Neuroformat (Beyne Format Atma) Nedir?
Neuroformat beyne format atmak ya da nörolojik formatlama gibi anlamlar ifade eden ve son 20 yıldır geliştirilen bir tekniktir. Esası, beynin yeniden programlanması ve algıların köklü olarak değiştirilmesine dayanır. Yöntem hala geliştirilmeye ve farklı teknikler üzerinden uygulanmaya devam etmektedir.
Geçmişimiz, çocukluk yaralarımız, korkularımız, travmalarımız ya da kişiliğimizi oluşturduğuna inandığımız bir takım zararlı alışkanlıklarımız, nörolojik dokunuşlar sayesinde, sıfırdan alınarak yeniden biçimlendirilebilir mi? Aslında tekniğin ana konusu bu sorunun cevabından ibarettir. Tekniğin kurucusu ise ünlü yazar Barış Muslu’dur.
Bu yöntem kimlere uygulanır, nasıl yapılır ve faydaları nelerdir? İşte bu yazımızda tüm bu soruların cevaplarını bulabilir ve ilgili videolara da yazımızın son bölümünde ulaşabilirsiniz.
Neuroformat Kimlere Uygulanabilir?
Beyne format atmak olarak nitelendirilen bu yöntemin uygulanması için herhangi bir yaş sınırı, cinsiyet veya hastalık şartı yoktur. Ancak tüm psikolojik tedavi yöntemlerinde olduğu gibi, burada da kişinin; öncelikle iyileşeceğine, arınacağına ve evrileceğine yürekten inanması gerekmektedir. Aksi takdirde, teknik, yalnızca kitabi bilgilerden ibaret olarak kalacak ve hastaya istenilen düzeyde etki etmeyecektir.
Peki hangi durumlarda uygulanabilirliği vardır, bunlara bir göz atalım…
Bilinç altı temizliği: Yaşanmışlıklarımızdan ya da atalarımızdan bize aktarılan kalıplardan kaynaklı olarak, farkında olmaksızın, bilinç altımızı yöneten bir takım duygu ve düşüncelerin arındırılması prensibine dayanır.
Endişeler/ Kaygılar: Travmalara, rol modellere, sahip olduğumuz yargılara veya çok daha farklı sebeplere bağlı olarak gelişen, kötü duygular, zanlar ve zihnin yazdığı olumsuz senaryolarda uygulanan bir yöntemdir. (Örneğin; her an üzücü bir haber duyacağım, öleceğim veya sevdiklerimi kaybedeceğim şeklinde)
Panik: Zihinde yaşanan kabus dolu olayların gerçekte de cereyan ediyormuş gibi vücudu etkilediği bir durumdur. Baş dönmesi, ağız kuruluğu, ellerde-ayaklarda uyuşma, kalpte çarpıntı ve nefes darlığı ile tarif edilir ve kişide, son derece negatif bir düşünce sistemi işler. Bireyin hayat standartlarını düşürür ve tekniğin tam da bu noktada işe yaradığı belirtilmektedir.
Korkular: Neuroformat yönteminin sıkça kullanıldığı bir diğer alan da fobilerdir. Bilinç altımıza habersizce işlenen kodlar, genetik geçişler ve kötü örnekler neticesinde oluşan korkularımız, zamanla bizi ele geçirip mental sağlığımızı olumsuz yönde etkilemektedir. Örneğin; kedi-köpek korkusu, yükseklik korkusu, kapalı alan korkusu, ölüm korkusu, böcek korkusu, karanlık korkusu, hastalanma korkusu gibi problemlerde, beynin formatlanması tercih edilmektedir.
Utangaçlık: Sosyal ilişkiler kurmakta zorlanma, içe kapanık hal, medeni cesaretin olmaması, hakkını arayamama, kendini savunmakta güçlük çekme, bildiği bir konuda bile söz sahibi olmakta tedirginlik gibi sorunlar, kişinin yaşam kalitesini düşürmekle kalmayıp insani ilişkilerine de ket vurmaktadır. Neuroformat ile bu özelliğin değiştirilmesinin mümkün olduğu düşünülmektedir.
Mutsuzluk- OKB Takıntıları: Aşk acısı, değersiz hissetme, depresyon, olumsuzluklara odaklanma ve hayatın anlamını sorgularken pozitif durumları görememek gibi sorunlar, mutsuzlukla bağlantılıdır. Burada da yine nörolojik anlamda arınma ve yeni kodlar oluşturma gereksinimi doğmaktadır. Tekniğin vereceği hizmet bu yönde olacaktır.
Travmalar: Ölüm acıları, çocuk-ebeveyn sorunları, taciz, tecavüz, doğal afetler ve daha pek çok irili ufaklı travmatik olay zihnimize kazınır. Etkileri ise her yaşadığımız anda ya da deneyimde kendisini göstermeye devam eder. Hal böyle olunca psikolojik sağlamlığımız zarar görür. Neuroformat burada da etkin olmayı hedefler.
Kilo Problemleri, Zararlı Alışkanlıklar: Duygusal yeme bozukluklarından, alkol, sigara veya madde kullanımına kadar pek çok sorunda, beynin yeniden yapılanması gerektiğini savunan teknik, bilinç altına doğru şifreleri göndermeyi amaçlar.
Neuroformat Nasıl Uygulanır?
- Prensibin köken aldığı mantığı açıklamak gerekirse; zihin, bilgileri ve duyguları çok hızlı bir şekilde kavrayıp içselleştirebilir. Tıpkı korkularımızda veya travmalarımızda olduğu gibi.. Buradan hareketle, tedavi sırasında gönderilecek değişim sinyallerinin de aynı hızda ve kuvvette olması gerekir.
- Neuroformat; göz hareketleri, belirlenmiş alanlara yapılan nörolojik küçük vuruşlar ve zihnin duymasını sağlayacak bir takım cümleler ışığında ilerliyor. Kişi öncelikle kötü duygusuna, kötü anına ve bunun nedenlerine tümüyle indiriliyor. Orada hissettikleri sesli olarak ve gözleri kapalı bir biçimde anlattırılıyor.
- Ardından; olumlama cümlelerine ve bilinç altına gönderilen pozitif sinyallere geçiliyor. Böylece zihin, aynı duyguyu; önce nötr hale getiriyor, sonra da sağlıklı olan düşünce yapısıyla değiştiriyor. Kişinin kendisini, çevresindeki bazı kişileri ve duygusunu affederek azad etmesiyle son buluyor.
- Ayrıca bu teknik, psikolojik kökenli olduğu düşünülen fizyolojik rahatsızlıklarda da deneniyor. (Örneğin; cinsel işlev bozuklukları, gerilim tipi baş ağrıları, mide-bağırsak problemleri, cilt hastalıkları, alerji, geçmeyen ağrılar, düşük bağışıklık sistemi vb.)