Keşfedilen Dünya’ya En Yakın Kara Delik
‘Keşfedilen Dünya’ya En Yakın Kara Delik’ adlı yazımızda sizlerle bu konuyu birlikte inceleyeceğiz. Kara delikler evrenimizdeki en korkutucu ama bir o kadar da büyüleyici fenomenlerden bazılarıdır. NASA‘ya göre, yer çekimi göksel bir konumda ışığın bile dışarı çıkamayacağı kadar güçlendiğinde meydana gelen şeydir. Tipik olarak bir yıldızın merkezi çok küçük bir alana çok fazla madde doldurarak kendi içine doğru patladığında oluşurlar. Şimdi, Ulusal Bilim Vakfı‘nın NOIRLab‘ından yapılan basın açıklamasına göre, ‘kozmik arka bahçemizde’ gizlenen böyle bir kara delik olduğu ortaya çıktı.
Yeni keşfedilen kara delik 2 Kasım 2022 tarihinde Monthly Notices of the Royal Astronomical Society dergisinde duyuruldu. Çalışmanın yazarları, ‘Bu, 3 kat farkla bilinen en yakın kara deliktir’ diye yazdı. NOIR Lab‘a göre, Dünya‘dan yaklaşık 1.600 ışık yılı uzaklıkta olan Ophiuchus takımyıldızında yer alıyor. Dünya‘ya bir önceki en yakın kara delik Monoceros takım yıldızındaydı. Araştırmacılar yeni rekor sahibine Gaia BH1 adını verdiler.
Keşfedilen Dünya’ya En Yakın Kara Delik
Gaia Bh1 Hakkında Her Şey
NASA‘ya göre üç farklı kara delik türü vardır. Bir atom kadar küçük olabilen minik kara delikler, patlayan yıldızlardan oluşan yıldız kara delikleri ve her galaksinin merkezinde yer alan ve 1 milyon güneş kütlesine sahip olan süper kütleli kara delikler. Live Science‘a göre Gaia BH1, güneşimizden yaklaşık 10 kat daha büyük bir kütleye sahip yıldızsal bir kara deliktir. NOIRLab‘a göre aynı zamanda uykuda. Bu ne anlama geliyor?
Güneşimizin beş ila 10 katı kütleye sahip bir yıldız içe doğru çöktüğünde, yerçekimi olay ufku adı verilen belirli bir sınır içindeki her şeyi içine çeker. Bir kara delik aktif olarak beslendiğinde, gezegenler ve diğer yıldızlar gibi gök cisimlerinden madde toplar. Bu da kara deliğin etrafında bir ışık koronası oluşturarak onu görünür hale getirir. Hareketsiz kara delikler aktif olarak beslenmeyen kara deliklerdir, bu da onları keşfetmeyi çok daha zor hale getirir.
Gaia Bh1’i Bulmak
Peki araştırmacılar Gaia BH1‘i nasıl buldular? Avrupa Uzay Ajansı‘nın Gaia uzay aracından Samanyolu galaksimizdeki yaklaşık 2 milyar yıldızın konumları ve hareketleri hakkında alınan bir grup veriyi incelediler. Bu yıldızlardan biri, bir kara delik tarafından normal rotasından çıkarılmış olabileceğini düşündürecek şekilde garip bir şekilde hareket ediyordu. NOIRLab‘a göre, bilim insanları hipotezlerini doğrulamak için Hawaii‘deki Gemini North teleskobu aracılığıyla yıldızın yörüngesini daha yakından incelediler. Gözlemledikleri yörünge için bir kara delik içermeyen bir açıklama bulamadılar.
Massachusetts‘teki Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi ve Max Planck Astronomi Enstitüsü astrofizikçisi Kareem El-Badry, ‘Gemini takip gözlemlerimiz, ikilinin normal bir yıldız ve en az bir uyuyan kara delik içerdiğini makul bir şüphenin ötesinde doğruladı’ dedi.
Samanyolu‘nda yaklaşık 100 milyon yıldız kara deliği olduğu tahmin ediliyor ve bu araştırma, daha fazlasını bulabileceğimize dair umut veriyor. Araştırmanın yazarları, Monthly Notices of the Royal Astronomical Society‘de, ‘Bu keşif, ikili dosyalarda büyük bir hareketsiz kara delik popülasyonunun varlığını gösteriyor. Gelecekteki Gaia yayınları muhtemelen düzinelerce kara deliğin daha keşfedilmesini kolaylaştıracak.’
İkili Sistem
Gaia BH1 sadece Dünya‘ya bilinen en yakın kara delik olduğu için eşsiz değil. Aynı zamanda parçası olduğu sistem açısından da eşsiz: bir yıldızın bir kara deliğin yörüngesinde döndüğü ikili bir sistem. Bu sistem Samanyolu galaksimizde keşfedilen türünün ilk örneğidir.
Sistem hala cevaplanmamış sorular barındırıyor. Birincisi, kara delik neden yıldızın yörüngesini yutmadı ya da daha dramatik bir şekilde etkilemedi? Live Science‘a göre araştırmacılar kara deliğin bir zamanlar güneşimizin 20 katı kütleye sahip bir yıldız olduğundan şüpheleniyor, bu da çökerken yıldız üzerinde göründüğünden daha fazla etkiye sahip olması gerektiği anlamına geliyor.
NOIRLab‘a göre, bilim insanları nedenini ve ikili sistemlerdeki kara deliklerin nasıl oluştuğu konusunda neyi kaçırdıklarını bilmek istiyorlar. El-Badry, ‘Bu sistemin standart ikili evrim modelleri tarafından kolayca barındırılmaması ilginç’ dedi.