Meme Kanserini Sonsuza Dek Önlemede Beslenmenin Rolü!
“Kanser, yenmesi gerçekten zor ve sevdiğin birini kanserken izlemek daha zor ve biliyorum ki denklemin her iki tarafında da inanılmaz zorluk var.” Cynthia Nixon ve annesinin meme kanseriyle olan savaşı.
Onkolojik hastalıklarda beslenmenin rolü çok önemlidir. Örneğin, meme kanseri teşhisi konmuş bir hasta önceki yeme alışkanlıklarından vazgeçmeli ve yeni bir başlangıç yapmalıdır. İlk ve en önemli kural, şu anda kullanıyorsanız alkol alışkanlıklarına veda etmektir. İkinci en önemli kural ise doymuş yağ, kuyruk yağı ve yağdan elde edilen besinlerden kaçınmaktır.
Yağ tüketiminin meme kanseri üzerindeki etkisinden bahsettiğimizde tereyağı, margarin, et, balık, aperatif yiyeceklerin yağlarından bahsediyoruz. Ayrıca bisküviler, kekler, çikolatalar ve diğer benzer ürünlerin de yağ bakımından zengin olduğu unutulmamalıdır. Bilim adamları, menopoz sonrası daha fazla yağ tüketen kadınlarda meme kanseri riskinin, daha az tüketenlerden daha fazla olduğunu kanıtladılar.
Tüm dünyada geçerli ve değerli çalışmalar!
EPIC adlı Avrupa çalışmasında, doymuş yağ bakımından zengin gıdalarla beslenenlerde meme kanseri riski iki katına çıkmıştır. Bu gıdalar, sosis, salam gibi işlenmiş et ürünlerini ve krem, çeşitli çikolatalar, hamur işleri, bisküvileri içerir. Ayrıca şeker ve meme kanseri ilişkisi hakkında da birçok çalışma yapılmıştır. Ancak, şeker-karbonhidrat tüketimi ile meme kanseri arasındaki ilişki için güçlü bir kanıt bulunamamıştır.
Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Çinli kadınlarda yapılan bir çalışmada, zengin karbonhidrat diyeti 50 yaşın altındaki kadınlarda meme kanseri riskinde hafif bir artış göstermiştir. Sonuç olarak, şeker açısından zengin bir diyetin, menopoz dönemindeki kadınlarda obezite riskine benzer şekilde kilo alımına neden olduğu söylenebilir.
Sağlıklı bir yaşam için yemek yemek!
Dünya çapında yapılan araştırmalarda yeşil çayının, meme kanseri üzerindeki koruyucu etkisi kanıtlanmıştır. Asyalı kadınlar üzerinde yapılan bir araştırmada, meme kanserine daha az rastlandı, bunun nedeni ise Asyalı kadınların fasulyeler, soya fasulyesi ve nohut gibi birçok baklagil tüketmesiydi. Ayrıca liflerin beslenmede çok önemli bir rolü vardır.
En çok meyve ve sebzelerde yoğunlaşırlar. Günlük 25 gramın üzerindeki lif tüketiminin, menopoz öncesi kadınlarda meme kanseri riskini azalttığı kanıtlanmıştır. Buğday kepeği liflerinin menopoz döneminde olmayan kadınlarda kan östrojen düzeylerini düşürdüğü ve buna bağlı olarak meme kanseri riskini azaltabileceği öne sürülmüştür.
Rusya’da da yapılan başka çalışmalar vardır ve bu çalışmalarda Rusların neredeyse her gün lahana çorbası tükettikleri görülmüştür. Lahana ile ilgili bilimsel araştırmalar sonucunda, meme kanserine karşı aktif koruyucu maddeler içerdiği kanıtlanmıştır. Ayrıca lahanayı çorbanın yanı sıra farklı şekillerde de tüketebiliriz.
Meme kanserine karşı koruyan diğer besinlerden biri de ülkemizde bolca yetişen nar meyvesidir. Aynı zamanda nar, bağışıklık sistemini de güçlendiren güçlü bir c vitamini deposudur ve kolesterol, şeker dengeleme özelliğine de sahiptir.