Çernobil Faciası Nedir? Nasıl Oluştu?
Çernobil Faciası, 1986’da Sovyetler Birliğinde yer alan Çernobil nükleer santralinde, nükleer enerji üretimi tarihinin en kötü felaketidir. Çernobil elektrik santrali Çernobil şehrinin 16 km kuzeybatısında ve Ukrayna’nın Kiev kentinin 104 km kuzeyindeki Pripyat yerleşiminde bulunuyordu. Tesis, her biri 1.000 megavat elektrik gücü üretebilen dört reaktörden oluşuyordu.
Kaza, 25-26 Nisan 1986′da, reaktör Ünite 4’teki teknisyenlerin kötü planlanmış bir deneyi yapmaya çalıştıkları zaman meydana geldi. İşçiler reaktörün güç düzenleme sistemini ve acil durum güvenlik sistemlerini kapattılar ve reaktörün yüzde 7 güçle çalışmaya devam etmesine izin verirken kontrol çubuklarının çoğunu çekirdekten çektiler. 26 Nisan günü saat 01: 00‘de çekirdekteki zincirleme reaksiyon kontrolden çıktı.
Birkaç patlama büyük bir ateş topunu tetikledi ve reaktörün ağır çelik ve beton kapağını patlattı. Bu ve grafit reaktör çekirdeğindeki yangın, atmosfere büyük miktarda radyoaktif madde salıverdi. Çernobilden çok uzak bölgelere hatta Türkiye’ye kadar zehirli gazlar yayılmaya başladı.
27 Nisan tarihinde 30.000 nüfuslu Pripyat tahliye edilmeye başladı. Bazı kaynaklar ilk patlamalarda iki kişinin öldürüldüğünü belirtirken, diğer kaynaklar rakamın 50’ye yaklaştığını duyurdu. Radyasyon’nun verdiği zararlı etli daha sonra birçok insanın ölümüne neden oldu. 50 ila 185 milyon arasında radyonüklüsyonlu curion (kimyasal elementlerin radyoaktif formları) atmosferi, Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine bırakılan atom bombalarının yarattıklarından birkaç kat daha fazla radyoaktivite yarattı.
Bu radyoaktivite, rüzgar tarafından Belarus, Rusya ve Ukrayna’ya yayıldı ve kısa süre sonra Fransa ve İtalya gibi batı ülkelerine kadar ulaştı. Milyonlarca dönümlük orman ve tarım arazisi zehirlendi ve binlerce insan tahliye edilmesine rağmen, yüz binlerce kişi radyasyonlu bölgelerde kaldı. Ek olarak, sonraki yıllarda birçok hayvan mutasyona uğramış şekilde doğdu ve insanlar arasında uzun vadede birkaç bin radyasyon kaynaklı hastalık ve kanser ölümleri meydana geldi.
- Çernobil felaketi, Sovyet reaktörlerinde güvensiz prosedürlerin ve tasarım hatalarının eleştirilmesine yol açtı.
- Çernobil 2 Ünitesi 1991 yılındaki yangından sonra kapatıldı ve Ünite 1 1996 yılına kadar aktif olarak kaldı.
- Çernobil 3 Ünitesi, nükleer santralin resmen kapatılması ile birlikte 2000 yılına kadar aktif kaldı.
Çernobil Felaketinin Sonuçları İle Başa Çıkmak
Sovyet bilim adamları, Çernobil 4 reaktörünün yaklaşık 190 metrik ton uranyum dioksit yakıt ve fisyon ürünü içerdiğini bildirdi. Bunun yüzde 13 ile 30’u atmosfere kaçtı. Felaket olduğu sırada hava koşullarının kötü olması zehirli gazların daha kolay yayılmasına neden oldu.
Sovyet yetkililer kazanın olmasından sonraki 36 saat içerisinde Çernobil çevresindeki bölgeden insanları tahliye etmeye başladı. 1986’da 115.000 kişi tahliye edildi. Hükümet daha sonra 220.000 kişiyi daha başka bölgelere tahliye etti.
Bununla birlikte, Birleşmiş Milletler çalışması, Sovyetler Birliğinin karşı önlemlerin uygulanmasında önemli eksiklikler buldu. Çalışmaya göre, “İlk birkaç hafta, hayvan yemi ve süt üretiminin yönetimi, radyoiyot nedeniyle tiroid dozlarının azaltılmasında önemli ölçüde yardımcı olacaktı
Sovyetler’in ilk karşı önlemleri yetersiz kalırken, önümüzdeki birkaç yıl içinde hükümet halkı korumak için geniş önlemler aldı. Bu önlemler şunlardı:
- Yerleşim yerlerinin dekontamine edilmesi
- Önemli miktarda gıdanın insan tüketiminden uzaklaştırılması
- Çiftlik hayvanlarına temiz yem sağlanması.
Çernobil Faciasının Türkiye Üzerindeki Etkileri
Kazadan 1 hafta sonra yani 3 Mayıs 1986 tarihinde bir sağanak yağış meydana geldi. Bu sağanak yağış Trakya Bölgesi ve Doğu Karadeniz Bölgesi etkilendi. Radyoaktif yüklü bulutların Trakya ve Doğu Karadeniz Bölgesinde Türkiye’ye giriş yapması Türkiye için Çernobil Felaketini tam anlamıyla başlattı.
Tarım ürünleri ile öne çıkan bölgelerimizde o dönemlerde sağanak yağışların başlamasıyla birlikte önlemlerde alınmaya başlandı. Ancak önlemleri ne kadar yeterli olduğu tartışma konusudur.
Kazadan önce Karadeniz ve Trakya bölgelerindeki radyasyon seviyesi 8–10 microröntgen/saat idi. Fakat kazadan 10 gün sonra bu değer 30–40 microröntgen/saat seviyelerine kadar çıkmıştı. O dönemde ” Ergene kanser saçıyor” tartışmalarının ardında Çernobil Faciası yatıyordu.
Radyasyon seviyenin bu kadar fazla olması kanser hastalıklarını da beraberinde getirdi. Aşağıdaki resimde o dönemdeki kanser görülme tablosunu bulabilirsiniz.
O dönemlerde en fazla kanser hastalıkları Karadeniz Bölgesi’nde görülmeye başlandı. Kazım Koyuncu’da kanser kurbanlarından biri oldu. Aşağıdaki resimde ise Türkiye’de yer alan bazı şehirlerde kanser hastalığını görülme tablosunu inceleyebilirsiniz.