Beyin Göçü Nedir? Sebepleri Nelerdir?
Beyin göçü, ileri düzeyde (üniversite, yüksek lisans, doktora vb.) eğitim almış veya mesleklerinde yüksek bir konuma gelmiş, çalışma ve araştırma yetenekleriyle öne çıkan bireylerin, gelişmiş ülkelerde çalışmak veya yerleşmek amacıyla kendi ülkelerinden ayrılmalarını ifade eder. Bu eylem, özellikle mühendisler, bilim insanları, doktorlar ve benzeri alanlarda uzmanlaşmış profesyoneller tarafından gerçekleştirilir.
Uluslararası alanda, beyin göçü kavramına dair genel bir tanım bulunmaktadır. Bu tanıma göre, göç olayı genellikle iki ülke arasında gerçekleşir. Ancak farklı bölgeler arasında yapılan göç de bu kapsama dahil edilir. Örneğin, bir ülkenin içinde gelişmişlik düzeyi açısından farklılık gösteren bölgeler arasındaki göç hareketleri de beyin göçü olarak değerlendirilebilir. Bu bağlamda, beyin göçü; ülkeler arasındaki veya aynı ülke içindeki farklı bölgeler arasındaki gelişmişlik düzeyi farklarından kaynaklanan, ancak genellikle daha gelişmiş yerlere yönelen bir insan hareketi olarak tanımlanabilir.
Ülkeler veya bölgeler arasındaki bu hareketin temelinde iki önemli etken bulunmaktadır. Bunlar; kafa emeği ve eğitim düzeyidir. Genellikle bu göç, profesyonellerin, uzmanların ve bilim insanlarının hareketleri olarak tanımlanır. Bu göç olayında en kritik unsur, az gelişmiş bir ülkeden veya bölgeden, gelişmiş bir ülkeye veya bölgeye yönelik olmalıdır. Bu durumu açıklarken özellikle nitelikli eğitimi vurgulamak önemlidir.
Günümüzde, bu kavram bir sorun olarak da görülmektedir. Bir ülke veya bölgede, sosyal ve ekonomik kalkınma için gereken kalifiye insan gücünün kaybı olarak değerlendirilmektedir. Bu durum, az gelişmiş ülkeler için ekonomik ve sosyal kalkınma alanlarında pasif bir duruma yol açmaktadır. Bu nedenle, beyin göçüyle birlikte, nitelikli insan gücünün kaybı, bu ülkelerin ekonomik ve sosyal kalkınma çabalarını olumsuz etkilemektedir.
Beyin Göçü Sebepleri Nelerdir?
Beyin göçünün sebepleri arasında siyasi, askeri, ekonomik, sosyal, kültürel ve bireysel beklentiler gibi pek çok etken bulunmaktadır. Bu nedenleri genel olarak iki ana başlık altında toplayabiliriz:
İtici Nedenler: Beyin göçünün sebepleri konuşulduğunda, akla ilk gelen itici gerekçelerdir. Bu faktörler, bireyin yaşadığı ülkedeki sorunları ifade eder. İşsizlik, yolsuzluk, yüksek enflasyon, vergi artışları, yaşam kalitesindeki düşüş, nitelikli yönetici eksikliği, kalifiye çalışanların değer görmemesi, maaşlardaki yetersizlik ve adaletsizlik, gelecek kaygısı gibi unsurlar bu kategoriye dahildir.
Çekici Nedenler: Beyin göçü alan ülkenin nezdinde çekici bir yer olma sebeplerini ifade eder. Örneğin, kişinin yabancı dilini geliştirmek, uluslararası bir kariyere yatırım yapmak, yabancı dilde eğitim alarak profesyonel gelişimini desteklemek, uluslararası çalışma fırsatlarına erişim, yüksek yaşam kalitesine sahip olma arzusu, ekonomik olarak hak ettiği değeri elde etme isteği, yüksek maaş alma beklentisi, refah düzeyi yüksek bir çalışma ortamında istihdam edilme ve yenilikçi iş yerlerinde çalışma gibi faktörler, beyin göçünü tetikleyebilir.
Türkiye’de Beyin Göçünün Sebepleri Nelerdir?
Türkiye’de beyin göçünün sebepleri, siyasi ve ekonomik politikalarla dayanmaktadır. Ülkenin gelişmiş ülkelere beyin göçü vermesinin temel nedenleri arasında işsizlik ve enflasyon oranlarının yüksek olması, vergi artışları, düşük maaşlar, yaşam kalitesinin düşük olması, yetersiz çalışma koşulları, nitelikli eğitim ve fırsat eşitsizliğinin bulunması yer alır.
Bunların yanı sıra, 1980’lerden itibaren birçok akademisyenin Yükseköğretim Kurulu (YÖK) aracılığıyla yurt dışına gitmesi ve hatta Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) belirli bir burs miktarı vererek 2000’lerde öğrencileri yurt dışına göndermesi de Türkiye’de beyin göçünün sebepleri arasında gösterilebilir. Ancak, bu durumu tek yönlü olarak ele almak doğru olmayabilir.
Türkiye’deki eğitim, hukuk ve iş dünyasındaki eksiklikler, beyin göçü ile başka ülkelere giden kişilerin geri dönmesini engellemiştir. Göç eden beyinlerin Türkiye’ye dönmesini ve yerel iş gücüne katılmasını teşvik edecek uygulamalar yetersizdir. Örneğin, birçok üniversite binasının lise seviyesinde olması, laboratuvar, kütüphane, veri tabanı ve teknolojik altyapı gibi olanakların yeterince gelişmemiş olması, eğitimdeki sorunların bir yansımasıdır.
İş dünyasında ise girişimciliğin yeterince desteklenmemesi, teknolojik imkanların kısıtlı olması, bilimsel araştırmalara ve AR-GE çalışmalarına gereken önemin verilmemesi, niteliksiz kişilerin yönetim pozisyonlarında bulunması ve gelir adaletsizliği gibi nedenler, nitelikli beyinlerin göç etmesine ve göç edenlerin Türkiye’ye dönmemesine etki etmektedir.
Beyin Göçü Nasıl Önlenebilir?
Beyin göçünü önlemek amacıyla, bir ülkenin istihdam oranlarını artırmak, inovasyon çalışmalarını teşvik etmek, AR-GE ve ÜR-GE faaliyetlerini desteklemek ve devlet tarafından bilimsel ve sanatsal faaliyetlere yeterli miktarda fon ayırmak çok önemlidir. Ayrıca, üniversite eğitimi ve iş dünyasındaki çalışma koşullarını iyileştirmek de bu çabaların önemli bir parçasıdır.
Beyin göçünü engellemenin ve tersine çevirmenin temel şartlarından biri de siyasi yönetimin etkinliğidir. Halka uzak, yolsuzlukla mücadele etmeyen, bilime ve sanata gereken önemi vermeyen ve milletin sorunlarına etkin çözümler üretemeyen bir hükümet, beyin göçünü teşvik eden faktörlerin başında gelir. Bu nedenle, bir ülkedeki yönetimin, halka hizmet etmeyi amaçlayan, sorunlara çözüm odaklı bir yaklaşım benimseyen ve şeffaf bir şekilde yöneten bir yapıya sahip olması gereklidir.
Gelişmiş bir ülke olmak, kaynakları ve imkanları artırmak, göç eden bireylerin geri dönmesi için çekici bir ortam oluşturur. Beyin göçünü önlemek için, ülkenin siyasi, askeri ve ekonomik alanlarda sürekli iyileştirmeler yapması gereklidir. Bu iyileştirmeler, sadece ekonomik büyüme değil, aynı zamanda eğitim, sağlık ve genel yaşam kalitesi gibi alanları da içermelidir.
Sonuç olarak, beyin göçünü engellemek ve tersine çevirmek için ülkelerin kapsamlı bir strateji benimsemeleri gereklidir. Bu strateji, istihdam olanaklarını artırma, AR-GE faaliyetlerini destekleme, eğitim ve çalışma koşullarını iyileştirme gibi çoklu alanlarda etkili tedbirleri içermelidir.