Şiire Adanmış Bir Ömürden: Behçet Necatigil Şiirleri!
Şiire adanmış bir ömürden: Behçet Necatigil şiirleri! Necatigil, Türk edebiyatının en değerli şairlerinden biridir. Öyle ki onun için yazmak, her daim bir tutku olmuştur. İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu ve Türk Dili Edebiyatı bölümlerinde eğitim görmüş ve tahsilini tamamlamıştır. Ardından pek çok ile bağlı okulda ve son olarak da İstanbul Eğitim Enstitüsünde, edebiyat öğretmenliği görevini büyük bir saygınlıkla icra etmiştir.
Lise yıllarında, 1935 senesinde, ”Varlık” adlı dergide ilk şiiri yayınlanmış ve o günden itibaren, yaşamının sonuna dek kendisi her daim, şiirin içerisinde olmuştur. Uzun şiirleri olsa da genellikle kısa ve yalın anlatımı tercih etmiştir. Şiirlerinde ise; aşklar, bunalımlar, çevre, ev, hastalık, ölüm, yalnızlık ve aile konularına çoğunlukla yer vermiştir.
İşte biz de bu yazımızda sizlere bu kıymetli üstadın, eşsiz eserlerinden bazı örnekler sunuyor olacağız. Konuya ilişkin videolara ise yazımızın son bölümünde ulaşabilirsiniz.
Behçet Necatigil Şiirleri
Sevgilerde
Sevgileri yarınlara bıraktınız
Çekingen, tutuk, saygılı.
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı.
Bitmeyen işler yüzünden
Siz böyle olsun istemezdiniz
Sıcak Mutfak
Kan, ter, yağ – –
Birkaç çeşit:
Fırın, kuyu, kızartma
Buğu, bastı, kapama
Çengel, kağıt, kiremit.
Bir kadın ihtiyar
Ocak başında
Pişecek şimdi
Üfler odunları
Çömlek, kaynar su
İçinde çakıllar…
İlginizi çekebilir: Ahmet Hamdi Tanpınar’ın En Sevilen Şiirleri!
Sinan Paşa
Bir yanı bir uzun cami duvarı
Çılgın akan taşıtlar bir yanı
Caddeye inemezsin
Kalın demir parmaklık arada
Üç kişi ancak sığar
Dar geçit..
Buradan geçeceksin!
Atmak için üstünden yorgunluğu
Biraz hava almaya
Dalgın gece uzakta
Bir ümit
Esintisi denizin.
Kim getirip bıraktı
İşte gene orada
O dar geçitte
Yapışık gibi duvara
Gece ve Yas
Bir yağmur ince ince
Çarpıyor şimdi cama
Hasret kaldım sevince
Korku yüzümde yama.
Dalarken gözümde yaş
Ben böyle sonsuz gama
Artıyor yavaş yavaş
Damlardaki ağlama
Nilüfer
Kışken ilkyaz, sularımda açardı;
Buzlu dağlar gerisine kaçıracak ne vardı?
Eski defterlerde sararırmış yaprak.
Beni bana gösterecek anlamdı, almışlar.
Bir ışıktı yanardı gecelerde;
Akşam, çiçekler uykuya yattı,
Sardı karşı kıyıları karanlık
Beni bana gösterecek lambamdı, almışlar… – Behçet Necatigil
Şayet Aşk
Düşmüşse gönlüne
Suyunu esirgeme,
Aşkın hakkını yeme
Pişman olursun ömrünce.
Sana gölge verecek dallar
Fışkırır ancak gençlikten,
Büyüt bu fidanı ey genç
Hazır yeşermişken!
Ne demek istediğimi
Ömrünün ortalarında
Ansızın anlarsın
Alkol kana yayılınca
Solgun Bir Gül Dokununca
Kimi de gün ortası yanıma sokuluyor
En çok güz ayları ve yağmur yağınca
Alçalır ya bir bulut, o hüzün bulutunda.
Uzanıp alıyorum kimse olmuyor
Solgun bir gül oluyor dokununca. – Behçet Necatigil
Dönmedolap
Bak dediler baktım pek bir şey göremedim
Hem her yer karanlıktı
Zaten ben geldiğimde.
Benim tek düşüncem büzüldüğüm köşede
Nasıl çekip gideceğim kalk git dediklerinde
Çünkü çıkmak sıkışık sıralardan mesele
Kalkacaklar yol vermeye bakacaklar ardımdan
Az mı söylendilerdi şuracığa ilişirken
Zaten ben geldiğimde.
Aile
Sağ çıkıp günlük savaştan.
Evin yolunu tutmuşum .
Yemek yedik, çocuklarım uyudu.
İniyor üstüme yavaştan
Allahın beyaz bulutu,
Kederlerimi unutmuşum
Hayatta olduğuma
Seviniyorum şimdi:
Kavuştum çoluk çocuğuma.
Koltuğuma uzandım , rahatım .
Kahvem içime sindi,
Başladı gecelik saltanatım… – Behçet Necatigil
Gizli Sevda
Hani bir sevgilin vardı
Yedi sekiz sene önce,
Dün yolda rastladım
Sevindi beni görünce.
Sokakta ayaküstü
Konuştuk ordan burdan,
Evlenmiş, çocukları olmuş
Bir kız, bir oğlan.
Seni sordu
Hiç değişmedi, dedim
Bildiğin gibi…
Anlıyordu.
Mesutmuş, kocasını seviyormuş,
Kendilerininmiş evleri..
Bir suçlu gibi ezik,
Sana selam söyledi..
Astar
Daha demin titrek dokuyordu aşkı
Konuşan bakışlar, ince gülüşler
Daha demin vardı.
Sustunuz ikiniz de, gözleriniz daldı:
Boğdu sevincinizi sularda kıskanç
Bir hava kabarcığı – Behçet Necatigil
Kirli Soru
İnce yüzünüzde üzgünce bir bakış
Birden sizi gördüm,
Açtı arı doruklarda bir safran
Durdum.
İlk sevgili güldü yitik anılardan
Mutsuz, yalnız
Sessiz kınamanızı, utançlarda küçülmüş
Aldım, geri döndüm.
Gelsem,
Siz yine orada mısınız?
Şimdi Değil Sonra
Bakarsınız yaşamak bir gün bırakıverir
Sizi benim yollara.
Bir zamanlar kayıtsız önünden geçtiğiniz
Eski kapı
Çıkar sisler içinden karşınıza açık.
Sahi
İçerde
Sizin de
Hayatınız vardı.
Ve ancak o zaman anlarsınız
Yıllar önce gösterdiğimi kışı.
Yazdı
Şimdi değil sonra – Behçet Necatigil
Gülüşleri
Çırpınan bir kelebek kanadı mıdır ?
Sevdiğinin elini tutan elinde
Duyar gibi o gizli seslenişi çağlardan
Örselenir, zedelenir ne kadar kollasan
Bu büyülü nakışlar bir tutam toz olacak
Severken bir genç kızı delikanlı
Dalgın titrek gülümser
Bilirim.