Ahmet Hamdi Tanpınar’ın En Sevilen Şiirleri!
Ahmet Hamdi Tanpınar Türk edebiyatının usta şairlerinden biridir. Kendisinden zaman şairi olarak söz edilmektedir. 23 Haziran 1901’de doğmuştur. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Bölümü’nde ise tahsilini tamamlamış ve sonrasında çeşitli okullarda öğretmenlik yapmıştır. Bir süre Milli Eğitim Müfettişliği yapmasının ardından, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesindeki profesörlük görevine geri dönmüştür.
Şiiri hayatının en önemli noktası haline getiren üstat, şiir estetiğine uygun mensur eserler yazarak fark yaratmıştır. İlk şiiri ise 1920 yılında yayınlanmış ve oldukça geniş bir okuyucu kitlesine hitap etmeyi başarmıştır. ”Bursa’da Zaman” adlı şiiri ile artık pek çok kişi tarafından tanınmış ve büyük bir beğeniyle okunmuştur. Eserlerinde, imaj, müzik kaygısı ve psikolojik alt yapı gibi temeller yer almaktadır.
İşte biz de bu yazımızda sizlere ünlü şairin ölümsüz eserlerinden bazı örnekler sunuyor olacağız. Konuya ilişkin videolara ise yazımızın son bölümünde ulaşabilirsiniz.
Ahmet Hamdi Tanpınar Şiirleri
Bursa’da Zaman
Bursa’da eski bir cami avlusu,
Küçük şadırvanda şakırdayan su.
Orhan zamanından kalma bir duvar…
Onunla bir yaşta ihtiyar çınar
Eliyor dört yana sakin bir günü.
Bir rüyadan arta kalmanın hüznü
İçinde gülüyor bana derinden.
Yüzlerce çeşmenin serinliğinden
Ovanın yeşili göğün mavisi
Ve mimarilerin en ilahisi.
Bir zafer müjdesi burda her isim:
Sanki tek bir anda gün, saat, mevsim
Yaşıyor sihrini geçmiş zamanın
Hala..
Annem İçin
Bir günümüz bile sensiz geçmezken
Şimdi mezarına hasretiz anne…
Issız bir mezarlık, kimsesiz bir yer
Gölgesinde ulu, loş bir mâbedin
Bir yığın toprakla bir parça mermer – Ahmet Hamdi Tanpınar
Avare İlhamlar
Kader cellâdına
Sessiz uzat boynunu;
Acıma ne kendine, ne de gelecek günlerine
Yalnız bir düşünceye yum gözlerini
Son darbe inmeden evvel, en son anda
Bir çiçek, bir kuş, bir tebessüm ol;
Düşüncen kurtarsın seni senden,
Bil! Biraz sonra…
Mavi Maviydi Gökyüzü
Mavi, maviydi gökyüzü
Bulutlar beyaz, beyazdı
Boşluğu ve üzüntüsü
İçinde ne garip yazdı…
Garip, güzel, sonra mahzun
Işıkla yağmur beraber,
Bir türkü ki gamlı, uzun,
Ve sen gülünce aç – Ahmet Hamdi Tanpınar
Bir Gül Bu Karanlıklarda
Bir gül bu karanlıklarda
Sükute kendini mercan
Bir kadeh gibi sunmada
Zamanın aralığından.
Başında bu mucizenin
Sesler, kokular ve renkler..
Selam Olsun
Selam olsun bizden güzel dünyaya,
Bahçelerde hala güller açar mı?
Selam olsun sonsuz güneşe, aya,
Işıklar, gölgeler suda oynar mı?
Hepsi güzeldi.Kar, tipi, fırtına,
Günlerin geçişi, ardı ardına.. – Ahmet Hamdi Tanpınar
Karışan Saatler İçinde
Karışan saatler içinde hâtırana
Bazı sabahlarla ikindiler yan yana,
Değişik gülleri sanki tek bir baharın;
Bâkir hülyasıyla beyaz ve ürkek yarın,
O sükût bahçesi, ufkunda kuş yerine
Hasret kanat çırpar düşünen ellerine…
Bir Gün İcadiye’de
Bir gün Icadiye`de veya Sultantepe`de,
Bir beste kanatlanir, birden oldugun yerde
Bir kainat acilir, genis, sonsuz, büyülü,
Bu günün rüzgarinda yikanan mazi gülü
Dagilir yaprak yaprak hayalindeki suya
Bir baska gözle bakarsin ömür denen uykuya. – Ahmet Hamdi Tanpınar
Sabah
Serin rüzgarlara pencereni aç
Karşında fecirle değişen ağaç.
Bak, seyret ağaran rengini ufkun
Mahmur gözlerinde süzülsün uykun.
Bırak saçlarınla oynasın rüzgar
Gümüş çıplaklığı bir başka bahar
İnsanoğlu Şahsiyetinin Ve Talihinin Yarıda Kalmasına Razı Olmaz
Hayır, asıl seyahat imkânlarını sanatkârlarımıza, bizi kendimize ve dünyaya tanıtacak olanlara vermeliyiz. Çünkü asıl yaşatacak olan sanattır.
İnsanoğlunun garip bir hasleti vardır. Açlığa razı olur; fakat şahsiyetinin ve talihinin yarıda kalmasına razı olmaz. Yetişebileceğini bilen bir sanatkâr yetişmezse ıztırap çeker, kendisini ve etrafını zehirler. Sanat heyecanı tersine çevrilmeyegörsün.
Şüphesiz ki sanatkârlarımız fakir bir milletin çocuğu olduklarını, bulunduğumuz yapıcı devirde bir yığın imkânsızlık içinde çırpındığımızı, iki asırlık bir mazi seyyiesinin hesabını ödediğimizi, hülâsa ancak yirmi senenin içinde hayatımıza düzen vermeye… – Ahmet Hamdi Tanpınar
Bendedir Kokusu
Bendedir korkusu biten şeylerin
Çelik gagasında fecri taşıyan
Mavi Kartal benim…
Pençelerimde
Asılmış bir zümrüt gibidir hayat
Sonsuzluk ısırır güzel kavsimde
Deniz Ufkunda
Deniz ufkunda batan güneş
Ve kekin çığlığı kuşların;
Rabbim bu uğultu bu ateş
Ve bu ümitsiz uçuşların
Doldurduğu akşam havası,
Akşamın mercan dallar gibi