Yerli Erkek Ünlüler

Mahzuni Şerif

Âşık Mahzuni Şerif Kimdir?

instagram takipçi hilesi

mahzuni serif kimdir
Tam adı: Şerif Cırık (Âşık Mahzuni Şerif)
Doğum tarihi: 17 Kasım 1939
Doğum yeri: Kahramanmaraş, Afşin
Ölüm tarihi: 17 Mayıs 2002
Ölüm yeri: Krankenhaus Porz am Rhein gGmbH, Köln, Almanya
Boyu:
Burcu: Akrep
Ailesi: Babası Zeynel, Annesi Döndü
Eşi: Emine, (Sovina) Suna, Fatma Mahzuni
Çocuk (ları): Züleyha, Ferhat, Şirin, Emrah, Derya, Ali, Şeyda ve Yetiş
Mesleği: Türk halk ozanı
Aktif Yılları: 1964-2002
imdb-logo
youtube-chanelyoutube musicdeezer logo mbApple Music'de dinleSpotify'den dinle
Başlıklar

Hakkında

Âşık Mahzuni Şerif Kimdir, Mahzuni Şerif Türk halk ozanıdır.

Asıl adı Şerif Cırık olan Mahzuni Şerif, 17 Kasım 1939’da Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesinin Berçenek köyünde dünyaya gelmiştir. Babasının adı Zeynel, annesinin adı ise Döndü’dür. “Şerif” adı, kendisi doğmadan önce ölen amcasının adına ithafen verilmiştir. Mahzuni Şerif, yazdığı bir dörtlükte doğum tarihi ve soyu hakkında şunları dile getirmiştir:

“Tevellüdüm merak ise miladî otuz dokuz
Kasımın on yedisinde Zeynel babadan geldim.
Döndü anaya rahmolmuş, ehlibeyt meftunuyuz
Ben faninin acısına, seyrü sefadan geldim.”

Mahzuni Şerif, ilk evliliğini dayısının kızı Emine ile imam nikâhı olarak gerçekleştirmiştir ve bu evlilikten Züleyha adında bir kızı olmuştur. Ozan, ilk eşinden mektup yoluyla ayrıldıktan sonra ikinci evliliğini İtalyan asıllı Sovina (Suna) ile yapmış ve bu evlilikten Ferhat, Şirin ve Emrah adlarında üç çocuğu olmuştur. Suna’nın evi terk etmesinden sonra ozan, üçüncü evliliğini Gaziantep’te bir ilkokul öğretmeni olan Fatma Hanım ile yapmıştır ve bu evlilikten Derya, Ali, Şeyda ve Yetiş adlarında dört çocuğu olmuştur.

Aşık Mahzuni Şerif, Alembey köyündeki Lütfi Mehmet Efendi Medresesinde Kur’an eğitimi alırken köylerine ilkokulun yapılmasıyla medrese eğitimini bırakarak ilkokula başladı. 1955 yılında, Ankara’ya nakledilen Mersin Astsubay Okuluna kaydoldu ve 1959’da okulu bitirerek ordonat tekniker sınıfına ayrıldı. Ankara Ordonat Tekniker Okulunda eğitim almaya başladı. Burada okurken okulda yapılan bir arama sonucunda çantasında Alevi-Bektaşi ozanlarının şiirleri ve Marksizm ile ilgili kitaplar çıkmasıyla birlikte okuldan kaçtı ve bir daha okula geri dönmedi. 1961’de ise Kuleli Askerî Lisesi’ne gitti fakat maddi zorluklardan dolayı eğitimini yarıda bırakmak zorunda kaldı.

Halk şiirine gönül veren ve konuşma dilini şiirleştiren Aşık Mahzuni’nin 453 plağı, 58 kasedi ve yayımlanmış 8 adet kitabı bulunmaktadır. Ayrıca TRT tarafından çekilmiş 2 adet belgeseli vardır. 1989-1991 yılları arasında Halk Ozanları Federasyonu tarafından dünyanın en büyük 3 ozanı arasında gösterilen Mahzuni Şerif’in, Türk halk müziği sanatçıları tarafından söz ve besteleri sıklıkla kullanılmıştır.

Doğum yeri Berçenek’e ithafen yazdığı Oy Bizim Eller ve Acı Doktor bestelerinin yanı sıra Dom Dom Kurşunu, Yedin Beni, Yuh Yuh, Maraş’tan Bir Haber Geldi, Fadimem, Gül Yüzlüm, Ciğerparem, Mevlam Gül Diyerek, Merdo, Dostum Dostum, Han Sarhoş Hancı Sarhoş, Çeşmi Siyahım, Yalan Dünya, Ağlasam mı?, Abur Cubur Adam, Katil Amerika, Bu Mezarda Bir Garip Var ve Ekmek Kölesi gibi birçok bilinen eseriyle tanınan Âşık Mahzuni’nin türkülerini Gülden Karaböcek’ten Zeki Müren’e, Zara ve İbrahim Tatlıses’ten Ahmet Kaya’ya, Mahsun Kırmızıgül’den Murat Göğebakan’a ve Selda Bağcan’a kadar bir çok Türk halk müziği ve bazı pop müzik sanatçıları da okumuştur.

Sivas Dramı adlı türküsünü ise 1993 yılında yaşanan Sivas Katliamı’nda yaşamını yitirenlere ithafen yazmıştır. 2001 yılının Kasım ayında kendisine, “Elhamdülillah Kızılbaş’ım ve laik’im. Ben değil, yedi sülalem Kızılbaştır. Bir suç varsa o da dedemdedir.” dediği için, DGM tarafından aleyhinde dava açıldı. Duruşma 27 Aralık 2001 tarihinde DGM’de yapıldı.

2001 yılının başlarında rahatsızlanarak, kalp ve solunum yetmezliği nedeniyle yoğun bakım altına alınan Mahzuni Şerif, mayıs ayında  taburcu edildi. Ancak evli, sekiz çocuk, dört torun sahibi olan Mahzuni Şerif, 17 Mayıs 2002 tarihinde Köln, Almanya’da öldü. Vefat ettiğinde, Devlet Güvenlik Mahkemesindeki davası henüz sonuçlanmamıştı. Mezarı Hacı Bektaş Veli Külliyesi’nin yakınındaki Çilehane adı verilen yerdedir.

Videoları

Fotoğrafları

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu