Bilinçaltımız vücudumuz için en önemli ilaçları barındıran yerdir aslında. Burada yer alan düşüncelerimiz hastalığımız için kendi kendine ilaç üretecek, tedavi edecek güçtedir. İnsanlar beyin gücünü kullanarak tedavisi çok zor olan Kanser, Şeker, Yüksek Tansiyon gibi hastalıkları yenebilmektedir. Göz rengini düşünce gücüyle değiştiren Şizofren, midesinde kelepçe var sanıp zayıflayan bir Obez gibi dünyada bir çok örnek bulunmaktadır. Bilinç altında yer alan düşüncelerimiz biliminde uzun zamandır araştırdığı Plasebo ve Nosebo adı verilen düşünce bölümleri bulunmaktadır.
Plasebo, 1. Dünya Savaşı sırasında eczanelerde hastalar ve yaralılar için ilaç kalmadığında, dönemin bazı doktorları tarafından geliştirilen alternatif tıp teknikleri sayesinde hastaların ve yaralıların çekmiş oldukları acıyı ve şikayetleri zaman içerisinde azalttıklarını fark ederler. Bu tedavi yöntemi özellikle 1950’li yıllarda yapılan klinik araştırmalarla birlikte Plasebo ve Nosebo etkisi olarak tıp dünyasına kazandırılır. Geçerliliği olmayan alternatif tedavi yöntemlerinin hastanın bilinçaltında onu gerçekten iyileştirdiğine ve uygulanılan tedavinin rahatsızlığına iyi geldiğine inanmasıyla fiziksel/psikolojik olarak iyileşmesidir.
Harvard Üniversitesi‘nden Ellen Langer, yapmış olduğu psikolojik bir araştırma ile bu etkinin işe yarar bir tedavi olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır. Langer, huzur evlerinde kalan yaşlı bir grup insanı toplayıp, onları birkaç hafta boyunca gençlik dönemlerinde popüler olan müziklerin, kıyafetlerin ve yiyeceklerin bulunduğu bir ortamda ağırlar. Başlatmış olduğu araştırmayı 3 hafta boyunca sürdürür ve en sonunda hastaların fizyolojik parametrelerine baktığında, grubun içerisinde yaran büyük bir çoğunluğunun gözlerinin daha iyi gördüğünü, cildinin gerginleştiğini hatta vücutlarındaki kemik yoğunluğunun arttığını gözlemlemiştir.
Nosebo, Plasebo’nun insan üzerinde yapmış olduğu etkinin tam tersi olan bir durumdur. Latince’de Plasebo kelimesi “memnun edeceğim” anlamına gelirken, Nosebo kelimesi ise “zarar vereceğim” anlamına gelmektedir. Nosebo etkisi, bir şeyin kişinin kendisine zarar vereceğini düşünüp bu etkilerin gerçekte oluşmadığı halde beynin bu durumu simüle ederek oluştuğunu düşünmesidir. Bu durum daha çok hasta kişilerin kullanacakları ilaçların prospektuslarını okuduktan sonra ilacın yan etkilerinin kendilerinde görülmediği halde bu yan etkilerden şikayetçi olarak sağlık kuruluşlarına başvurarak tedavi olmak istemeleridir.
Bu durumdan özetle şunu çıkarıyoruz. Tedavi bazen ilaçta değil, inançtadır.
