Kiev’in 8 Tarihi Yeri
Kiev’in Tarihi.. Ukrayna’nın en büyük şehri olan Kiev, eşsiz doğası, yemyeşil ormanları ve tarihi yapısıyla oldukça etkileyici ve tarih kokan bir yer diyebiliriz. Günümüzde yaşadığı sorunlar nedeniyle tarihinin ziyan edilmesinden korkulan Kiev’in tarihi M.Ö 2000’lere dayanıyor Geçmişte Osmanlı, Çarlık Rusya ve Sovyetler Birliği gibi önemli devletlerin hakimiyetine girmiş olan şehir, ülkenin ticari ve kültürel merkezlerinden birisi olarak bilinir. Geçmişte Rusya ve Beyaz Rusya’ya başkentlik yapmış olan Kiev şehrinde Slav kültüründe de izler görülüyor.
Kiev’in yaklaşık olarak 1500 yıllık çok değerli bir geçmişi vardır. 484 yılında Karadeniz’den göç eden insanların, Dinyeper nehri ve topraklarına yerleşme düşüncesiyle ortaya çıkmış bir şehirdir. Şimdilerde ise Ukrayna’nın hem başkenti hem de en önemli şehirlerinden birisidir. Dinyeper Nehri’nin iki yakasına kurulu olan Kiev şehri 3.5 milyonluk nüfusa sahiptir. Aylık ortalama maaş 402 dolar olarak bilinen Kiev’de ”fakirlik hoşluk” anlamına da gelmektedir. Bu yüzden Kiev şehri ”Fakir olmaktan hoşlanan şehir” ünvanı kazanmıştır.
M.Ö 2000’lerin son dönemlerine doğru göçebeler arttığı için Kiev şehrinin kültürü bir nebze değişikliğe uğramıştır. Göçebeler, Kimmerler ve İskitler bu bölgeyi işgal ettiler ve İskitler zenginlikleriyle bölgeye hakimliklerini sürdürmüşlerdir. M.ö 513 yıllarında yeterli güce sahip olan İskitler, Pers Kralı 1.Darius’un işgalini püskürtmüştür. M.Ö 600 ve 700’lü yıllarda ise Yunan Kolonileri Karadeniz kıyılarında görülmüş ve günümüzde Feodosia, o dönemlerde Kafa olarak adlandırılan ilk yerleşim yerlerini oluşturmuşlardır.
Kiev için konuşulan efsanelerden birisi ilk yerleşim yeri 482 yılında dört kardeş olan Prens Kyi, Scheck, Koryv ve Lybid tarafından kurulduğu bilinmektedir. Aynı zamanda söylenilen ve konuşulanlara göre Dinyeper Nehri akıntısıyla yollarına devam eden kardeşler en yüksek tepede yerleşim alanı kurmuşlardır. Kiev sürekli olarak göç olan ve iç savaş ile mücadele eden şehirler arasındadır. Bu yüzden halkta sürekli olarak değişiklik yaşanmıştır.
15. yüzyılda Kırım Tatarları, Ukrayna’nın güney topraklarına yayılmıştır. 1482 yılında ise Kiev’i ele geçirmiş olup burayı yıkmışlardır. Yavaş yavaş bu akınları da önleyerek güney cephesinde Kazaklar tarafından güç oluşturulmuştur.
Kiev’in Tarihi Yerleri
Sofya Katedrali
UNESCO tarafından korunan ve dünya miras listesinde olan Sofya Katedrali 1037 yılında yapılmış olan köklü bir yapı olarak bilinir. Pagan inanışına sahip olan kabilelere karşı kazanılan zaferler için inşaa edilmiştir. Sovyet devriminden sonra hükümet katedrali yıkıp yerine park yapmak istemiştir. Fakat Kiev’in muhteşem tarihinin bozulmaması gerektiğini düşünen kişiler buna karşı çıkmıştır. 1934 yılında ise Sofya Katedrali müzeye çevrilmiştir.
Özgürlük Meydanı
Kiev’de mutlaka ama mutlaka görülmesi gereken yerlerden birisi Özgürlük Meydanıdır. Ukrayna’nın bağımsızlık sembolü anlamına gelmektedir. Eski tarihlerde ağaçlık bulunan bu alanda ova şeklinde geniş bir alan vardır. Özgürlük Meydanı bir çok protesto ve büyük gösteri yapılan da bir alandır.
Pecherska Lavra
900 yıllık geçmişe sahip olan Pecherska Lavra, Dinyeper tepesine yerleşmiş olan alan içerisinde irili ufaklı kilise ve mimari yapılara sahiptir. Minyatürleri ve kilise hazineleri vardır. Bu yüzden oldukça ziyaretçi alan yerler arasındadır.
St. Vladimirskaya Katedrali
Döneminin en ihtişamlı ve en güzel kilisesi olarak bilinmektedir. Kullanılan malzemeler ise hem pahalı hem de zahmetli olarak bilinir. Kilise döneminde Fransız İtalyan ve Belçikalı sanatçılar tarafından yapılmıştır. Benzersiz ve büyüleyici güzelliğe sahiptir
Prigova Açık Hava Müzesi
Avrupa’nın en büyük açık hava müzesidir. 100 yıl ve 350 yıl arasında köklü bir geçmişe sahiptir.
Mariinskiy Sarayı
1750 yılında inşa edilmiş olan saray mavi ve krem renklerden oluşmaktadır. Resmi resepsiyon, başkan ziyaretleri, uluslar arası konferanslara ev sahipliği yapıyor.
Botanik Bahçe
1937 yılında kurulmuş olan bahçe 130 hektarlık arazide yer almaktadır. İçerisinde yaklaşık 10.000 kadar çiçek bitki ve ağaç çeşidi bulunuyor. Bilim adamları tarafından incelenmiş olan Botanik Bahçe, çok özel bir bahçe olarak bilinmektedir.
Andrevski Yokuşu
Ayasofya meydanıyla Kontraktova meydanını birbirleriyle bağlayan konumda olarak bilinir. Yokuş, yönetim merkezi olan üst şehirle halkın yaşadığı alt şehri birbirine bağlayan muhteşem tarihi bir sokaktır. Önceden sadece yayalar yürürken Andrevski yokuşu 1711 yılında genişletilerek atlıların ve at arabalarının da kullanılabildiği büyük bir sokak haline getirilmiştir. Günümüzde de kültürel eşyaların satıldığı, restoranların ve kafelerin bulunduğu işlek bir sokaktır.