Bağlanma korkusu özellikle ilişkilerde karşılaşılan ve pek çok olumsuz sonuç doğuran psikolojik bir problemdir. Duygusal ya da fizyolojik olarak yakınlık kurmaya karşı defans geliştirme davranışı ile karakterizedir. Karşı taraf için ise oldukça yıkıcı bir durumdur.
Birey, kişisel özgürlüklerine ket vurulacağını düşünerek ve alacağı sorumluluklardan korkarak partnerine bir set çeker. Oysa ki insanoğlu tabiatı gereği ait olma ihtiyacı hisseden bir varlıktır. Peki hal böyleyken bu sorun neden yaşanmaktadır?
İşte biz de bu yazımızda sizlere, bağlanmaktan korkmanın nedenleri, sonuçları ve çözüme yönelik neler yapılabileceği ile ilgili detaylı bilgiler veriyor olacağız. Konuya ilişkin videolara ise yazımızın sonunda ulaşabilirsiniz.
Bağlanma Korkusunun Belirtileri Nelerdir?
Bu probleme sahip olan kişilerin edindiği bir takım davranış kalıpları ve bunların altında yatan kaygıları mevcuttur. Öncelikle bunlar nelerdir, bir bakalım…
- Aslında partnerleriyle keyifli ve enerjik bir şekilde zaman geçirirler. Ancak ilişkiyi ileriye taşıyacak ciddi konular gündeme geldiğinde huzursuz olup konuyu kapatma eğiliminde olurlar. Ve yalnızca kendileri uygun olduklarında görüşmeyi kabul ederler, öncelik kişisel özgürlükleridir.
- Yer, tarih, saat gibi konularda daima belirsiz konuşurlar. Karşı tarafın beklentiye girmesini engelleyerek plan yapmaktan kaçınırlar. Önerilen programlara ise hep son dakikada olumlu veya olumsuz bir cevap verirler.
- Karşı tarafa ilişkinin hep yerinde sayacağına ve ilerlemeye yönelik bir hamle beklememesi gerektiğine dair sübliminal mesajlar verirler. Gelecekle ilgili konuşmalar yapıldığında yalnızca ben dili ile konuşurlar, biz demezler.
- Aramalara ve mesajlara hemen dönüş yapmaları çok zordur. Nerede, kiminle ve ne yaptıklarını bilmenizden çok hoşlanmazlar. Çünkü bu durum onların üzerinde baskı hissi oluşturacaktır.
- Duygusal konuşmalar ve derinlikler, onların konfor alanından çıkmaları anlamına gelir. Bu nedenle, böyle anlarda konuyu muhakkak dağıtırlar. Her ihtiyacı olduğunda partnerlerinin yanında olmazlar, çünkü bu da yine ilişkiye farklı bir ivme kazandırıp beklentiyi arttırabilir diye düşünürler.
- İlişkinin adını koymak, ilişkiye dair konuşmak veya sorunların çözümünde uzlaşmaya çalışmak, bağlanma korkusu olan insanlar için oldukça ürkütücü ve kısıtlayıcıdır. Dolayısıyla onlar yalnızca anı yaşamaktan yanadır.
- Hayatlarında sırdaşım diyebilecekleri yakınlıkta bir dostları ya da yakın arkadaşları yoktur. Yüzeysel ilişki kurma biçimi geliştirirler.
- Her insan gibi aslında onlar da yakınlığa gereksinim duyar ama psikolojik alt yapıları nedeniyle bundan kaçarlar. Bu yakınlık ihtiyaçlarını ise sadece cinsellik yoluyla tatmin etmeye çalışırlar.
Bağlanma Korkusunun Nedenleri Nelerdir?
- Terk edilme korkusundan kaynaklı olarak geliştirilen mesafe
- Çocukluk döneminde ebeveynler ile hatta özellikle anne ile kurulamayan bağ
- İhtiyaç duyduğunda yaşayamadığı sevgi ve şefkat duyguları
- Öz güven eksikliğini perdeleme çabası
- Reddedilme endişesini bastırma
- İnsanlara karşı güven problemleri
- Sorumluluk bilincinin gelişmemesi ve alınacak sorumlulukların ağır gelmesi
- Kaybetme korkusu
- Güçsüz ve savunmasız görünme kaygısı
- Çocukluk dönemine ait duygusal veya cinsel istismar hikayesinin olması
- Duygusal travmalar
- Yine çocukluk ve ergenlik süreçlerinde yaşanan ihmaller
- Konfor alanından çıkmaya karşı gösterilen direnç
- Eski hayatından ve alışkanlıklarından ödün verecek olma düşüncesi gibi nedenlerle, kişilerde bağlanma korkusu gelişmektedir diyebiliriz.
Bağlanma Korkusu Probleminin Çözümüne İlişkin Neler Yapılabilir?
Bu problem hem kişinin kendisine, hem yakın çevresine, hem de ilişki yaşadığı partnerine duygusal açıdan çok yıpratıcı zararlar vermektedir. Bireyde duygusal boşlukların oluşmasına, partnerin ise ilişkide kendisini emniyette hissetmemesine yol açmaktadır. Öyleyse çözüme yönelik neler yapılabilir, bir göz atalım..
- Atılacak ilk adım, kişinin, kendisinde böyle bir sorunun var olduğunu kabul etmesidir. Öyle ki tüm uzmanlar psikolojik sorunların çözülmesindeki en büyük aşamanın kabullenmek olduğunu söylemektedir.
- Daha sonra bireyin muhakkak bir uzmandan yardım almayı istemesi gerekir. Çünkü bağlanma korkusu, geçmişe yönelik travmalardan köken alan bir problemdir. Dolayısıyla kişinin bunu kendi iradesiyle (destek almaksızın) aşması pek de mümkün değildir.
- Psikoterapi çoğunlukla bu tür sorunlarda etkili olmaktadır. Ancak buradaki altın kural ise seansların düzenli olarak sürdürülmesi ve asla yarıda kesilmemesidir. Aksi takdirde fayda sağlanması beklenmemelidir.
- Psikoterapistiniz öncelikle bağlanma korkunuzun altında yatan nedenlere yönelik bir çalışma yapacak ve kişiye özel (nedene yönelik) bir tedavi yaklaşımı içerisine girecektir.
- Ardından bireyin gösterdiği belirtilere, bağlanma korkusunun derecesine ve ilişki içerisindeki davranış biçimlerine uygun bir değerlendirme yapılarak terapi süreci hız kazanır. Bu noktada; terapistin önerdiği yaklaşımların, uyguladığı metotların ve verdiği ödevlerin kişinin hayatına entegre edilmesi çok büyük bir önem taşımaktadır.
Bağlanma Korkusu Nedir, Neler Yapılabilir İle İlgili Video
