“Efendiler Yarın Cumhuriyeti İlan Edeceğiz” Sözünün Hikayesi
“Efendiler Yarın Cumhuriyeti İlan Edeceğiz” Sözünün Hikayesi! Cumhuriyet Bayramı’nın 101. yılında da kutlamalara geri sayım yapmaya başladık. Her yıl olduğu gibi, vatandaşlar bu özel günün anlamını yaşarken Atatürk’ün Cumhuriyet ile ilgili sözlerini de merak ediyor.
İlginizi çekebilir: Mustafa Kemal Atatürk’ün İlham Veren Sözleri
Atatürk’ün tarihi ifadeleri arasında, “Efendiler, yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz!” sözü öne çıkıyor. Bu söz, Mustafa Kemal Atatürk’ün İsmet Paşa, Ali Fuat Paşa, Halit Paşa ve Kemalettin Sami Bey ile paylaştığı akşam yemeğinde yaşanan önemli anlardan biri olarak Nutuk’ta anlatılıyor. İşte “Efendiler, yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz!” sözünün arkasındaki tarihi hikaye.
“Efendiler Yarın Cumhuriyeti İlan Edeceğiz” Sözünün Hikayesi
28 Ekim 1923 akşamına kadar hükümet kurulamaması sebebi ile Mustafa Kemal Paşa, Latife Hanım’dan bir sofra hazırlamasını ister. Akşam yemeğinde İsmet Paşa, Ali Fuat Paşa, Halit Paşa ve Kemalettin Sami Bey’in yer aldı. Sofrada yaşanan tarihi anları Mustafa Kemal Paşa, kaleme aldığı “Nutuk” kitabında şöyle anlatıyor;
“Gece olmuştu… Çankaya’ya gitmek üzere Meclis binasından ayrılırken, koridorlarda beni beklemekte olan Kemalettin Sami ve Halit Paşa’lara rastladım. Ali Fuat Paşa, Ankara’dan hareket ederken bunların Ankara’ya geldiklerini o günkü gazetede ‘Bir Uğurlama ve Bir Karşılama’ başlığı altında okumuştum. Daha kendileriyle görüşmemiştim. Benimle konuşmak üzere geç vakte kadar orada beklediklerini anlayınca, akşam yemeğine gelmelerini, Milli Savunma Bakanı Kazım Paşa vasıtasıyla kendilerine bildirdim. İsmet Paşa ile Kazım Paşa’ya ve Fethi Bey’e de Çankaya’ya benimle birlikte gelmelerini söyledim. Çankaya’ya gittiğim zaman, orada, beni görmek üzere gelmiş bulunan Rize Milletvekili Fuat, Afyonkarahisar Milletvekili Ruşen Eşref Bey’lerle karşılaştım. Onları da yemeğe alıkoydum.
Yemek sırasında: “Yarın Cumhuriyet ilan edeceğiz” dedim. Orada bulunan arkadaşlar, derhal düşünceme katıldılar. Yemeği bıraktık. O dakikadan itibaren, nasıl hareket edileceği konusunda kısa bir program yaparak arkadaşları görevlendirdim. Yaptığım programın ve verdiğim talimatın uygulanışını göreceksiniz.
Efendiler, görüyorsunuz ki Cumhuriyet ilanına karar vermek için Ankara’da bulunan bütün arkadaşlarımı davet ederek onlarla görüşüp tartışmaya asla lüzum ve ihtiyaç görmedim. Çünkü, onların da aslında ve tabii olarak benim gibi düşündüklerinden şüphe etmiyordum. Halbuki o sırada Ankara’da bulunmayan bazı kişiler, yetkileri olmadığı halde, kendilerine haber verilmeden, düşünce ve rızaları alınmadan Cumhuriyet’in ilan edilmiş olmasını bize gücenme ve bizden ayrılma sebebi saydılar.”
Mustafa Kemal Paşa, hemen o gece İsmet Paşa’ya bir kanun tasarısı hazırlattı. Bu kanun tasarısı Anayasa’nın bazı maddelerini değiştiren bir tasarıydı. Tasarıda artık “Türkiye devletinin hükümet şekli cumhuriyettir.” ibaresi yer alıyordu. Saat 20:30’da TBMM’de düzenlenen oturumda 158 milletvekilinin tamamının kabul oyu ile tasarı meclisten geçti ve Cumhuriyetin ilanı kabul edilmiş oldu.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin de yapılması gerekiyordu. Gazi Mustafa Kemal Paşa, TBMM’de yapılan gizli oylamada 158 milletvekilinin tamamının da oyunu alarak Türk Devleti’nin ilk cumhurbaşkanı oldu. Oylama sonrasında kürsüden halka seslenen Mustafa Kemal Paşa, sözlerini “Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır.” cümlesi ile bitiridi.
1925 Yılından Milli Bayram” Olarak Kutlanmasına Karar Verildi
Mustafa Kemal Paşa, ilk hükümeti kurması için İsmet Paşa’yı seçti. TBMM Başkanı ise Fethi Okyar oldu. Halk, 29 Ekim gecesi ve 30 Ekim günü kutlamalar yaptı. 26 Ekim 1924 günü yayımlanan kararname ile 29 Ekim tarihinin 101 pare top atışı ve etkinlikler ile kutlanmasını kararlaştırıldı.
2 Şubat 1925 günü Hariciye Vekaleti 29 Ekim’in “bayram” olması için bir kanun teklifi önerdi. Yapılan bu öneri incelendi ve 19 Nisan 1925 günü kabul edildi. 29 Ekim günü 1925 yılından bu yana “Milli Bayram” olarak kutlanmaya başlandı.