Özay Gönlüm Kimdir?
Tam adı: Özay Gönlüm
Doğum Tarihi: 5 Şubat 1940
Doğum Yeri : Merkezefendi, Denizli,Türkiye
Ölüm Tarihi : 1 Mart 2000
Ölüm Yeri : Ankara / Türkiye
Eğitim: Denizli Erkek Sanat Enstitüsü
Çaldığı Alet:Yâren (çalgı)[Yaren. Özay Gönlüm’ün tanbura, bağlama vecura’yı aynı gövdede birleştirdiği saz. Tasarımını Özay Gönlüm’ün yaptığı yaren, ilk defa Cafer Açın tarafından imal edilmiştir. Saza bu ismi, 1976’da TRT’de Halit Kıvanç’ın sunduğu “Bir Kadın Bir Erkek Yarışması”nda izleyicilerin vermesi öngörülmüş, iki hafta sonraki programda zamanınTefenni Kaymakamı Yüksel Ayhan’ın verdiği Yaren ismi genel kabul görmüştür.] Başlıklar
Hakkında
Özay Gönlüm kimdir? Özay Gönlüm, repertuvarı Ege Bölgesi ve özellikle de Denizli yöresi ile özdeşleşmiş ve mizahi unsurlara yer verdiği çalışmalarının ustalığı ve derinliği zamanla farkedilmeye başlanan Türk Halk Müziği’nin “üstad”ları arasında kabul edilir.
Ailesi Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Kızılcabölük beldesindendir. 1953 yılında başladığı Denizli Erkek Sanat Enstitüsü’nde farklı kişiliği ve müziğe yatkınlığı ile okulda sevilen biri oldu. 16 yaşında Türk türkülerinin en ünlü derleyicisi olan Muzaffer Sarısözen’le tanışması kariyerinde belirleyici oldu. Ankara Radyosu Yurttan Sesler programıyla sanat dünyasına adım attı. Belli bir süre Milli Eğitim Bakanlığı “Film Radyo Televizyon Merkezi”‘nde çalıştı. 1966’da “yetişmiş saz sanatçısı” olarak Ankara Radyosu’nda çalışmaya başladı.
Özellikle Denizli yöresinin türkülerini, sesi ve sazı ile mikrofonlara taşıdı. Çalıp söylediği Ege türküleri kadar, taklit yeteneği, şovmenliği, fıkraları ve kullandığı Denizli şivesiyle folklora zenginlik kattı.
1960’larda sahneye de çıkan sanatçı, 1973’ten itibaren düzenli şekilde İzmir Enternasyonal Fuarı’nda sahne aldı. Başta Zeki Müren olmak üzere pek çok ünlüyle aynı sahneyi paylaştı. Bir Yeşilçam filminde başrolde oynadı. TRT’de, tarıma ve çocuklara yönelik programlarda yer aldı. Kültür Bakanlığı Halk Müziği Geliştirme Merkezi (HAGEM) Repertuvar Kurulu üyeliği yaptı. Son televizyon programı TRT-1’deki “Türk Halk Müziği İstekleri” oldu.
Radyo oyunlarında ve tiyatrolarında roller alan Özay Gönlüm, radyo ve TV’lerde yayınlanan ‘Nineden Mektuplar’ tiplemesiyle çok sevildi. En sevilen türkülerinden biri olan “Çöz de Al Mustafa Ali” türküsünü, “Fişini de Al Mustafa Ali” diye de seslendirerek, halkı fiş (vergiye yönelik makbuz) toplamaya davet etmesiyle sosyal bilincini gösterdi.
Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya, Çin ve Hindistan’da konserler veren Özay Gönlüm, başta Denizli ve Kütahya yöreleri gelmek üzere pek çok yöreden 3400’den fazla türkü derledi. Özellikle, “Denizli’nin Horozları” (Çil Horoz), Çöz de Al Mustafa Ali, “Sultan seccadesi, Asmam Çardaktan, Cemile’min Gezdiği Dağlar Meşeli, Osmanım’ın Mendili, Adım adım Denizli’nin yolları, Şu Dağlar Tepe Tepe gibi türküleriyle tanınıyordu.
Teatral yeteneği, yöresel icra tekniği, vokal yorumu ve “yaren” adını verdiği üçlü sazı ile Türk Halk Müziğinde bir ekol oluşturdu. Bağlamanın yanı sıra cura ve tambura tekniğine de çok önem vermiş, Ege yöresinde Ramazan Güngör’den Hamit Çine’ye kadar birçok curacı ile çalışmış, katıldığı programlarda her boydan cura çalmıştır. Yaren adlı enstrümanı ile cura, bağlama ve çöğürü bir araya getirdi.
Türküleriyle 34 yıldır gönülleri fetheden Özay Gönlüm, 2 yıl akciğer rahatsızlığıyla yaşadı. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Kliniği’ne tedavi amacıyla yattı. Ancak hastalığa yenik düşerek 1 Mart 2000’de hayata gözlerini yumdu. Mezarı Cebeci Asri Mezarlığındadır. Eşi Ayten Hanım’dan iki kızı vardır.
BİR YÂREN: ÖZAY GÖNLÜM
Türk dinleyicisi onu peruk saçı, şık takım elbisesi ve yeleği, kolunda tesbihi, sazının altında bacağına serili mendili, ayağında çizmesi ile Ege yöresinden derlediği türküleri ama illa ki de “Ninenin Mektupları” ile tanıdı. Teatral yeteneği, yöresel icra tekniği, vokal yorumu ve “yâren”i ile Türk Halk Müziğinde bir ekoldu Özay Gönlüm.
Özay Gönlüm baba tarafından Denizliliydi. Babasının askeri görev aldığı Erzincan’da 1940 yılında doğdu. Küçük yaşta ağız armonikası çalarak müziğe
başladı, ortaokul yıllarında keman çaldı. Bağlama çalmaya başladıktan sonra, 1965 yılında köy köy dolaşıp derlemeler yapmaya başladı. Özellikle Ege
yöresinden pek çok türkü derledi. Yurttan Sesler’in kurucusu Muzaffer Sarısözen’in davetiyle Ankara Radyosu Yurttan Sesler programına misafir sanatçı olarak katılmaya başladı. Kısa bir süre M.E.B. Film ve Radyo Telavizyon Merkezi’nde çalıştıktan sonra Yurttan Sesler’de “yetişmiş saz sanatçısı” olarak çalışmaya başladı.
1973’ten sonra on yıl kadar İzmir Fuarı’nda sahne aldı. Özellikle bu yıllarda şöhreti yayıldı. Pek çok 45’lik ve uzunçalara imzasını attı. Kendi derlediği ve TRT repertuarına kazandırdığı yüzlerce türküden “Çöz de al Mustafa Ali”, “Sobalarında kuru meşe”, “Denizli’nin horozları”, “Evlerinin önü bulgur kazanı”, “Avşar Beyleri”, “Cemilemin gezdiği dağlar meşeli”, “Tepsi
tepsi fındıklar”, “Şu dağlar tepe tepe”yi bu dönemde plaklara okudu. Ama asıl satış rekorlarını “Ninenin Mektubu” plaklarıyla kırdı. Onlarca mektubu plaklara okudu. Denizli şivesi ile anlattığı bu hikayeler ve fıkralar çok sevildi. Saz çalıp söylemenin yanına şovmenlik ve taklit yeteneğini de katmıştı.
Gönlüm, radyo programlarında bağlama çalmasına rağmen cura ve “şelpe” tekniğine de çok önem vermiştir. Ege yöresinde Ramazan Güngör’den Hamit
Çine’ye kadar bir çok cura çalanla çalışmış, katıldığı programlarda her boydan cura çalmıştır.
70’li yılların sonunda esprili kişiliği ve türkülerinin yanı sıra bağlama yapımcısı Cafer Açın’e yaptırdığı “yâren”i ile de ünlendi. Cura, bağlama ve çöğürü içeren bu sazla televizyon, radyo ve konserlerde şovlar yaptı.
TRT için pek çok alanda çalışan Gönlüm, 80’li yıllarda Maliye Bakanlığı’nın televizyon için hazırladığı KDV reklamlarında oynadı. Ayrıca bazı radyo tiyatrolarında, tarıma ve çocuklara yönelik televizyon programlarında yer aldı.
“Yâren”ini yanına katıp 42 ülkede konserler veren Özay Gönlüm, Kültür Bakanlığı Hagem’de Repertuar Kurulu üyeliği, TRT Türk Halk Müziği Repertuar
Kurulu üyeliği ve birçok sınavda jüri üyeliği görevlerinde de bulundu. Son süreli yayını olan TRT 1’deki “THM İstekler Programın”da dinleyicileriyle
buluşan Gönlüm, yâreni, boy boy curası ve söylediği türkülerle Türk dinleyicisine yine doyumsuz geceler yaşatıyordu.
Özay Gönlüm, 1 Mart 2000 Çarşamba günü, birkaç gündür tedavi gördüğü Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nde geceyarısına doğru solunum yetmezliğinden vefat etti. Hiç kimsenin beklemediği bir anda neşeli simasını ve türkülerini sevenlerinin anılarında bırakan Gönlüm, Türk Halk Müziği repertuarına da derlediği 1000 kadar ezgiyi bırakmıştı.
NİNENİN MEKTUBU
Amanın yavrım,
Ben öyle duyuyom, o gocuman memleketlerde cicili bicili, boyalı moyalı,
şıngırdak fıngırdak, kirpikleri takma, saçları sokma, onlan bunlan düşüp
kalkma, gözleri elde, etekleri belde, artanı da yerde, sıska mıska, şıbıldak
gibi bazı, çirkin mirkin hanımlar, gızlar oluveriyormuş. Amanın onlara
tutuluveren de, yanıveren de deme yavrım. Alceen gızın soyu sopu belli, saçı
sırma telli, eline el değmemiş, kötü süt emmemiş, sevisi derinde, eti butu
yerinde olmalı. Dizine otutturuverdin mi kucağın dolmalı, domuz hem evlenince
pazara kadar değil, mezara kadar varmalı. Ee hanım dediğini de alaya kattın
mı, koluna taktın mı yakışmalı, duvara attın mı yapışmalı. Bu sözlerimi eyi
dinle bakem, bi kulağından sok da öte kulağını tıka, çıkıvermesin len. Senin
nazlı Eminen ne güne duruyo?Geçenlerde ekmek ediyodum. Açcık hamurum kaldıydı. Emine gelivedi.
“Koley gelsin ninem” deye artanını da o edivedi sağolsun. Maşallah bi olmuş
hopur hopur. Dilim dağı taşı gırkbin kere maşallah. Amanın, artanını da o
ediverdikten sonra iki süpürgü çalıvedi avluya, malların altlarını kürüyüvedi.
Ben de ah benim ak topanım, gövercinim, kalem kaşlım, nazlı gülüm, mor
zümbülüm, al bürgülüm, bol görgülüm, naha Alah seni allı başlı gelinler
edivesin, muradına er, gonca güller der, naha evlerine sarı sarı buğdeyler
yağıvesin deye dualar edivedim. Giderken de senin hesabiyetine şööle “e
gelinim olmecen mi len?”. Sarmeştim de iki yaneceğinden şappudu şuppudu
öpüvediydim. Amanin misler gibi kokuyo len. Ee öpmek filan deyince o gül yüzün
gülüyo de mi? Seni gavurun piçi seni! Emi güzel yavrım, yokluğun köz oluyo
yüreğimde.Dün akşamüstü kırmızı fistanımı geydim de şööle cami duvarına doğru
yukarı çıkıyodum. Elimi ardıma kodum. Bizim Zartlak Osman pencereyi açmış,
bende şööle oturdum. Bi de iradyoyu sonuna kadar açtıttırmış da havaları
dinliyon deyyodum. Beni görüvedi, “ninee!” dedi. “Eeey!” dedim. “Gel de bi
açcık oynayıvee” dedi. “Beni mi deyyon ay oğlum” dedim. “Heee” dedi. “Uleen”
dedim, “benden geçti gari a yavrim. Sen o karını, Gıygıdı İbram’ın gızını bi
cıscıbıldak soy, köyün delikanlılarını ünle, onların garşısında böyle şakkıdı
şukkudu bi oynatıve!”. İyi dememiş miyim len? Sen olmayınca yokluğun köz oluyo
yüreciğimde. Gel gari yavrım. Yollara bakıttırma, gözümüzden yaş akıttırma.
Gel gari yavrım, gel gari! He hey.
Yazan: Özay Gönlüm
Özay Gönlüm Albümleri:
30 civarında 33’lük/45’lik, 30 kadar kaset. 200 türkünün derleyicisi veya kaynak kişisi. Eski 45’likleri ve uzunçalarları birinci el piyasasında bulunmamaktadır. En güncel derleme, Kalan Müzik tarafından 2005 yılında piyasaya sürülmüş olan ve 2 CD, 2 kaset ve kitapçıklardan oluşan “Özay Gönlüm” koleksiyonudur. Ayrıca 2001 yılında Anadolu Müzik tarafından piyasaya sürülmüş “Yaren” isimli kasedini bulmak mümkündür.
- En tanınmış türküleri arasında aşağıdakiler sayılabilir:
- Elif dedim be dedim
- Evlerinin önü bulgur kazanı (Adım adım Denizlinin yolları)
- Arabaya taş koydum
- Asmam çardaktan
- Denizli’nin horozları
- Derbent Deresi
- Ninenin mektubu, Çil Horoz
- Çöz de al Mıstıvali
- Cemilemin gezdiği dağlar meşeli
- Tepsi tepsi fındıklar
- Sobalarında kuru da meşe yanıyor
- Karahisar kalesi
- Hatçam çıkmış gül dalına
- Dağların başındayım
- Elindedir bağlama
- Gıcır gıcır gelir yarın kağnısı
- Manisayla Bergamanın arası
- Onikidir şu Burdur’un dermeni
- Hıkkıdık duttu beni
- Evren köy
- İki keklik
- Gımıldanıver
- Bağlamamın Dügümü
Videoları
Özay Gönlüm Ninenin Mektuplarından bir alıntı:::