Termometrenin Tarihi Ve Bulunuş Serüveni Nedir?
Daniel Gabriel Fahrenheit
Fizikçi Daniel Gabriel Fahrenheit’ın, 1714’te cam içinde cıva kullanarak hatasız ilk termometreyi üretmesinin üzerinden neredeyse 300 yıl geçti. Ama işin ilginci bu aletin 19. yüzyıl ortalarına dek tıp alanında kullanılmamasıydı. Hekimler oldukça muhafazakar davranıyor ve ateş yükselmesine bir belirtiden çok bir sendrom, ya da hastalık muamelesi yapıyorlardı.
Yükselen vücut ısısı ile hastalıklar arasındaki bağlantı uzun süredir benimsenmişti ama “yüksek ısı” ile ateş arasındaki denkliği henüz kavrayamamışlardı. ABD’de termometrenin önde gelen savunucularından fizikçi Edouard Seguin, tıp çevresinin duyarsızlığıyla karşı karşıyaydı. 1871’de Seguin meslektaşlarına şöyle yalvarıyordu: “Bana göre termometreyi… sadece kullanmak değil (annelere) öğretmek bizim görevimizdir.”
Bu durumda “Komşular, şarlatan hekimler, ve medyumlar kocakarı ilaçlarını önerdiklerinde o anne, gün boyu ölçülerek kaydı tutan ateşin, saçma sapan bir tedaviden daha büyük ümit barındırdığını bilerek, termometresinin arkasında durur.”
18. yüzyıldan bu yana çeşitli termometre ölçekleri kullanıldı. Örneğin, Napolyon ordusunun Rusya’dan 1812-13’teki geri çekilişi sırasında kışın sıcaklığı ölçmek için kullanılan Reaumur ölçeği. Ama en iyi bilinen ölçekler Fahrenheit ve Celcius ölçekleridir. Ayrıca Systeme International ve bilimcilerin büyük bir kısmı mutlak sıcaklığı temel alan Kelvin ölçeğini kullanır.
Fahrenheit cam içinde cıvalı ölçeğini belirlemek için kendisinden bir önceki araştırmacının, Ole Roemer’in sabit noktalar kavramını ödünç aldı. Roemer minimum sıcaklığını belirlemek için bir buz-tuz karışımını, maksimum sıcaklık için de kaynayan suyu kullanmış, 60 derecelik bir ölçek oluşturmuştu. Bu sayı belli ki açıların ve zamanın ölçümündeki kullanışlılığı yüzünden seçilmişti.
Işığın Hızını Ölçmek Mümkün Mü?
(Roemer 1676’da ışığın hızını ölçen bir gökbilimciydi). Fahrenheit Roemer’in ölçeğini genişletmeye karar verdi ve her dereceyi dört kat arttırarak240 derecelik bir ölçek oluşturdu. Buz, tuz ve amonyak tuzundan oluşan bir karışımın sıcaklığını 0°F, buzun donma/erime noktasını da 30°F olarak belirledi. İnsan bedeninin normal sıcaklığı (kan ısısı) 90°F’ye yükseltti, suyun kaynama noktası ise 240 °F’den 212°F’ye indi.
Ölçeğin kendisi ve geçirdiği değişim pek mantıklı değildi ama termometreleri iyi çalıştığı için Fahrenheit’ın dereceleri genel kabul gördü. Termometrenin iyi çalışması da kısmen Fahrenheit’ın cıvayı arıtma yönteminden kaynaklanıyordu. Fahrenheit dereceleri halen (standart atmosferik basınç altında) donma ve kaynama noktaları için kullanıyoruz ama artık sağlıklı bir insanda 98.4-98.6°F aralığına düşen kan sıcaklığı derecesini kullanmıyoruz.
Her şeye karşın, yeni ölçeğe kısa sürede rakip geldi. Fahrenheit’ın 1736’daki ölümü üzerinden çok geçmeden, Anders Celcius 100 derecelik bir ölçek oluşturdu ve iki sabit nokta belirledi: Suyun donma noktası ve suyun kaynama noktası. İşin ilginci, Celcius’un 100 °C’yi donma noktası, 0°C’yi ise kaynama noktası olarak seçmesiydi.