Erteleme Hastalığından Mustarip Olanlara Dikkat! Çözümü Bulundu!
Bu bilgi sanırım, Ülkemizde yaşayanların %50’sinden fazlasını ilgilendiriyor! Ertelemenin Nedenleri? ,Erteleme Hastalığının Tedavasi Nedir? gibi sorulara bu bilgi yazımızla sizlere cevap vermeye çalıcağım.
Bilgi yazımızı daha anlaışılır ve basit tutmak adına başka bir üslup kullanarak sizleri sıkmadan anlatmaya çalıcağım.
Düşünün bir güne kadar yapmanız gereken bir iş var.Ve bu işi yapmazsanız hayatınızda bir sorun olarak bu işi yapamadığınızla ilgili sorunlarla karşılaşacaksınız.Bunun da farkındasınız! Ama bir türlü ruh haliniz bu işe yapmak için izin vermiyor. Ya da bu işi yapmanın ruh haline bir türlü giremediniz.Bunun yerine belki de herzaman ki yaptığınızı rutin şeyleri yapmaya devam ediyor veya sizi daha eğlenceli,mutlu hissettiren şeylerle oyalanmaya çalışıyorsunuz.Bu da size daha cazip geliyor.
En basitinden,Facebook’ta açtığınız bir sayfayı kapatıp tekrar işinize odaklanmak isterken, yeni bir sayfa açıp tekrar Facebook’a giriyorsanız… En gerçekçi olarakta Yetişmesi gereken işlerinizi tamamlamak yerine, bu yazıyı okuyorsanız… Siz de bir erteleyicisiniz demektir.
İngilizcedeki karşılığı ‘Procrastination’ olan ‘Erteleme Hastalığı’, okul, iş ve özel hayatımızdaki kabuslardan biri olarak çıkıyor karşımıza. Her ne kadar ismi yüzünden bir hastalık zannedilse de, erteleme hastalığı bir sendrom… Ve çağımızın hastalığı sayılan bu sendromun en kötü tarafı ise, erteleyicilerin kendi kendilerini sabote etmeleri ve performanslarının düşmesine sebep olmaları…
Kronik erteleme hastalığı uzun vadede insanın sağlığına, kariyerine, eğitimine mal oluyor. Ertelemek aslında herkeste görülen bir alışkanlık ama bu durum alışkanlıktan çıkarak bir sendrom haline geldiyse, hayatınızı daha da etkilemeden tedaviye ihtiyacınız var demektir.
Nedenleri neler?
Erteleme hastalığı kesinlikle tembellik değil, bir türlü başlayamamaktır. Tembeller yapacakları işleri ileri attıklarında suçluluk hissetmezler ama erteleyiciler öyle değildir.
Mükemmeliyetçilik erteleme davranışının en önemli sebeplerinden biri olarak görülüyor. Yani, bir işi mükemmel yapacağınıza inanmıyorsanız, işi yapmaktan kaçıyorsunuz.
Yapılması gereken iş eğer anlamlı görünmüyorsa, o işe başlamak için yeteri kadar motive olamıyorsunuz. O an spora gitmek ya da ödev yapmak size mantıksız geliyorsa, direkt erteliyorsunuz.
Belirsizlik ve bilinmezlikler de bu sendromun en büyük sebeplerinden… Hazırlayacağınız konu hakkında yeteri kadar bilginiz yoksa ya da ne kadar zaman alacağını tahmin edemiyorsanız, bir sonraki güne atıyorsunuz. Sonra bir ertesi güne. Sonra bir ertesi güne.
Başarısızlık korkusu da büyük bir etken sayılıyor. Ne de olsa yapmanız gereken işi yapmazsanız, başarısız da olmazsınız. Halbuki, yapmazsanız zaten başarısız olmuşsunuzdur.
Tedavisi mümkün mü?
Psikologlara göre bu durumun tedavisinden ziyade kontrolü tamamen kendimizde… Erteleyici kişiliğe sahip olan birine ‘işlerini vaktinde bitir’ demek, çok hasta birine ‘hadi dışarı çıkalım’ demek gibi bir şey!
Durumu kabul edin ve alışkanlığınızı değiştirmeye çalışın!
Minik adımlarla başlayın. Örneğin klasik bir erteleyici olan ben, bir çok aşamadan oluşan uzun bir projeyi parçalara bölüyorum; röportaj yapacağım isim hakkında önce araştırma yapıyorum, ara veriyorum, sonra soracağım soruları belirliyorum, yine ara veriyorum vs.
Erteleyiciler olarak en büyük sıkıntımız ‘anlık keyif’lerdir.
İşlerimizi yapmak yerine oyuna dalabiliyor ya da arkadaşımızla sinemaya gidebiliyoruz. Bu yüzden önce yazı yazarken dikkatimi dağıtacak her şeyi ortadan kaldırmakla başladım. Özellikle masamı dağınık tutmuyorum ve telefonumu kapatıyorum.