Psikoloji Dünyasında Devrim: Rosenhan Deneyi Nedir?
Rosenhan deneyi nedir? Tüm dünyada büyük yankı uyandıran ve köklü değişimlere neden olmuştur. Tarihin en çarpıcı araştırması olarak da bilinen deney, David Rosenhan tarafından yapılıyor. David Rosenhan Stanford Üniversitesinin öğretim üyesidir. 1973 yılında Science dergisinde yayınlanan deney, delilerin arasında akıllı olmak konusunda yapılan bir araştırmadır.
Rosenhan Deneyi Nedir?
Rosenhan deneyinde 8 kişi hastaneye başvuruluyor. Bu kişiler çeşitli sesler duyduğunu belirterek hastaneye geliyor. Çeşitli meslek gruplarından gelen bu kişiler, aslında hiç ses duymuyorlar. Sadece deney için ses duyduklarını söylüyorlar. Deneye katılan kişiler arasında David Rosenhan da yer alıyor.
Hastalara çeşitli teşhisler konarak tedavi edilmeye başlanıyor. Bir süre sonra hastalar artık iyileştiğini söyleyerek rahatsızlıklarının ortadan kalktığını belirtirler. Ancak, bu kişilerin “iyileştim” demelerini hastane görevlileri ciddiye almamışlardır ve tedavi sürecine devam etmişlerdir. Ayrıca hastalara ilaç verilmeye de devam etmiştir.
Hastalar 19 gün boyunca tedavi edilirler. 19 gün geçtikten sonra 7 hasta taburcu edilir. İçlerinden sadece bir tanesi taburcu edilemez. Çünkü bu hastaya hafif şizofreni teşhisi konur.
Bu kısmın asıl kötü yanı gelen sahte hastaların, ilaçların etkisi ile kendini kötü hissetmeye başlamasıdır. Deneyin ilk kısmı hastaların taburcu edilmesiyle biter.
Rosenhan Deneyinin İkinci Kısmı Nedir?
Deneyin ilk kısmı bittiğinde, basın bu konuya çok ilgi duymuştu. Bir klinik bu deneyi fark ederek Rosenhan ile iletişime geçmiştir. Bu kez kendisinden aynı deneyi tekrar etmesini ve sahte denekleri kendi kliniklerine göndermesini istemişlerdir. Çünkü, klinik sağlıklı ile hasta olan kişileri birbirine ayıracakları konusunda iddialıydı.
Kliniğin iddiasına göre, klinik görevlileri kendi hastaları ile sahte hastaları birbirinden ayırt edebileceklerdi. Hatta klinik bu konuda Rosenhan’a güvence bile vermiştir. Elbette Rosenhan bu teklifi kabul etmiştir. Buna göre; hastaneye gönderilen sahte hastaların kimler olduğu bilinmemektedir.
O hafta kliniğe 193 hasta gelir. Klinik ise bu hastalardan 41 tanesinin sahte olduğunu düşünür. Bu 41 kişiden de 19 kişi kliniğe kabul edilmiştir.
Deneyin ilginç kısmına geliyoruz: Rosenhan hastaneye 1 tane bile sahte hasta göndermemiştir.
Deneyin ortaya çıkarmak istediği sonuçlar gerçekten de başarıya ulaşmıştır. Buna göre Rosenhan deneyi sonucu şunu göstermektedir: Akıl hastalığı klinikleri sağlıklı insan ile hasta insanı birbirinden ayıramamaktadır. Psikiyatri hastanesine yatırılan herkes gerçekten hasta değildir.
Deneyin sonuçları kulağa belki de o kadar korkutucu gelmeyebilir. Ancak, kanser hastalığı teşhisi ile hastaneye yatırıldığınızı, avuçla ilaç içirildiğinizi belki de özel bir kıyafet giydirilerek bir odaya mahkum edildiğinizi düşünün. Ardından aslında kanser hastası olmadığınızı, teşhisin yanlış koyulduğunu hayal edin. Hayatınız ve yaşadıklarınız kabus olurdu değil mi?