Toplumumuzda, şüphesiz ki bizi bir araya getiren ve içimizde ruhani duygular uyandıran, manevi değerlerin anlamı büyüktür. Bu değerlerin başında ise bayram günlerinde yaşanan o eşsiz haz gelmektedir. İçimizdeki; umut, sevgi, saygı, birlik, dayanışma, affetme ve temize çekme gibi kıymetli olguları harekete geçiren bu özel günlerde, hissettiğimiz coşku ise görülmeye değerdir.
Bayramın Ruhunu Yaşatan Klasikler Nelerdir?
Ailenizle ve tüm sevdiklerinizle birlikte geçirdiğiniz her bayram elbette özel, önemli ve güzeldir. Ancak uzun yıllardır adeta ”toplumsal değer” haline gelmiş ve bizim de ruhumuzu aynı maneviyatla sarıp sarmalayan bir takım klasikler vardır. Bunları şöyle özetlemek mümkündür;
- Sabah erkenden heyecanla gidilen bayram namazları
- Ailecek kurulan, uzun ve bol muhabbetli kalabalık kahvaltı sofraları
- Ağız tadıyla içilen Türk kahveleri
- Küçük ama değerli hediyeleşmeler
- Kabristan ziyaretleri
- Çocuklara verilen şeker, çikolata ve harçlıklar
- Hep birlikte çekilen birkaç kare fotoğraf
- El açması baklavalar ve bilumum bayram tatlıları
- Eve gelen misafire tutulan mis kokulu limon kolonyaları
- ”Bayramlık” kavramını oluşturan yeni ve temiz giysiler
- Özellikle Anadolu’da ”bayramcı gelmek” şeklinde tabir edilen; kutlama amaçlı gidilip, gelinen misafirlikler
- Büyüklerin elini öpmek ve onlardan, özlenen o eski bayramları bir kez daha dinlemek
- Küskünlüklerin bitmesi ve o günün milat kabul edildiği pek çok barışma hikayesi
- Huzur evi ve çocuk esirgeme kurumu ziyaretleri
- Günlük gazetelerde yayınlanan tebrik mesajları
- Sevdiklerimiz için özenle seçip hazırladığımız kartpostallar
Tüm bunlar bize köklerimizi hatırlatan, bağlarımızı güçlendiren ve içimizdeki manevi boşlukları dolduran geleneksel alışkanlıklarımızdır. Bu değerler ile yetiştirdiğimiz çocuklarımız da, aynı manevi mirası devralmış olacaklardır diyebiliriz. Böylelikle günden güne dijitalleşen dünyaya, iç sesimize kulak vererek yaşatacağımız nostaljik bir kavram bırakabiliriz.
Bayram Klasiği Haline Gelen Alışkanlıklar ile İlgili Video
