Bir Parça İpin Uzunluğu Nedir?
New York’un bir ucundan diğerine gitmek, veya bir kitap yazmak ne kadar sürer? Yanıt olarak şöyle denebilir: “Bir parça ipin uzunluğu nedir ki?” Diğer bir deyişle, bu sorunun yanıtı büyük ölçüde tanımlara ve koşullara bağlıdır. Belli bir sayı söylenebilir belki ama sayının belirsizlik derecesi, yanıtı anlamsız kılar. Bir parça ip, yumağın neresinden kesildiğine bağlı olarak istenilen uzunlukta olabilir.
İpin Ölçümü
Diyelim ki belli bir parça ipin uzunluğunu ölçüyoruz. O durumda bile kullandığımız cetvelden, ölçüm esnasındaki dikkatimize, veya nem ısı gibi çevresel koşullara dek değişen çeşitli faktörlere bağlı olarak, elde edeceğimiz sonucun belli bir belirsizliği olacaktır. Gerçekten de tüm ölçümler benzeri belirsizliklerden payını alır. Ölçüm aletlerinde sapma olabilir, okunmaları güç olabilir veya parazitli olabilir, eskimiş ve yıpranmış olabilirler. Üstelik kusursuz çalışan bir aygıt bile tasarımından kaynaklanan belirsizlik barındırır.
Ölçülen şey de sabit olmayabilir, örneğin, erimekte olan bir buz küpü veya patlayan bir yanardağ. Ölçüm sürecinin kendisi zorluk taşıyabilir, örneğin, ölçümü zorlaştıran küçük hayvanlar barındırabilir ya da sesin yoğunluğu gibi öznel bir değerlendirme gerektirebilir. Aslında ölçümler bir dereceye kadar, farklı operatörlerin bir aygıtı kurma ve okumadaki, söz gelimi kronometre kullanımı sırasındaki tepki süreleri gibi, bireysel becerilerine bağlı olmayı sürdürecektir.
Ayrıca ölçümler, ölçülen şeyi de temsil etmeli: Diyelim ki, şehir havasının niteliği, sıradışı rüzgarlı bir günde, veya üretim hattının kalitesi Pazartesi sabahında ölçülmeli. Son olarak çevre de ölçümü gözden kaçan bazı yönleriyle etkileyebilir. Örneğin, çelik bir cetvelin çok sıcak bir günde genleşmesi gibi.
Kaçınılabilir Belirsizlikler
Dikkatli ölçümler kaçınılabilir belirsizliklerden uzak durmalı ve kaçınılmaz belirsizliklerin de hesabını yapmalıdır. Bu tahmini hesap, istatistiksel kuram gerektirir ama onsuz bile ölçüm sorununa ilişkin net bir görüş edinmek zor değildir. Söz gelimi, mezurayla ip ölçümü yapılıyorsa, mezuranın kalibrasyonu yapılmış mıdır, yapılmamışsa belirsizliği nedir? Bu arada kullanıma bağlı olarak uzamış veya kısalmış olabilir mi? Mezura nasıl bölümlendirilmiştir (en küçük parçası)?
İpin kendisi düz mü duruyor, eğer değilse, bükülme ve dolaşmalar sonucu nasıl etkiler? İp gerilmişse, fazla gerilmiş olabilir mi? İpin ucu saçaklı mı, düzgün mü? Isı ve nem uzunluğu ne şekilde etkiler? Ölçüm sürecine gelince; ölçümcü ipin başlangıcını mezurayla ne kadar ne kadar iyi denkleştirebilmiş? İp ile mezura hangi yöntemle tutarlı biçimde hizalanabilir? Ve ölçümler ne derece tekrarlanabilir niteliktedir?
Doğal olarak hiçbir ip ölçümcüsü, ölçümü defalarca tekrarlamaya çalışmayacaktır ama bilimciler, şaşırtıcı veya çelişkili bir sonucu kontrol etmek için bunu yaparlar. Nobel ödüllü fizikçi Philip Anderson’ın da bir zamanlar gözlemlediği gibi: “Çoğu iyi bilimci daima ‘istatistiksel anlamlılık’ın engebeli kıyısında duran bir ölçümden içgüdüsel olarak şüphe eder ve marjinal istatistikleri hayli şüpheli olduğunu bilir.”