ i pek sevmezlerdi; Romalılar Mars’ ı daha çok severlerdi. Onlara
göre, parıltılı zırhlar içinde üstün, soylu bir görünüşü olan hiç yenilmeyen bir
tanrıydı Mars. Romalılar da Mars’ ı gördükleri zaman, Yunanlıların yaptığı gibi
kaçmazlar, Savaş Tanrısına doğru, “yüce bir ölüme” koşarlardı.
Bir savaş sembolü olmaktan ileri gidememiştir Ares; mitologyada adına pek seyrek
rastlanır. Hermes, Hera, Apollon gibi kişiliği yoktur. Kendisine tapan bir şehir
bulmak da imkansızdır. Yunanlılar onu ana yurdunu zalim, sert insanlar ülkesi
Thrakia olduğunu söylemişlerdir.
Kuşlardan hangisini seçtiğini kestirmek zor değildir: Akbaba. Köpek de onun
hayvanıydı, bunu yapmakla Yunanlıların köpeğe haksızlık ettikleri ileri sürülebilir.
11- HEPHAISTOS (VULCANUS)
Ateş tanrısı, Zeus ile Hera’ nın oğullarıydı. Bazıları Zeus’ un Athena’ yı
yaratmasına karşılık, Hera’ nın da tek başına Hephaistos’ u doğurduğunu söylerler.
Bütün güzel kusursuz tanrılar içinde en çirkini oydu. Topaldı da: İliada’ nın bir
yerinde, doğurduğu yaratığın çirkin olduğunu görerek kızan Hera’ nın onu gökten
fırlattığı, bir yerinde de Hera’ yı savunmak için bu işi Zeus’ un yaptığı yazılıdır.
İşin tuhafı iki olayı da Hephaistos anlatır.
Homeros’ a göre Ateş Tanrısı, Olympos’ da büyük saygı görürdü. Bütün ölümsüzlerin
silahlarını, zırhlarını hazırlayan, demircilik yapan oydu. Çalıştığı yerde de
altından yaptığı kızlar canlanıp ona yardım ederlerdi. Daha sonraki şiirlerde,
Hephaistos’ un ocağının yanardağın altında olduğu belirtilmiştir.
İliada’ya bakılırsa karısı üç Kharit’ lerden biri, Aglaia, Odysseia’ ya bakılırsa
Aphrodite’ dir.
Yerde de, gökte de sevilen iyi yürekli bir tanrıydı Hephaistos. Athena ile birlikte
şehir hayatında büyük bir yeri vardı. İkisi de tarımı, uygarlığı, el sanatlarını
korurlar, dokumacıları, demircileri severlerdi.
12- HESTIA (VESTA)
Zeus’ un kızkardeşi olan Hestia, Athena ile Artemis gibi bir erden tanrıçaydı.
Belirli bir kişiliği yoktur. Mitologyadaki öykülerde de önemli bir yer tutmaz. Evin,
yuvanın koruyucusuydu; bu yüzden Ocak Tanrıçası diye bilinirdi. Bütün yemekler ona
bir “sunu”yla başlar, bir “sunu”yla biterdi;
“Hestia, insanların ve ölümsüzlerin evlerinde
En yüce yer senindir, sunulan tatlı şarap
Yemekte sunulan şarap sana dökülmüştür.
Sensiz ölümlülerde şölen veremez, tanrılar da.”
Her şehirde kutsal bir ocak bulunur, bu ocakta yakılan ateşde hiç söndürülmezdi.
Yeni bir şehir kurulacağı zaman başka bir şehrin ocağından ateş getirilerek yeni
şehirdeki ocak törenle yakılırdı.
Vestia’nın Roma’daki ateşini altı erden rahibe korumaktaydı.
Videolu Bilgi
Antik Yunanda Tarihin Gizemleri Belgeseli -1-
Antik Yunanda Tarihin Gizemleri Belgeseli -2-
Antik Yunanda Tarihin Gizemleri Belgeseli -3-
Titanlar hakkında ,şimdiye kadar ki en iyi ve derli toplu bir bilgi yazısı olmuş teşekkürler!
Güzel bir bilgi yazısı olmuş.
Bilgi yazısı süper olmuş.Geliştirilmeye ihtiyacı yok gibi .Gayet anlaşılır ve detaylı…Teşekkürler ibrahim