Bilim ve Teknoloji

2015 Nobel Kimya Ödülünü Kazanan, Aziz Sancar ve Çalışmaları

Prof. Dr. Aziz Sancar ile ilk kez bir Türk bilim insanı fen bilimlerinde Nobel Ödülü almış oldu. Bizde bir bilgi sitesi olarak , ödülünü kazanmaya giden yolda hangi aşamalardan geçtiğini yazalım dedik.

aziz_sancar_2015_nobel_kimya_odulu_sahibi_

Prof. Dr. Aziz Sancar, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ile beraber Nobel Kimya Ödülünü kazanan gerçek bir bilim insanı.

Aziz Sancar, Mardin’in Savur İlçesinde, okuma yazma bilmeyen ancak eğitime önem veren sekiz çocuklu bir anne – babanın çocuğu olarak doğdu. İstanbul Tıp Fakültesi’ni bitirdi. Yurtdışında yaptığı çalışmalarla Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi’ne kabul edilen üç Türk’ten biri oldu. Kuzey Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü Başkanı Sancar, “Türkiye’de ne ödül olursa benim için çok onur verici” dedi, “Kendi memleketimdir, çok sevindirir beni. İTÜ, Koç ve Boğaziçi üniversitelerinde konuştum. Öğrencilere güç veriyoruz. Onlara da söyledim. İnşallah bizden daha iyisini yaparlar.”

Dilerseniz değerli bilim insanın hikayesini ve ödülü almasını sağlayan projelerine bir göz atalım;

Nobel Ödüllü Çalışması: DNA Onarımı

nobel-2015-kimya-

Sancar, WOS 2014 Eylül verilerine göre 410 yayın yaparak en yüksek h-indeksi’ ne sahip bilim insanıydı. (H-indeksi: Bilim adamlarının üretkenliğini ve o üretkenliğin niteliğini ölçen bir indeks.) Aslında o dönemde bile yapmış olduğu bu çalışmalarla,Nobel Ödülüne göz kırpmıştı demek çok da yanlış olmaz sanırım.

41 yıldır hücrelerin DNA tahribatına nasıl tepki verdiğini aydınlatmaya çalışan bilim insanı, 2007 yılında DNA onarımını yapan enzimleri ayrıştırmayı başardı.

Nobel Ödülünü almasını sağlayan projeye göre DNA onarımı, hem kanserin önlenmesi için hem de kanser tedavisi için hayati önem taşıyor. Bilim çevreleri, DNA’nın kendisini nasıl onardığının anlaşılmasının, hem vücutta hiç kanser oluşmaması hem de oluşmuş olan kanserlerin tedavisi konusunda yeni yöntemler geliştirilmesinde son derece önemli olduğu konusunda hem fikir.

Aziz Sancar’ın Bir Diğer Büyük Çalışması: Biyolojik Saat

biyolojik-saat-aziz-sancar

Aziz Sancar, Circadian Clock diye tabir edilen biyolojik saat ve DNA tamiri hakkında yaptığı çalışmalarla dönem dönem ülkemizde de gündeme gelse de, asla hak ettiği değeri ve önemi görememiş bilim insanlarımızdan.

Sancar, yaklaşık olarak 19 yıldır biyolojik saat üzerine çalışmalarını sürdürüyordu. Bu fikrin çıkış noktasında ise bakteriler üzerinde yapılan çalışmalar var. Şöyle ki; bakteride bulunan ve ışığa tepki veren proteinlerden biri, UV ışığının DNA üzerindeki hasarını gidermeye yarar. Sancar’ın yaptığı çalışmalar sonucunda da görüldü ki, bu proteinin yapısal olarak bir benzeri de, insan hücrelerinde bulunmakta.

Bu keşfin üzerine giden Sancar, bu proteinin işlevi ile biyolojik saat arasında bir bağ olduğunu, hatta insanın biyolojik saatini ayarladığını görmüştür.

Mütevazı Kişiliği ve Hakkındaki İlginç Anekdotlar

aziz-sancar-turk

Aziz Sancar, küçüklükten beri Milli Takımda kaleci olmak istiyormuş, lise takımında da kaleciymiş fakat sonradan milli takım hayalinden vazgeçmiş. Türk Milli takımının formasını giymekten ise hiç vazgeçmemiş anlaşılan.

Memleketi Mardin Savur’da gönüllü doktor olarak çalışırken, ilçeye gelen Sağlık Bakanı ile tanışmış ve daha sonrasında oraya ataması yapılmış ve kadrolu olarak bir süre çalışmıştır.

Öğrencilerle yaptığı konuşmalardan bir tanesinde, sayısız ödül ve başarıdan sonra bile hayatının en mutlu yıllarının zorunlu hizmetle Mardin’de ve köyünde doktorluk yaptığı zaman olduğunu söylemiştir.

Bir süre Savur’da doktorluk yapan Sancar, ülkemizin verdiği imkanlar yetersiz gelince, TÜBİTAK bursu ile ABD’ye gitmiş. Adeta çalışmaya aşık olan Sancar; ABD’de günde 16-18 saat çalışıyormuş ve sonrasında şikayet edilmiş, yasalar bu kadar uzun çalışmaya izin vermiyor diye.

Yaptığı çalışmalar nedeniyle Amerikan Bilimler Akademisi’ne kabul edilen ilk AmerikalıTürk olmuş.

Soyadı olan Sancar, Hint dilindeki sankar kelimesiyle karıştığı için Hint zannediliyormuş. Bunu engellemek için “First American Turkish Member” şeklinde tanıtıyormuş kendini.

2007 senesinde aldığı Vehbi Koç Ödülü’nü, Türk Nobeli olarak gördüğünü ve ABD’de böyle anlattığını söylemiş. Vehbi Koç ödülü ile aldığı 100 bin dolara, kendi de cebinden 100 bin dolar ekleyerek ABD’de bir Türk evi açmış. Bu ev, ABD’ye yeni gelen Türk öğrencilerin, halen ikamet ettikleri bir ev olarak durmakta.

Kaynak
Onedio

Bir yorum

  1. başarılı biri olmak için türkiye yetmiyor. Bizden olanlar bile dışarıda başarılı oluyor.Biz ise burda maşşallah inşallah diye bilim adamlarına bakıyoz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu