Bilim ve Teknoloji

Albert Einstein’ın Beyni Öldükten 7 Saat Sonra Neden Çalındı?

REKLAM

Albert Einstein denince aklımıza hemen o ünlü E=mc² formülü ya da dağınık saçları gelir, değil mi? Bilim dünyasının bu efsane ismi, 1955’te aramızdan ayrıldığında bile konuşulacak bir hikaye bıraktı: Beyninin çalınması! Evet, yanlış duymadın, Albert Einstein’ın beyni, ölümünden sadece 7 saat sonra gizlice alındı. Peki, bu iş nasıl oldu, kim yaptı, niye yaptı? Gel, bu ilginç hikayeyi konuşalım.

Albert Einstein’ın Beyni Neden Çalındı?

18 Nisan 1955’te, 76 yaşında Princeton Hastanesi’nde vefat eden Einstein’ın otopsisi yapılırken, ilginç bir olay yaşandı. Patolog Thomas Harvey, kimseye haber vermeden Einstein’ın beynini aldı ve evine götürdü! Niye mi? Çünkü Harvey, bu beynin, Einstein’ın dehasının sırrını sakladığını düşünüyordu. Ama işin tuhaf yanı, Einstein böyle bir şeyi hiç istememişti. Kimsenin ona tapmaması için “beni yakıp küllerimi savurun, sakın benden bir ikon yapmayın” demişti. Harvey ise bu vasiyeti umursamadı ve beyni çalıp evine götürdü.

Albert Einstein'ın Beyni

Thomas Harvey Kimdi? Niye Böyle Bir Şey Yaptı?

Harvey, Princeton Hastanesi’nde çalışan bir patologtu. Yani, otopsiler yapan, vücudun içini inceleyen bir doktor. Einstein’ın otopsisini yaparken, “Bu beynin içinde kesin bir sır var!” diye düşünmüş. O dönemde herkes, “Dahi insanların beyni farklı mı acaba?” diye merak ediyordu.

Harvey de bu merakına yenik düştü ve Einstein ailesinin de izni olmadan beyni çıkarmaya karar verdi. Ama ufak bir sorun var: Kendisi nörobilimci falan değil, sadece bir patolog! Yani, beyni inceleyecek ne bilgisi ne de ekipmanı var. Yine de bu hayalle beyni aldı ve macera başladı.

İlginizi çekebilir: Einstein’ın İcat Ettiğini Muhtemelen Bilmediğiniz 4 Şey

Beyin Nasıl Çalındı ve Sonra Ne Oldu?

Albert Einstein’ın beyni, ölümünden 7 saat sonra Harvey tarafından çıkarıldı. Harvey, beyni formalinle doldurup bir kavanoza koydu ve evine götürdü. Tabii bu iş gizli kapaklı oldu, ancak birkaç gün içinde olay patladı. Hastane yönetimi Harvey’yi kovdu. Harvey, Einstein’ın oğlu Hans Albert’a gidip, “Bilim için kullanacağım, izin ver” dedi. Hans Albert, babasının vasiyetine aykırı olsa da, “Tamam, ama sadece bilimsel çalışma için” diyerek razı oldu.

Harvey, beyni 240 parçaya böldü ve selloidin denen bir maddeyle korudu. Yıllarca bu parçaları bir kavanozda, hatta bir ara bira dolabında sakladı! Evet, yanlış duymadın, bira dolabında! Kansas’ta çalıştığı bir laboratuvarda, beyni elma şarabı kasasında tutuyordu. Bu kadar ciddiyetsiz bir saklama yöntemi, Harvey’nin ne kadar hazırlıksız olduğunu gösteriyordu. Yıllar sonra, 1985’te beynin bir kısmını California Üniversitesi’nden nöro-anatomist Marian Diamond’a gönderdi. 2004’te ise beynin çoğu Princeton Üniversitesi Tıp Merkezi’ne geri döndü.

Einstein'ın Beyni, Ölümünden 7 Saat Sonra Neden Çalındı?

Beyinde Ne Buldular?

Peki, bu çalıntı beyin ne sırlar saklıyordu? 1985’te yapılan bir çalışmada, Einstein’ın beyninde, özellikle planlama ve hafızayla ilgili bölgelerde (9. ve 39. bölgeler) daha fazla glial hücre olduğu bulundu. 1999’da başka bir çalışma, alt parietal lobun normal insanlara göre %15 daha geniş olduğunu gösterdi.

Bir de, Einstein’ın keman çalma tutkusuna bağlı olarak, sol el parmaklarını kontrol eden bölgede ilginç bir kıvrım fark ettiler. Ama şunu söyleyeyim, bu bulgular “Vay be, deha buradan geliyor!” dedirtecek kadar büyük değildi. Albert Einstein’ın beyni, normal bir beyinden biraz daha hafifti bile, sadece 1230 gram! Yani, dehası beyninin yapısından çok, düşünce tarzından geliyordu sanki.

Beyin Şimdi Nerede?

Harvey 1998’de öldüğünde, beynin kalan parçalarını ve çektiği fotoğrafları Ulusal Sağlık ve Tıp Müzesi’ne teslim etti. Şu an Einstein’ın beyninden geriye kalan birkaç parça, Pensilvanya’daki The Mütter Museum’da sergileniyor. Bu parçalar, bilim tarihinin en ilginç ve tartışmalı miraslarından biri olarak korunuyor.

albert einsteinin beyni 3

Velhasıl Kelam

Albert Einstein’ın beyni, bir patologun bilimsel hayalleri uğruna, ölümünden 7 saat sonra çalındı. Ama bu macera, büyük bir keşiften çok, etik tartışmalar ve ilginç hikayelerle dolu bir yolculuk oldu. Einstein’ın dehası, beyninin birkaç gramında değil, evrene bakış açısında, merakında ve tutkusundaydı. Bu hikaye de bize şunu öğretiyor: Bazen en büyük sırlar, bir kavanozda değil, bir insanın fikirlerinde saklıdır.

Kaynak: 1

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu