Heykeltraş İle Zayıflama (Kilo Verme)Yöntemi Nedir?
Heykeltraş ile zayıflama son dönemlerde, özellikle de bölgesel yağlanmadan şikayetçi olan tüm hanımların ve beylerin ilgisini çeken bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır. Estetik görünmek, bakımlı olmak ve formda kalmak öncelikle kişinin kendine olan saygısını ve öz güvenini pekiştirmektedir. Sonrasında ise sosyal ilişkilerini geliştirmekte ve topluluğa karşı medeni cesaretini arttırmaktadır.
Hal böyle olunca, kilo vermek için; zayıflama çayları, egzersizler, diyet programları gibi pek çok yola başvurulabiliyor. Ancak tüm bunlara rağmen; gerek çevresel etmenlere gerekse genetik faktörlere bağlı olarak istenilen sonuçları almak zorlaşabiliyor.
Bu gibi durumlarda ise heykeltraş ile zayıflama gibi, ameliyatsız ama dışarıdan müdahale ile uygulanan bazı cihazlar ve teknikler yardımıyla form tutmak mümkün olabiliyor. Üstelik yalnızca form tutmak için değil, en değerli hazinemiz olan sağlığımızı korumak için de fazla kilolarımıza veda etmemiz gerekiyor. Çünkü hepimizin bildiği gibi vücuttaki yağlanma oranı arttıkça; obezite, diyabet, tansiyon, kalp ve bunun gibi daha pek çok hastalığa yakalanma ihtimalimiz de artıyor.
Heykeltraş İle Zayıflama Nasıl Yapılıyor ?
Bu yöntem kısaca; vücutta oluşan bölgesel yağlanma, selülit, çatlak ve sarkmaların ultrason dalgaları sayesinde toparlanması esasına dayanıyor. Buradaki ana prensip, bölgeye verilen ultrason (ses) dalgalarının deriyi geçip altında birikmiş olan yağ çeperlerini yakmasına bağlı olarak çalışıyor. İşlem ortalama 15-20 dakika kadar sürüyor. Kişiden kişiye göre değişmekle birlikte çoğu zaman haftada 1 seans ve toplamda 8 seans olacak şekilde belirleniyor.
Öncelikle kilo vermek isteyen kişiye hem manuel olarak hem de bilgisayardan ölçüm yapılıyor ve bakım öncesi bölgesel kalınlık not ediliyor. Sonrasında seanslara bölünerek ilerleniyor. Uygulama yapılacak kişinin, vücut kitle endeksine bağlı olarak değişmekle birlikte, günde en az 2 litre içmesi ve mümkün olduğunca hareketli bir yaşam tarzını benimsemesi öneriliyor.
Bunun nedeni ise şöyle açıklanıyor; heykeltraş sayesinde yakılan ve parçalanan yağların idrar yoluyla vücuttan atılması gerekiyor. Aksi takdirde biriken yağ atıklarının karaciğer enzimlerini yükseltme ihtimali bulunuyor. Bunu önlemek ve zayıflama sürecine de destek olmak adına, bol su içmek en önemli kural olarak belirleniyor.
Heykeltraş ile zayıflama yöntemi bel, göğüsler, sırt, basen bölgesi, bacaklar, kollar ve gıdı bölgesi gibi oldukça geniş alanlara rahatlıkla uygulanabiliyor. Hem erkek hem de kadınlara yapılabilen bu uygulamada, çalışılacak bölgeye göre cihaz ayarlaması yapılarak, verilecek dalganın şiddeti belirleniyor. Ayrıca bakım öncesi aç veya yarı aç olmak etkiyi arttırabiliyor.
Vücutta bu yöntem sayesinde yağ atımı gerçekleşirken, bazı durumlarda kas oluşumu gözlemlenebiliyor. Buna bağlı olarak kilo durumunda önemli bir düşüş kaydedilmiyor. Ancak yağ yakımı gerçekleştiği için yaşanan incelme ve sıkılaşma gözle görülür derecede fark ediliyor. Yine selülit ve sarkıklarda da bir yandan deriyi toparlarken, öte yandan yapılanmayı sağlayarak, collagen üretimini aktive ettiği için oldukça etkili bir yöntem olarak kullanılıyor.
Heykeltraş İle Zayıflama Zararlı Mı ?
Cihazda kimyasal madde veya radyasyon içeren akım kullanılmadığı ve yalnızca ultrasound dalgalar ile çalışıldığı için, vücuda herhangi bir zararı bulunmuyor. Bilindiği üzere ultasound dalgalar çeşitli hastalıkların teşhis ve tedavisi sırasında gözlem görüntüleme yöntemi olarak da güvenle kullanılabiliyor. Yine hamilelerde yapılan rutin kontrollerde ve bebek hareketlerinin izlenmesinde de aynı dalgadan yararlanılıyor. Dolayısıyla bu cihazın da vücutta kısa veya uzun vadede istenmeyen bir etki oluşturması beklenmiyor.
Ancak; kardiyovasküler alanda problemi olan kişiler, hamileler, lohusalar, kan hastalığı bulunanlar, epilepsi ve diyabet gibi kronik rahatsızlığı olanlar, kanser teşhisi konulmuş olanlar, cerrahi işlem sonrası iyileşme dönemindeki bireyler ve regl dönemi içerisindeki kadınlar, olası komplikasyon riskleri sebebiyle bu işlemi yaptırmamalı veya doktora danışmalıdır.
Ayrıca son olarak; uygulamanın yapılacağı merkezin hijyen kurallarına riayet ettiğinden, hem cihazla hem de işlemle ilgili gerekli eğitimleri aldığından ve ulaşılabilirliğinden emin olunmalıdır.