Değer Görme İhtiyacı Nedir? Nasıl Yönetilmelidir?
Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisine girmiş olan ve tüm yaşantımızı etkileyen değer görme ihtiyacı veya bir başka deyişle; saygınlık ihtiyacı, kişisel gelişimimizden iş yaşantımızdaki başarıya, sosyal ilişkilerimizden özel hayatımıza kadar pek çok alanda etkisini gösteriyor. Hayatımız boyunca yaptığımız bir çok eylemin altında aslında bu ihtiyacın giderilmesine yönelik büyük bir çaba yatıyor.
İnsanoğlu var olduğu günden bu yana bir takım ihtiyaçlarını karşılamak ve yaşam standartlarını yükseltmek amacıyla çeşitli mücadeleler vermiştir. Fizyolojik ihtiyaçların yanı sıra aynı zamanda pek çok psikolojik gereksinimi de olmuştur. İşte bu gereksinimlerin başında da değer görme ihtiyacı gelmekte ve bu ihtiyaç karşılandığı takdirde, bireyi hem yüksek bir motivasyona hem de bir çok alanda başarıya götürmektedir.
Değerli olduğumuzu hissetmek bize özgüven, içsel tatmin, pozitif duygular ve ruhsal açıdan iyilik hali kazandırır. Bu tamamen doğal ve karşılıklı bir ihtiyaçtır. Öyle ki değer verdiğimiz kişiden alacağımız değer ile mutlu oluruz. Psikolojik açıdan belli bir seviyenin üzerine çıkmadıkça bunun sağlıklı bir alışveriş olduğunu söylemek mümkündür.
Gerek iş hayatımızda gördüğümüz saygınlığın ve takdirin verimliliğimizi arttırması, gerek bir arkadaşımızın derdimizi dinleyerek çare olmaya çalışmasının onunla olan bağımızı güçlendirmesi, gerekse eşimizin veya partnerimizin yaptığı sürprizlerin kendimizi özel hissettirmesi gibi örnekler verilebilir.
Değer Görme İhtiyacı Ne Zaman Tehlikeli Olmaya Başlar ?
Hayatın doğal akışında ve insanın tabiatında var olan değer görme ihtiyacı sınırları aştığı noktadan sonra ruhsal açıdan patolojik kabul edilmektedir. Bu durum şöyle açıklanabilir;
- Karşınızdakinden daima onay beklemek, onay alamadığımızda harekete geçememek
- Sevildiğinize dair sürekli olarak ispat istemek ve özgüven eksikliği
- Çevrenizdekilerden duymadıkça kendi başarılarınızı ve olumlu taraflarınızı görememek
- İnsanların sizin hakkınızdaki fikirlerinin hayatınıza şekil verecek derecede önem taşıması
- Yaptığınız eylemleri kendiniz için değil, başkalarından duyacağınız takdir cümleleri için yapıyor olmak
- Kişisel sınırlarınız zorlandığı halde insanlara karşı ”hayır” diyememek
- Sevilmek veya değer almak için kendinizden ve karakterinizden sürekli ödün veriyor olmak
- Başkalarına bağımlı olmak ve kendinizle ilgili kararları vermekte güçlük çekmek
- Yalnızken verimli zaman geçirme yetisine sahip olamamak
Değer Görme İsteği ve İhtiyacı Nasıl Yönetilmelidir ?
Değer görme ihtiyacı; çocukluk travmalarınızla, annenizle olan ilişkilerinizle, başarı ve başarısızlık gibi durumlarda ebeveynlerinizin size olan yaklaşımıyla, büyüdüğünüz evdeki aile içi iletişimle ve öğrenilmiş çaresizlik duygularıyla yakından ilişkilidir.
Öyle ki, çocukluk döneminizde; empatiyle yaklaşılan, takdir edilen, sıkça tensel temas kurulan, yapıcı eleştirilere yer verilen, aile fertlerinin birbirleriyle iletişim halinde olduğu bir evde büyüdüyseniz, saygınlık ihtiyacınız çoğu zaman normal sınırlarda kalacak ve patolojik boyutlara ulaşmayacaktır.
Çünkü böyle çocuklar; kendi değerlerini, sınırlarını, duruşlarını ve kalitelerini başkalarının değil, kendilerinin belirleyeceği gerçeğini öğrenmişlerdir. Değer görme ihtiyacınızı sağlıklı bir şekilde yönetmek için yapılması gerekenlerden bazıları ise şu şekilde sıralanabilir;
- Kendinize keyif aldığınız ve yüksek derecede verimlilik elde edebileceğiniz hobiler bulun.
- Hayatınızı veya geleceğinizi çevrenizdekilere göre değil, kendi istek ve beklentilerinize göre planlayın.
- Mutlu olmak için hiç kimseyi yaşamınızın merkezine almayın, bırakın onlar sadece yolunuza eşlik etsinler.
- Kararlarınızı çevrenizdekilerin düşüncelerine göre değil, kendi farkındalıklarınıza göre şekillendirin.
- İlişkilerinizde mutlaka sınırlarınız ve kendinize ait özel alanlarınız olsun. Kendi değerinizi kendiniz belirleyin.
- Gücünüzü, karşınızdakinin söylemlerinden değil, kendi ruhsal özgürlüğünüzden ve hayata karşı duruşunuzdan alın.
- Motivasyonunuzu asla tek bir olay veya kişi üzerinden sağlamayın, hayata bütüncül bakın.
- Kişisel gelişim kitapları okuyarak içsel yolculuğunuza katkıda bulunun.
- Sınırlarınız ihlal edildiğinde hayır demekten korkmayın, bu; insanların sizi sevmemesini değil, aksine saygı duymalarını sağlar.