Bu Mimariler Görülmeye Değer Osmanlı Zamanında Kuş Sevgisi ve Kuş Sarayları
Geleneksel mimarinin öğeleri arasında dikkat çeken kuş sarayları veya kuş evleri başta serçe, saka, kırlangıç gibi kuşlara barınak olması için yapılmış zarif mimarileri ile göz okşuyor. İnce bir zevkin yansıtıldığı minyatür yapılardaki Kuş evleri kullanım amacı ve yerinin düşünülerek seçilmesi bu tür yapılara verilen önemi de yansıtıyor. Geçmişi 16. yüzyıla kadar uzanan kuş ev ve saraylarına genellikle camii, medrese, han, ev, köprü, kütüphane, türbe gibi taş ve tuğla kullanılarak yapılmış büyük eserlerde rastlanıyor.
İnsan elinin ulaşamayacağı ve kuşların kendilerini güvende hissedebilecekleri uygun yerlere yapılan bir tür estetik yuvalar, sert esen rüzgarlardan korunaklı yapıların güneş alan dış cephe yüzlerine konarak cephe estetiğinin yanı sıra kuşların yaşantılarına da uygunluğu düşünülmüş. Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırları içinde yer alan eserlerde görülen kuş evlerine İstanbul başta olmak üzere Edirne den Doğu Beyazıt’a kadar bir çok yerdeki yapılarda rastlanıyor. Örnekleri Filibe ve Tırnovada da görülen öğeler sade olanlar ile daha gösterişli yapılanlar nedeniyle iki grupta toplanıyor.
Cedid Valide Camii
Birkaç delikten meydana gelen bu tür sade kuş evlerine Süleymaniye, Yeni Cami ve Sokulu Mehmet Paşa Köprüsü gibi İstanbul’da bulunan eserlerde görülürken daha süslü ve gösterişli olanlara yine İstanbul’da ki önemli eserlerden biri olan Topkapı Sarayının dış avlusu eski Darpane’nin iç avlusunda yer alan binanın dış duvar yüzünde rastlanıyor.
Eminsultan Camii Bursa
Özenle yapılmış ince ve usta bir işçiliğin sergilendiği kuş sarayında serçelerin korunacağı, içinde dolaşabileceği, inip çıkabileceği yollar, gözler estetik bütünlük içinde sergilenmiş. Bir çok yapıda farklılıklar gösteren kuş evleri ve serçe saraylarında konsollar üzerine kurulmuş cumba biçimli çıkıntılar, balkonlar sütun kabartmalarla yükselirken, ön yüzleri kemerli pencerelerle tamamlanıp, çatılarla, kubbelerle kapatılmış.
Türklerin hayvan, özellikle kuşlara verdikleri değerin ve sevginin bir ifadesi olarak da yorumlanabilen kuş saraylarının ve içinde barınan kuşların bazı inançları da beraberinde taşıdığına inanılıyor. Türkler kumruların sevdalıları koruduğuna, kırlangıçlar yuva yaptıkları evleri yangından muhafaza ettiklerine, leylek, deniz kırlangıcı gibi göçmen kuşların kutsal alanlara gittikleri düşünüp, onları himaye ederek beslemişler. Kentleşmenin aşırı yapılaşmanın artış göstermesine rağmen günümüzde kent kuşları hala İstanbul da tüm olumsuzluklara rağmen yaşamlarına devam ediyorlar.
Laleli
Cami ve medreselerde görülenlerin dışında 18 ve 19. yy lar da bazı ev ve köşklerde kuş evleri görmek mümkün oluyor, bazı yapılara ise restorasyon ve tamirat çalışmaları sırasında sonradan ilave oluyor. İstanbul Taksimde bulunan şehir suyunun kente taksim edildiği Taksim Maksemi’nde sonradan eklenmiş bir çift kuş evi örneğine rastlanabiliyor.
Özenli işçiliği ile dikkat çeken kuş köşklerinden bir başkası da Üsküdar Selimiye de bulunan Selimiye Camisi dış yüzeyinde görülüyor. 19 yy da taştan oyularak yapılmış kuş köşklerinin iki yanına konulmuş olan minareleri ile adeta küçük bir cami maketini andırması ile dikkatleri üzerinde topluyor.
Günümüzde bir çoğu yağışlar dış hava etkenlerinin yaratmış olduğu etki ile tahrip olan kuş evleri, serçe saraylar ilgisizlik ve biriken gübrelerin temizlenmeme bakımsızlık gibi nedenlerle su giderlerinin tıkanması sonucu çatlamalarla kırılma ve dökülmelerle karşı karşıya kalıyorlar. Yıllar önce ahşap malzeme kullanılarak yapılanların izlerine ise hiç rastlanmıyor.
Üzerlerinde kuş evi ve sarayları barındıran mimari eserler:
İstanbul: Süleymaniye, Bali Paşa, Yeni Cami, Nuruosmaniye, Fatih, Laleli, Üsküdar, Ayazma, Selimiye camileri, B. Çekmece Sokulu Mehmet Paşa Köprüsü, Kara Mustafa Paşa, Amcazade Hüseyin Paşa, Seyyid Hasan Paşa, Feyzullah Efendi Medreseleri, Ragıp Paşa, Amcazade Hüseyin Paşa, I. Mahmut, Şebsefa Hatun, Şah Sultan Sıbyan Mektepleri, I. Mahmut kütüphanesi, 3. Mustafa Türbesi, Büyük Yeni han, Çukurçeşme Hanı, Hasan Paşa Hanı, Eski darpane, Taksim Maskemi, Balat Ahrida Sinegogu, Yahudi Gasilanesi.
Tokat ve Antakya da Ulu Cami, Niğde Kığılı Camisi, Amasya Sultan Beyazıt camisi, Doğu Beyazıt İshak Paşa Sarayı Camisi, Hayrabolu Çorumi Mustafa Efendi Camisi, Nevşehir Damat İbrahim Paşa Kütüphanesi, Merzifon Kara Mustafa paşa Hanı,
Camilerden başka; kervansaray, köprü, çeşme, ev gibi hemen hemen bütün mimari yapılarda bulunan kuş evleri geleneği zamanımızda Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin’in eski evlerinde yaşamaktadır. Yöre halkının güvercine olan sevgisi nedeniyle hemen her eski taş evin iç avluya bakan cephelerinde pencere ve kemer aralarında güvercinlerin korunabileceği oval, yuvarlak veya köşeli boşluklar bırakılmıştır.
Boşlukların etrafı taş işçiliğinin çok güzel örnekleri ile bezenmiştir. İstanbul Tophane’de semtindeki bazı evlerde de bu geleneğin devamını görmek mümkündür. Kayseri ve Erzincan’da bulunan kuş evleri ise: yuvarlak, uzun direkler üzerinde, dört ayrı yön cepheleri olan tamamı ahşaptan yapılmıştır.