Giriş
Evet! Değerli MaksatBilgi okurları,bir seneye daha geride bıraktık. MaksatBilgi’yi bilenler bilir.MaksatBilgi öyle haftalık veya günlük ,yazıyla sizlere neler yaptığımızı veya yapacağımızı anlatan bir yazı yamıyoruz..MaksatBilgi ekibinin sizlerle doğrudan , sohbet havasında olması ,genelde Kapak Konularımızda olmakta.Bu da aylık yaptığımız için bir ay içinde neler olup bittiğini (MaksatBilgi Cephesinden tabi) MaksatBilgi Giriş bölümümüzde yazmaktayız.Bu yüzden böyle bir düşünce veya proje olması bizim açımızdan çok önemliydi.Başardığımızı hiçbir zaman düşünmüyorum.Daha olgunlaşması lazım.Şu yaptıklarımız tamamen amatörce.Bir kaç kişi ile veya on kişilik bir ekiple bu işler çıkıyor…
Ancak MaksatBilgi’de yaptığımız ,projeler ve yapılan yenilikler bazı kişileri etkilemiş olmalı.Geçenlerde , bir kaç bilgi sitesini inceledim.Daha önceden de takip ettiğim ve bazı bilgi konularımıza , ilham aldığımız sitelerden bir kaçıydı.Kaynak aldığımız için onlara “Backlink” veriyoruz.Onlar için bu reklamdan daha önemli, webmasterlar açısından.Burada yapılan işler onları etkilemiş olmalı ki bizi takip ediyor.Yaptıklarımızın aynısını yapıyorlar.Bu da şu demektir; bu siteler aşağı yukarı beş ,on senelik siteler.Bizlerden baya bir eski ve deneyimli.Onların yapamadığı ve yapmak akıllarına gelemedikleri şeyleri biz yapınca,bizden bu fikirleri çalıp, ilk biz yaptık demeleri bizim burada harcadığımız emeği gölgede bırakıyor.Bu da ben ve ekibim açısından , sorun olmaya başladı.En azından “İlk Biz Yaptık ” demeyin.Madem çalıyorsunuz ….
…. Neyse bu konuyla gerekli işlemleri,anlaştığımız DMCA Web Site İçerik Koruyucu Firması Tarafından izlenmekte.
MaksatBilgi’de kapağı ,aylık seçtiğimizi ve on-onbeş kişilik editör ekibimle oylama neticesinde kesinleşen kişiye (adına) bir afiş .Arkasında MaksatBilgi Kapak Logosu ve o ayı belirten yazı.Görsel efekt kullanarak orjinal resmi değişiklikler yapmaktayız.Bu konuda kapak tasarımcımız ve “Bilgi Logoları” tasarımcımız ,Mehmet Özdemir’e teşekkür ediyorum.
Kapak konumuza gelecek olursak,bu ay ki kapağımız ,Ferdi Özbeğen.Yine bir ocak ayında onu kaybettiğimiz için diğer kapak adaylarımızın önüne geçti.
Detay
Ferdi Özbeğen, 17 Ağustos 1941 tarihinde İzmir’de doğmuştur. Ferdi Özbeğen’in çocukluğu İzmir’de, Süleyman Nazif Sokak’ta geçmiştir. Ermeni kökenli olan annesinin adı Anita’dır. Babası Girit göçmenidir. 1960 yılında Özel İzmir Koleji’nden mezun olduktan sonra kazandığı İktisat Fakültesi’nde okumak için İstanbul’a gitti. 1963 yılında babasının vefat etmesi nedeniyle eğitimini yarıda keserek İzmir’e dönmek mecburiyetinde kaldı.1965 yılında Hürriyet Gazetesi’nin düzenlediği “Altın Mikrofon” yarışmasına katıldı. Yarışmada Kes Kes ve Sandığımı Açamadım şarkılarını seslendirdi. Yarışmadan sonra kendi orkestrasını kurar ve eserler üretmeye başlar. Bu orkestra 1967’de Okay Temiz’i, 1968’de de Esin Engin’i bünyesinde bulundurmuştur. Orkestrası ile çeşitli lokal ve eğlence merkezlerinde konserler verdi ama en son İstanbul Çınar otelinde çalıştığı sırada, 1974 yılında otelin greve gitmesiyle orkestrası dağılır. Ferdi Özbeğen de bundan sonra müzik yolculuğuna tek başına devam etmek zorunda kalır. Bir ara da Şefik Uyguner’in orkestrasında çalışır.
1977 yılında “Ferdi Özbeğen’le 45 Dakika” adındaki ilk albümünü çıkarttı. “Acaba tutar mı” endişesiyle yapılan bu albüm kısa sürede büyük bir satış rakamına ulaştı. 1978’de tüm Türkiye’nin tanıdığı biri haline gelen Ferdi Özbeğen, 1990’lı yıllara kadar hep şöhret basamaklarının zirvelerinde dolaşır. 1978 yılında Orhan Gencebay’ın plak şirketi Kervan Plak’a geçerek Ferdi Özbeğen’le Sohbet, 1979 yılında Teşekkürler ve 1980 yılında da Mutluluklar albümlerini çıkarttı. Özbeğen artık dönemin en çok satan plaklarının sahibi, en çok beğenilen şarkıların yorumcusu, genç kızların hayranı olduğu bir sanatçı olmuştur. Güçlü bir sese sahip olmasının yanında Türkçeyi kusursuz kullanması ve bunu şarkılarına yansıtmasıyla da dikkat çeken Özbeğen, “Sohbet” adlı plağıyla Altın Plak ödülünü, “Mutluluklar” ile de Platin Plak ve Altın Piyano ödüllerini alır.
Özellikle, yakın dostu Ülkü Aker’in, dönemin yabancı şarkılarına yazdığı Türkçe sözleri kendine has bir üslupla okumasıyla 80’lere damgasını vurmuştur. Bu yıllarda geniş hayran kitlelerine ulaşan Ferdi Özbeğen, kendi yorumuyla orkestralar dönemini, halk yorumuyla da tavernalar dönemini açmış oluyordu.
Ülkü Aker’in aranjmanlarından oluşan Rahbani Brothers şarkılarını, dönemin sevilen veya klasikleşmiş parçalarını ve de daha önceden söylenmiş ve unutulmuş şarkıları yeniden düzenleyerek seslendirdi; Eskimeyen Dost, Seni Terkedeceğim, Yok Yok Yalan Deme, Kandil, gibi. 1983 yılında, Şan Tiyatrosu’nda 20. Sanat Yılını Devlet Senfoni Orkestrası ile verdiği müthiş konserler zinciriyle kutlayan Ferdi Özbeğen, 1984 yılında bugün bile aynı kaliteye ulaşılamamış bir tarafı alaturka, bir tarafı pop şarkılarından oluşan Piyanist albümünü çıkardı.
Ferdi Özbeğen, 1980’de, Gülşen Bubikoğlu, Tanju Gürsu ve Hulusi Kentmen gibi Türk Sinemasının emektarları ile birlikte “Tanrıya Feryat” adlı filmde oynadı.
1980’li yılların en popüler yapımlarından biri olan “Perihan Abla” adlı dizide de konuk oyuncu olarak, kadınların ulaşmak için birbirini paraladığı bir sanatçıyı canlandırdı.
Ferdi Özbeğen, 1982 yılında ödemiş olduğu 17.903.867 TL vergi ile vergi rekortmeni olmuştur.
Müzik kariyerine 28 albüm sığdıran başarılı sanatçı son olarak eski eserlerinden seçilmiş 18 şarkıdan oluşan “Cansuyum” adını verdiği albümü 2006 yılında çıkarmıştır. Aynı yıl içerisinde 400 eser arasından seçtiği 25 şarkıdan oluşan bir de “Ferdi Özbeğen Best Of” albümü yapmıştır.
Ferdi Özbeğen, 80’lerin sonu ile 90’ların başına kadar çıkarttığı albümlerde gene alaturka ve taverna tarzı şarkılar söyledi. 90’lar yeni müzik türleriyle tanışırken kendisi de yavaş yavaş inzivaya çekildi.
Ümit veren sevgileri, dostlukları, arkadaşlıkları ve geleceğe bakışı simgeleyen şarkılar icra ettiğini, hiçbir zaman insanları umutsuzluğa sevk edecek şarkılar yapmadığını dile getiren Özbeğen, kendisini “Türkiye’de eğlendirici piyanistlik unsurunu ilk defa geniş halk kitlelerine taşıyan kişi” olarak tanımlar.
Türkiye’de “piyanist şantor” akımının Ferdi Özbeğen ile başlamıştır.
2001 yılında prostat kanserine yakalandı. 12 yıldır 2013 yılına kadar bununla mücadele etti.
Ferdi Özbeğen, 27 Ocak 2013 tarihinde solunum yetmezliği tanısıyla Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Yoğun bakım ünitesinde takip ve tedavisi uyutularak devam ederken 28 Ocak 2013 tarihinde 72 yaşında hayata veda etti.
Ayrıca Ferdi Özbeğen için MaksatBilgi’deki Biyografi sayfasında daha fazlasını bulabilirsiniz! Ferdi Özbeğen Biyografi Sayfası
