Türkiye’deki Balık Çeşitleri Nelerdir?
Türkiye’de Var Olan Balık Çeşitleri Nelerdir?
Türkiye’nin zengin su kaynakları, lezzetli balık çeşitlerinin bulunmasına olanak sağlıyor. Alabalık, soğuk sularda lezzetini doruklarda yaşatan bir seçenek. Akya, denizin hızlı avcılarından biri olarak sizi şaşırtacak. Aynalı sazan, tatlı suların vazgeçilmezi ve özellikle iri boyutlarıyla dikkat çekiyor.
İşte Türkiye’de var olan balık çeşitleri ve yaşadığı yerler…
ALABALIK
Soğuk, durgun sularda bulunan turuncu etli, lezzetli bir balıktır. Balık çiftliklerinde sofra balığı olarak üretilmektedir. Yaşadığı yere göre, göl alası, deniz alası, dağ alası gibi cinsleri vardır. Tavası yapılır.
İlginizi çekebilir: Şubat Ayı Balıkları Hangileridir? Faydaları ve Pişirme Teknikleri!
AKYA
Kuzu, çıplak, leka ve iskender balığı olarak da anılır. Genelde 50-100 santimetre en çok 180 santimetre ve 60 kilogram ağırlıkta olabilir. Yumuşakçalar, kabuklular ve küçük balıklarla beslenerek, dipte kıyılara yakın küçük sürüler halinde dolaşır. Canavar balıklardandır, çevresindeki balıkları yok edercesine yer. Şişi ve tavası yapılır.
AYNALI SAZAN
Tatlısu balıkçılığının ilk serüvenleri genellikle sazan avı ile başlar. Hemen hemen her tatlısu balık avcısının SAZAN ile ilgili bir anısı mutlaka vardır. Yurdumuzda her türlü iklim koşulunda yaşayan pek çok çeşidi vardır. En makbul kabul edilen cinsi Aynalı sazan dır. Doğal takvime göre Arpa hasatından sonra oltaya vurmaya başlar ve bağbozumuna kadar bereketli av verir. Özellikle iri boylarının yakalanması için gece avı tercih edilmektedir .
BARBUNYA
Sıcak ve ılık denizlerin kumlu, çamurlu sahillerinde 300 metreye varan derinliklerinde sürüler halinde yaşar. Ortalama 12-15 santimetreden en çok 40 santimetreye kadar büyür. Suyun ısı şartlarına göre derinlerden sahile, mevsimsel göçler yapar. 10 yıl yaşayabilir. Nisan-haziran arası 15-100,000 yumurta döker. Etinin lezzeti ve bol avanılmasıyla ekonomik değeri yüksektir.
ÇİPURA (ÇUPRA)
Uzunluğu 10-12, en fazla 16-18 cm kadardır. Bulundukları suların sıcaklıklarına göre Nisan ile Eylül ayları arasında ürerler. Lezzetli beyaz eti nedeniyle ekonomik değeri yüksek bir balıktır.
DİL BALIĞI
Dil balığı, küçük, orta boylu, ince pullu, yassı, gözleri sağda, sol yanı renksiz ve gözsüz, sırt yüzgeçleri gözlerinin önüne kadar uzanan, iri kemikli bir balıktır. Büyük cinsleri 60 santimetre boyunda olabilir. Dibi kumlu sığ denizlerde yaşar. Bulunduğu yerin rengini alır. Beyaz, lezzetli eti vardır. 250-400 gram ağırlığında olanlar tercih edilirler. Siyah derisi yüzüldükten sonra tavaya elverişlidir. En lezzetli zamanları Kasım ve Mart arasındadır.
GÜMÜŞ BALIĞI
Kıyılarda yaşayan, siyah etli olmasına rağmen, az yağlı, pullu bir balık türüdür. Hamsi boyundadır. Adını gümüş renginden alır. Boyu 12-15 cm. dir. Dayanıksız olmasına karşın, lezzetli bir eti vardır.
En çok Marmara’da bulunur. Boğaz ve Karadeniz’de de yaşar.
Taze yenmesi ve hemen tüketilmesi gereken bir balık türüdür. Türün neslini sürdürebilmesi için 9 cm altında olanlar satın alınmamalıdır.
İlkbahar’da özellikle Mart-Nisan aylarında bol ve lezzetli olur.
Hiç ayıklamadan unlanıp, kızartılır. Pişirince pulları derisinden kolayca ayrılır.
Sadece ve sadece kızartması yapılır.
HAMSİ
Karadeniz ve Marmara’da avlanan, çok yenen küçük, lezzetli, pulsuz bir balıktır. Buğulaması, tavası yapılır, yağda kızartılır. Kış aylarında özellikle Aralıkta en lezzetlidir. Tuzlanmış, dondurulmuş ve konserve olarak da tüketilir. Unu ve yağı sanayide değerlendirilir.
İSTAVRİT
Eti lezzetli, pullu balıktır. Her mevsimde avlanır. Fakat Mayıs – Ağustos aylarında yumurtladığından lezzetli değildir. Büyüklerine karagöz istavriti denir. Genellikle tavası yapılır. Donmuş, tuzlanmış, yağ içinde konserve edilmiş ve tütsülenmiş olarak da değerlendirilir.
İZMARİT
İzmarit midye, deniz solucanı ve balık yumurtaları ile beslenen bir dip balığıdır. Eti beyaz ve son derece lezzetlidir. Tavası güzel olur. Sonbahar ve kış aylarında ızgarası dahi yapılır. İzmaritler ızgara yapılırken ayıklanmaz. Olduğu gibi pişirilip bilahare derisi, bağırsakları ve kılçıkları ayıklanır. Üzerine limon ve zeytinyağı ile kıyılmış maydanoz eklenerek hazırlanır. Pulları kazındıktan sonra derisi tulum çıkarılarak yapılan tavası da çok güzel olur.
KALKAN
Yuvarlak, yassı vücutludur. Üzerinde pul yerine küçük kemiksi yumrular (bunlara düzme denir) bulunur. Mevsimi Mart –Haziran aylarıdır. Eti lezzetlidir (Erkeğinin eti makbuldür) Tavası yapılır, haşlanır.
KARAGÖZ
Çipuranın yakın akrabası olan karagöz elips şeklinde, yassı, gümüşi pulları olan yerli bir balıktır. Baltabaş, sivri gaga, sagos ve mırmır gibi çeşitleri vardır. Ortalama 20-25 cm , en 50 cm boyunda olur. Yazın taşlık ve yosunluk, midyesi bol yerlerde yaşar.
Kışın derin sulara çekilir. Her mevsimde yenebilen bu balık, özellikle mayıs-temmuz ayları haricinde daha yağlı ve lezzetlidir. Aynen çupura gibi ızgarası, buğlaması, fırnını ve çorbası çok güzel olur. Bir kg ve daha büyüklerinin fırını tercih edilmelidir.
KEFAL
Beyaz etinin lezzeti ve mumlanarak pazarlanan ‘havyar’ yumurtasıyla ekonomik değeri çok yüksektir.
Yaz ayları dışında lezzetli olan pullu ve göçmen olmayan bir balıktır. Bütün denizlerimizde yetişir. Sonbahar, Kış ve İlkbahar’da çok lezzetlidir. Kefalin buğulaması ve pilakisi çok güzel olur. Ayrıca likorinoz denilen tütsülüsü de çok makbuldur. Bir kefal türü olan haskefalin kurutulmuş yumurtaları çok aranan bir deniz ürünü, bir mezedir. Sarı kulak kefalin tavası ve fileto ızgarası da yapılır.
Kefal alırken çok dikkat etmek, tercihan tanıdık balıkçıdan almak gerekir. Çünkü kefal kirli ve bulanık suları çok sever ve buralarda diğer balıklar yaşamazken o yaşar. Örneğin İzmir Körfezi’nde diğer balıklar yaşamazken kefal bol miktarda bulunmaktadır. Bu gibi sularda yakalanmış kefal insan sağlığı için büyük tehlike arzeder.
KILIÇ
Ortalama 2 – 3,5 m. boy ve 60 – 150 kg’a kadar ağırlıkta olabilirler. Boyları 4 – 5 m’ye kadar ulaşabilir. Isı şartlarına göre Marmara ve Karadeniz arasında dolaşıp Akdeniz’e göçerler. Etçil bir balık olup, sürü halindeki diğer küçük balıkları yiyerek beslenir. Ekonomik değeri çok yüksek bir balıktır.
Türkiye’mizi çevreleyen denizlerde artık nadir görülen çok lezzetli bir balık türüdür. Akdeniz ve Ege’de yıl boyunca, Karadeniz’de ise yalnız yaz ayları görülür.
Her mevsimde yenebilen kılıçın en lezzetli zamanı Eylül-Şubat arasıdır. Bu balığın en güzel defne yapraklı şişi olur. Izgarası ve kağıt kebabı da yapılır.
KIRLANGIÇ
Beyaz etli lezzetli bir balıktır. Dilimlenmiş fileto ile tavada, fırında sebzeli pilakisi, şişi, buğulama, çorbası, yahnisi yapılır. Domates, biber ve defne yaprağı eşliğinde şişe dizilerek hafif zeytinyağı ile yağladıktan sonra ızgarası muhteşem olur.
KOLYOZ
Marmara, Kuzey Ege ve Karadenizin doğusundaki akarsu ve göllerin yüzeyinde yaşar, zaman zaman da nehirlerin denzile karışımı acısu bölgelerine iner. Böylece acısu – tatlısular arasında göçler yapar. 15-30 cm. boyunda olabilir. Planktonlar, sinek larvaları (sivrisinek) ve küçük canlılarla beslenir. Mayıs – Haziran arasında 15-25.000 yumurtasını taşlık, çakıllık, dere kenarlarına bırakır. Yıllar öncesi “Chalealburnus Chalcoides İstanbulensis” türü Haliç”de Kağıthane deresinde yaşardı. Eti lezzetli, bölgesel değeri olan bir balıktır.
Kolyoz tüm dünyada bilinen amatör profesyonel avcılığının yanında Japonya’da balık çiftliklerinde üretilip tüm dünyaya pazarlanan ekonomik değeri çok yüksek bir balıktır. Konserve, kurutulmuş, taze, tuzlanmış, tütsülenmiş olarak pazarlanır, bu şekilde de tüketilir. Eti uskumru kadar lezzetli olmamakla beraber haşlaması, tavası, buğulaması lezzetlidir.
LEVREK
Vücudu iri ve kalın pullarla kaplı bu gösterişli balığın sırtı koyu kurşuni renktedir. Sırt rengi yanlara doğru inildikçe açık kül rengini alır ve karın bölgesinde tamamen parlak gümüş rengine dönüşür.
Zaman zaman 10 – 12 kg olanları yakalansa da genelde 1 – 2 Kg olanları yaygındır. Makbul olan ağırlıkları 2-6 kg’dır. Levrek balığının 1 Kg dan hafif olanlarına ispendek denir.
Beyaz etlidir. Yaz aylarından sonbahara kadar yumurtlar. Mevsimi Eylül –Ekim aylarıdır. Haşlaması yapılır. Büyük levreklerden çıkarılan filetolar ızgara, tava olarak pişirilir. Tatlı sularda yaşayan cinsleri de vardır.
LÜFER
Akdeniz, Karadeniz, Marmara, Hint Okyanusu ve Atlas Okyanusunda sürüler dolaşan lüfer pullu bir göçmen balıktır. Soğuk denizde yaşayanları daha yağlı olduğundan daha da lezzetli olur. Ülkemizde Karadenizde ve istanbul boğazı ile marmara denizinde yakalananların tadı muhteşemdir. Daha güney denizlerimize indikçe yavanlaşır ve kendisine mahsus o güzel tat ve kokuyu kaybeder.
Eylül ortasından ocak sonuna kadar olan zaman en yağlı ve en lezzetli zamandır. Bu devre içinde ızgarası tavsiye edilir. Çinekopunda ızgarası çok iyi olur, ancak mevsimi lüfere göre kısadır. Kasım sonundan itibaren azalmaya başlar. Diğer zamanlarda büyüklüğüne göre plakisi, buğlaması kağıt kebabı ve tavası olur. Ilkbahara da son derece yağsız olduklarında tava, plaki ve buğlaması tercih edilmelidir. Lüfer büyükğüne göre en çok isim alan balıktır.
Lüfer çeşitleri şöyledir.
1- 10 cm ye kadar yaprak
2-11-13 cm arası çinekop
14-16 cm arası kaba çinekop
17-20 cm arası sarı kanat
21-30 cm arası lüfer
31-35 cm arası kaba lüfer
35 cm de n büyük kofana
MERCAN
Açık kırmızı renkli, eti beyaz, pullu çok lezzetli kıymetli bir balıktır. Mevsimi Kasım – Mayıs aylarıdır. Izgarası, tavası, haşlaması yapılır.
MEZGİT
Marmara ve Karadeniz’de bol, diğer denizlerimizde az rastlanır. Boyları 20 – 40 cm. olabilir. Gelincik ve Bakalyaro ile aynı türdendir. 30 – 40 m’nin altındaki derin sularda yaşar.
Gündüzleri yüzeylere çıkarak hamsi, sardalya vs. gibi sürü halindeki küçük balıkları avlayarak beslenir.. Lezzetli eti ve her mevsimde bolca avlanılmasıyla ekonomik değeri yüksektir.
Tavuk balığı olarak ta bilinen mezgit bütün denizlerimizde bulunmakla beraber en çok Karadeniz’de bulunur. Yaz hariç devamlı yumurtalı durumdadır. Mezgitin yumurtalı tavası, domatesli sotesi güzel olur.
ORKİNOS
600-900 kilogram ağırlığında ve 2 – 6 metre uzunluğunda olan , bir at kadar hızlı gidebilen ve çok önemli bir özelliği olan metalik pulları sayesinde 1-2 dakika gibi çok kısa bir zaman içerisinde 1.5 mil =(2700metre) kadar deniz dibine dalabilen harika bir estetik vücuda sahip olan, çok hızlı hareket edebilen vede ekonomik açıdan da çok önemli olan göçmen bir balıktır.
Ton balığı olarakta bilinen ve eti konservecilikte kullanılan , Orkinos balığı uskumrugillerden olup, aynen bizim gibi sıcak kanlı bir balıktır. Orkinosun kendi vücut ısısını ayarlayabilme yeteneği sayesinde , kendisinin okyanuslarda göç etmesini, her yıl binlerce mil yüzebilmesi ve değişik pozisyonlarda hayatta kalmasını sağlamaktadır. Bu müthiş yüzücü balık kendinden küçük olan tüm pelajik (Uskumru-Lüfer-Palamut-Torik-Hamsi vs.) balıkları yiyerek beslenir.
PALAMUT/TORİK
Esmer etli, pulsuz balıktır. 10 cm.den 75 cm. kadar boyda olanları vardır. Çingene palamutu, kestane palamutu, Tarık gibi isimler alır. Mevsimi Ağustos – Ekim aylarıdır. Tavası, fırını yapılır.
SARDALYA
Pullu, lezzetli küçük bir balıktır. Buğulaması, ızgarası yapılır.
SARIGÖZ
Boyları 50 cm. olabilir. Anatomisi Karagöze benzer. Ilık sahil bölgelerinde ve baunların uzantısı ılıman denizlerde yaşar. Karadenizde az bulunur. Yaşam çevresi kayalık ve kuytu yerlerdir. Başlıca besinleri küçük kabuklular, deniz solucanları ve bilhassa karidestir. Etleri de Karagöz ve Mercan gibi beyaz, gevrek ve lezzetlidir. Üremeleri erken ilkbahar aylarından başlayarak yaz sonuna kadar devam eder.
SOMON
Soğuk denizleri seven somon Türkiye’de üretilemiyor. Doğal ortamlarda yetişen Atlantik ve Pasifik Somonları, tarih boyunca; Alaska, İskadinavya ve Iskoçya başta olmak üzere, kuzey ülkelerinin önemli bir besin kaynağı olmuş; ama, doğayı katletme sadece bizlere özgü bir haslet olmadığından, oralarda da aşırı avlanma, somon türünü neredeyse yok olma noktasına getirmiş. 197O’li yıllarda geliştirilen, çiftlikte balık yetiştirme teknolojisi sayesinde; özellikle Norveç ve İskoçya’da ciddi miktarda çiftlik somonu üretilmeye başladı.
Teknolojinin ilerlemesine bağlı olarak da, üretim miktarları gittikçe arttı. Somon gümüşi, kalın kılçıklı, silindirik ve uzun etinin rengi de pembe olan bir balık. Ağırlığı 2-8 kg. arasında değişiyor. Somon, yağlı bir balık. Bu nedenle, kızartma yerine, ızgara veya fırınlanmış olarak tercih edilmeli; fırında en fazla 15 dakika pişirilmeli. Sebze garnitürleri ve soslarla birlikte sunulabilir. Somon çok güçlü bir protein kaynağı. Sağlıklı bir besin olmasının yani sıra ucuz ve az kılçıklı olması nedeniyle de, somon tüketimini yaygınlaşıyor.
SUDAK
Sudak balıklarının vücutları zarif olup birbirinden ayrı iki tane sırt yüzgeçleri ve ağızlarında bir sürü sivri uzun (köpek dişi) dişleri vardır. Boyu 1,25 metreye, ağırlığı 20 kiloya ve yaşları da 16 ya ulaşabilir. Sırtı yeşilimsi gri ve karnına doğru gümüşileşen, bir rengi vardır. Ayrıca sırtında belli belirsiz farklı şekillerde kahverengi gölgeler vardır.
Sudak balığı amatör ve ticari balıkçılık açısından önemli bir balıktır. Az kılçıklı, sağlam yapıya sahip beyaz bir eti vardır. Irmaklarda, göllerde ve bazen ırmakların denize aktığı yerlerde bulunur, az tuzlu deniz suyunda da yaşıyabilirler. Derin sularda yaşamayı tercih eden, çok aç gözlü, çok çabuk büyüyen bir tür olmakla beraber esaret altında çabuk ölmesinden dolayı havuzlar ya da akvaryumlarda yetiştirilemez.
TEKİR
Vücudu yuvarlak olup, başın altında bir çift bıyık bulunur. Büyük olan başın uzunluğu, yüksekliğinden fazladır ve baş profili eğimlidir. Birinci sırt yüzgecinde boyunca sarı ve kırmızımsı renkli bantlar bulunur. Vücut rengi kırmızı veya pembemsidir. Barbunyadan burnunun oval, kafasının daha uzun, ağzın göz hizasına ulaşmayışı, göz çukuru altında sadece iki adet pul bulunuşu, vücudun alt yanından uzunlamasına sarı bantlar ve birinci sırt yüzgecinde siyah noktalar olması ile ayrılır.
Etinin lezzeti Eski Roma çağlarından beri namlıdır. Bol avlanılan, ekonomik değeri yüksek bir balıktır. Dört mevsim yenebilecek bu balığın en lezzetli zamanı, aynen Barbunya’da olduğu gibi Temmuz-Ekim ayları arasıdır. Tavası ve kağıt kebabı çok güzel olur.
TURNA
Turna balıkları Avrupa, Kuzey Amerika ve kısmen Asya’da bulunur. Bol su bitkileri bulunan ama temiz sularda yaşamayı tercih eder. Türkiye’nin özellikle kuzeyinde ve büyük ırmakların İç Anadolu’ya düşen kesimlerinde ve iç Anadolu’da da bulunur. Kuzey turna balığı 1,5 metre uzunluğa ve 35-40 kilo ağırlığa kadar varabilir, ama bu büyüklüktekilere rastlamak nadirdir. Bir metreyi geçenleri çok seyrek tutulur. Bu büyüklükteki balıklar genelde Sakarya bölgesindeki göletlerde ve Sapanca gölünde rastlanır.
Hele 1,3 metreye varan tutulursa bu mucize sayılır. Turna balıkları her şeyden önce, oltada savaşmalarından ve enerjilerinden dolayı sevilirler. Oltaya takılmış bir turna balığı kurtulmak için her şeyi dener, ve bu mücadele esnasında sudan dışarıya sıçrayarak takla da atar; ve balıkçıyı heycanlandırır. Olta ile avlanacağı zaman çelik tel kullanılması oltanın solungaç ve balığın dişleri tarafından kesilmemesi için şarttır.
Ama tabiki sadece oltada değil, mutfaktada kalitesini ortaya koyar. Diğer etçil balıklar gibi turna balığıda lezzetli bir balıktır, ama birçok Y şeklinde küçük kılçıkları vardır. Bu yüzden etini ayırıp köfte yapan ahçılarda vardır. Etinin 100 gramında 372 kJ (89 kcal) bulunur.
USKUMRU
Pulsuz, siyah etli balıktır. Mevsimi Ekim – Mart aylarıdır. Izgarası, dolması yapılır. Zayıf zamanlarında kurutulur ve çiroz olarak satılır.
ZARGANA
Zargana kimine göre lezzetli, kimine göre de lezzetsiz bir balıktır. Sonbahar ve kışın yakalanlar daha yağlı ve lezzetlidir. Orta kılçığı yeşildir, bu kılçığa yakın sırt etleri de yeşilimsidir. Fosfor bakımından zengindir, bu yönüyle yararlıdır. Pilakisi, tavası, fırında buğulaması yapılır. Ekonomik değeri vardır.