Kadın; Olmak Neden Zor?
Kadınlar; yaşamı değerli kılan, sevmeyi her zaman hak eden, mutluluk için çabalayan ve sabrın emsali olan varlık. Hayatını, evini, bahçesini, işini hep önemseyen ve kendine hep büyük roller verilmiş toplumun temel taşı kadın.
Kadın olmak neden bu kadar zor diye düşündüğümde aklıma sayamayacağım kadar çok nedenlerle bezenmiş ve yaşanmış olaylar bütünü geldi. Örnekleri o kadar çok ki anlatmakla bitmez diye düşünüyorum. Fakat yinede bu yıl ki kadınlar günü için çevremdeki kadınları gözlemleyerek bir çok soru şekillendi hafızamda.
Neden şikâyet ettiklerini?
Neden hayatlarının bu kadar zor olduğunu?
Asıl önemli olan ise onlara yüklenen tüm vasıfları anlamaya çalıştım.
Bunları düşünürken fark ettim ki aslında biz yeteri kadar hakkımızı savunmayan, kendimizden çok birey olarak erkeği düşündüğümüzü, çocuklarımızın hayatını ve eşimizi hep önde kendimizi ise bir adım geride unuttuğumuzu farkına varmam zor olmadı. Şunu unuttuğumuzu da fark ettim. Biz ne kadar sağlıklı, güçlü, zinde, kendi haklarını savunabilen, ayakları üstünde sağlam durabilen bireyler olursak böylede geleceğe güzel bakan bireyler yetiştiririz. Öyle değil mi? İşte bu sırada bize kadın olduğumuzu her şeyi yapmamız gerektiğini gelenek-görenek diye hep ikinci planda olduğumuzu fazlasıyla hissettik.Bu sırada bizi anlamaya çalışmak yerine değiştirmeye daha çok çaba sarf eden insanlar olmadı mı? Gücümüzün farkına vardığımız da ‘sen bunu yapamazsın sana hoş bakmazlar.’diye söylenilen birçok negatif cümle bizi olumsuzluğa sürüklemedi mi? İtiraf edin! Düşündüğünüzde de bu insanların sayısı azımsanacak kadar az değil öyle değil mi?
İlk başta ailemizde kısıtlanıyor özgürlüğümüz. Küçük yaşata başlayan toplumsal baskılarla beynimizdeki kadın profili değişiyor zamanla. Bir bakmışız ki kendi kararlarını alırken ailenin, komşuların ve akrabaların söylentilerine kulak veren ve söylenenleri yapmak zorunda hisseden kadın doğuyor. Böylece hatalar peşi sıra geliyor. Sanki beynin başka insanlar tarafından yönetiliyor ve sen sadece komutlara uyan bir robot misali söylenenleri uyguluyorsun. Nerede senin fikrin peki? Bizi ait hissetmediğimiz kimlikler içine yerleştirmeyin.
Olduğumuz gibi;
Sevin, şefkat gösterin, kararlarımızı dinleyin,
Kilolu olsak da sevin,
Dişlek olsak da,
Bacaklarımız kısa olsa da,
Anlayışsız, kaprisli olsak bile,
Mesleğimiz olmasa da,
Giydiklerimiz hoşunuza gitmese de.
Bizi biz olduğumuz için sevin. Dış görünüşümüzü önemsediğiniz kadar düşüncelerimize de kulak verin. Toplumun bize yakıştırdığı kelimeleri engelleyin.
Bir kadın, Neden akşam metroya, minibüse binmekten korksun ki? Neden trafikte yol sıkıştırılmalarına maruz kalınsın? Özgürlüğümüze her alanda kısıtlayan birçok toplumsal şiddete maruz kaldığımız kaçınılmaz bir gerçek.
Ataerkil bir toplumda büyüdük bu doğru. Kadınlara hep yapmak zorunda hissettirdikleri yapmasa hata gibi kabul edilen birçok yük omuzlarına yüklendi bu da doğru. Biz de bunları geçmişten bugüne hep yaptık ve hala yapmaktayız. Neden? Bu sorunun cevabı sanırım bize sorulsa bulamayız öyle değil mi? Bize böyle gösterildi çünkü. Yapmaz isek şiddete maruz kalmadık mı? Sadece güç gösterisi değil en önemlisi de psikolojik olarak baskılar. Zihnimiz de kapanmayan kalbimizde ise asla tabiri olmayan sonuçlara yol açmakta.
Kişisel birey olarak değil de KADIN figürü ile sınandığımız bu toplumda her şeye maruz kalmamız kaçınılamaz. İş yerinde, sokakta, takside, markette, yolculukta bizi yanımız da erkek olmadığı için tuhaf bakan ve akıllarında manasızca sorular yükleyip bizi yalnızlaştırıyorlar. Emekçi olarak geldiğimiz bu dünyada bir kimliğe bürünmek yerine yaptığımız başarılarla, kurduğumuz işlerle ve hangi meslek grubuna ait olursak olalım saygıyı hak ettiğimizi söylemek istiyorum.
Kadın olarak hem siyasette hem iş sektöründe evde her alanda kalkınmak, farklı bakış açıları için özgür düşünebilen, kısıtlanmayan, eğitimli, kendini geliştiren gücünün farkında olan bireylere ihtiyacı var dünyanın.Bu yüzden de;
Bir Kadın Değişir Dünya Değişir…
İlgili Videolar
Kaynak: youtube.com