Verilerle 6 Şubat Depremi ve Özellikleri
Verilerle 6 Şubat Depremi ve Özellikleri! Ülkemiz, 6 Şubat günü tarihi bir felaket olarak nitelendirilen bir yıkımın gölgesinde uyandı. Sabahın erken saatlerinde, merkezi Gaziantep-Kahramanmaraş sınırında bulunan büyük çaplı 7.8 şiddetinde bir deprem meydana geldi. Bu depremin etkisiyle, Kahramanmaraş, Gaziantep, Hatay, Adıyaman, Diyarbakır, Elazığ, Şanlıurfa, Malatya, Adana, Osmaniye ve Kilis olmak üzere 11 ilde ciddi bir yıkım yaşandı.
Maalesef, felaket bu bölgelerle sınırlı kalmadı. İlk depremin ardından Gaziantep, Kahramanmaraş ve Malatya’da biri 7.5, biri 6.7 ve diğer ikisi ise 6.0 büyüklüğünde olmak üzere dört büyük artçı deprem daha meydana geldi. Buna rağmen, bölgede meydana gelen deprem dizisinin doğası göz önüne alındığında, yıkım ve felaketin boyutunu artıran temel faktör, bölgedeki yapı stoğunun gerekli standartları karşılamamasıydı.
Diğer bir deyişle, insan faktörü ve ihmalkarlık, bu afetin “yüzyılın felaketi” olarak nitelendirilmesine neden olan istisnai depremin yanı sıra temel bir etken oldu. Bu nedenle, bölgede yaşanan felaketi daha da derinleştiren unsur, yapı stoğundaki yetersizlik ve ihmalkarlık olarak öne çıkmaktadır. Depremin ardından gerçekleşen arama-kurtarma ve yardım çalışmalarının yanı sıra, sosyal medyada hızla artan yardım çağrıları ve bilgi akışı ile birlikte benzer bir yoğunluk geleneksel medyada da görüldü.
Bu noktada, özellikle felaketin doğasıyla ilgili yaşanan sorunlu bilgi ve yorum üretimi ile birlikte, hem sosyal medyada hem de geleneksel medyada ortaya çıkan mezenformasyon ve dezenformasyon, ciddi bir sorun haline geldi. Bu durumda, deprem sonrası güvenilir ve doğru bilgi, hayati olmayan meseleler arasında en çok ihtiyaç duyulan konulardan biri haline geldi.
Verilerle 6 Şubat Depremi ve Özellikleri
Deprem Zinciri, Büyüklüğü ve Şiddeti
ABD Jeoloji Ajansı (USGS) verilerine göre, saat 04.17’de meydana gelen ilk deprem 7.8 büyüklüğündeydi ve yaklaşık 17.9 km derinliğinde meydana geldi. Hemen ardından, genellikle medyada göz ardı edilen bir olay olarak nitelendirilen ve sadece 11 dakika sonra, ilk depreme oldukça yakın bir konumda 6.7 büyüklüğünde ikinci bir deprem yaşandı.
Bu iki depremin ardından meydana gelen yıkımın büyük bir kısmı, saat 13.24’te 10 km derinliğinde ve 7.5 büyüklüğünde gerçekleşen, oldukça etkili bir depremle daha da arttı. Bu büyük depremin sadece iki dakika sonrasında, Malatya merkez üssünde 6.0 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Bu olaya ek olarak, aynı depreme oldukça yakın bir bölgede, sadece 25 dakika içinde 5.8 ve 5.7 büyüklüğünde iki deprem daha yaşandı.
Son olarak, 15.02’de Maraş-Göksun’da 6.0 büyüklüğünde bir depremin kaydedildi. İlk depremden bu yana bölgede 160’tan fazla artçı ve/veya tetiklenmiş deprem yaşandı. Bu nedenle, 6 Şubat’tan bu yana bölgede bir deprem zinciri oluştu ve bu zincirin en büyük yedi halkası henüz 11 saat dolmadan ardışık olarak gerçekleşti.
Ayrıca, deprem zinciri boyunca görülen büyüklük ve şiddet unsuru da oldukça dikkat çekiciydi. Sosyal medya ve geleneksel medya arasında sıkça karıştırılan büyüklük ve şiddet ayrımına vurgu yapmak önemlidir. Bu bağlamda, şiddeti genellikle depremin yeryüzündeki etkisinin yoğunluğu olarak tanımlamak mümkündür. Dolayısıyla, insanlar tarafından hissedilen kısım, depremin büyüklüğü değil, daha çok şiddetidir.
Şiddetin ölçümü için kullanılan Modified Mercalli Intensity (MMI) adlı ölçek, I-XII arasında derecelendirilir. Bu derece, depremin derinliği, fay hattının yapısı ve depremin türü gibi çeşitli değişkenlere bağlıdır. Bu bağlamda, IX ve üzeri dereceye sahip depremler gerçek anlamda şiddetli ve istisnai olarak kabul edilir. Antep ve Maraş’ta meydana gelen 7.8 ve 7.5 büyüklüğündeki iki deprem de IX derecesinde şiddete sahip olduğu pek çok uzman tarafından belirtildi.
Depremin Tipi ve İstisnailiği
Türkiye’de aletle yapılan deprem ölçümlerinin yaygınlaşmasıyla beraber, 20. yüzyılın başlangıcından bu yana yaşanan en büyük deprem, 1939 yılında meydana gelen ve 7.8 büyüklüğündeki Erzincan depremi olarak kayıtlara geçti. Bu nedenle, Türkiye’de bu şiddette bir depremin yüzyılda bir kez yaşandığını söylemek mümkündür. Ancak, 6 Şubat depremi, 1939 Erzincan depremi ile karşılaştırıldığında daha yıkıcı ve etkisi bakımından daha büyük olarak değerlendirilebilir. Bu durumun temel sebebi, depremin sahip olduğu özelliklerdir, özellikle deprem tipi.
Depremler, deprem tiplerine göre üç ana kategoriye ayrılabilir. Bunlar; normal, ters ve doğrultu atımlı (strike-slip) (yatay sürtünmeli) depremlerdir. Daha açık bir ifadeyle, yer kabuğu, tektonik plakalardan oluşur. Yani hareketli ve parçalı levhalardan. Genel kabul gören teoriye göre, bu levhalar son 3-4 milyar yıldır sürekli bir hareket içindedir. Dünyadaki fay hatları ve deprem tipleri incelendiğinde, doğrultu atımlı depremlerin sayıca az olduğu görülmektedir.
6 Şubat depremlerini istisnai kılan ilk özellik, doğrultu atımlı (strike-slip) bir tip olmalarıdır. Hareket eden iki farklı levha, dikey yerine yatay bir şekilde birbirini geçtiğinde bu tür depremler meydana gelir. 6 Şubat’taki depremde, Anadolu ve Arap levhalarının batı ve doğuya doğru hareket ettiği gözlemlenmiştir.
6 Şubat Depremi Bilançosu
6 Şubat Depremi Kaç Saniye Sürdü?
6 Şubat 2023 tarihinde, Kahramanmaraş’ta iki büyük deprem meydana geldi. İlk deprem, pazar gününü pazartesiye bağlayan gece saat 04:17 civarında gerçekleşti. Ardından ikinci deprem, yine Kahramanmaraş’ta saat 13:24 sularında meydana geldi. Bu depremler, sırasıyla 7.8 ve 7.5 büyüklüğündeydi ve 11 farklı kentte ciddi yıkımlara yol açtı.
Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde yaşanan ilk deprem 7.7 büyüklüğündeydi. Bu depremin etki süresi 65 saniye olarak kaydedildi. İkinci deprem ise Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde meydana geldi ve şiddeti 7.6 olarak ölçüldü. Etki süresi ise 45 saniye olarak belirlendi. Bu çift deprem felaketi, bölgede önemli ölçüde tahribata neden oldu.
6 Şubat Depreminde Kaç Kişi Hayatını Kaybetti?
Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde meydana gelen depremlerde, resmi olarak belirtilen rakamlara göre maalesef 53,537 kişi hayatını kaybetti. Depremin etkisiyle yaralanan kişi sayısı ise 107,213 oldu. Bu felakette yıkılan 38,901 binada, 26,000 binada arama-kurtarma faaliyeti gerçekleştirildi, umutlu bir yaşam arayışı sürdürüldü.
Bölgeye yapılan müdahale çalışmaları kapsamında, 11,488’i uluslararası, 35,250’si arama-kurtarma, 142,000’i güvenlik personeli olmak üzere toplamda 650,000 personel görev aldı. Buna ek olarak, 350 çadır kent alanında 645,000 çadır, 414 konteyner kentte ise 215,224 konteyner kurularak afetzedelere geçici barınma imkanları sağlandı.
6 Şubat Depremi Ekonomik Bilançosu
On binlerce insanın hayatını kaybetmesi sonrasında ekonomik bilançonun hiç bir önemi yok. Fakat çok sorulduğu ve merak edildiği için yazımıza dahil etmek istedik. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından yayımlanan Türkiye Deprem Toparlanma ve Yeniden İmar Değerlendirmesi Raporu, çeşitli alanlarda ortaya çıkan zarar ve kayıpları şu şekilde detaylandırmıştır:
- Finansal Zararlar: Toplamda 351,4 milyar TL’ye ulaşan finansal kayıplar, deprem bölgesine yönelik acil destek ve harcamaları, enkaz kaldırma faaliyetlerini, sigorta ödemelerini, gelir kaybı tazminatlarını ve diğer destekleri içermektedir. Ayrıca, milli gelirdeki azalmadan kaynaklanan toplam zarar bu tutarı oluşturmuştur.
- Maddi Hasar: Bina, konut, işyeri, fabrika, makine ve teçhizat gibi unsurların tam sayım niteliğine yaklaşan güncel verilere göre, toplamda 1,6 trilyon TL maddi hasar tespit edilmiştir. Sahadan alınan en son bilgilere dayanarak bu rakam belirlenmiştir.
Toplam Zarar
Deprem sonrasında toplam zarar, Hazine ve Maliye Bakanlığı web sitesinde yayımlanan bir raporda ayrıntılı bir şekilde sunulmaktadır:
- Konut Hasarı: Türkiye ekonomisine etkisi açısından en belirgin bileşen, %54,9’luk oranla konut hasarıdır. Bu, toplam zararın 1.073,9 milyar TL veya 56,9 milyar dolarlık kısmını oluşturmaktadır.
- Kamu Altyapısı Yıkımı: İkinci önemli hasar kalemi ise kamu altyapısı ve hizmet binalarındaki yıkımlardır. Bu, toplam zararın 242,5 milyar TL veya 12,9 milyar dolarlık bölümünü temsil etmektedir.
- Özel kesim hasarı: Konutlar dışındaki özel kesim hasarı, diğer önemli bir zarar kalemi olarak hesaplanmaktadır ve tahmini olarak 222,4 milyar TL (11,8 milyar dolar) tutarındadır. Bu kategori içerisinde imalat sanayii, enerji, haberleşme, turizm, sağlık ve eğitim sektörleri ile küçük esnaf zararları ve ibadethaneler bulunmaktadır.
- Toplam yük: Bunun yanı sıra, sigortacılık sektörü kayıpları ve esnafın gelir kayıpları ile makroekonomik etkiler göz önüne alındığında, depremin Türkiye ekonomisi üzerindeki toplam etkisinin yaklaşık olarak 1.995 milyar TL (103,6 milyar dolar) seviyesinde olduğu tahmin edilmektedir.