Su Üzerinde Nasıl Durulur?
Günümüzde Yüzme Eylemi
Günümüz dünyasında spor, geniş kitlelerce hem eğlenmek adına hem de sağlıklı yaşamak adına oldukça ilgi çekmektedir. Kimileri için onulmaz yaşam şekli, kimileri içinse sıradan bir hobi ya da tutkulu bir aşk. Sağlık için de olsa hobi için de olsa hatta ve hatta tutku için bile olsa sporun birçok dalı mevcuttur.
Özellikleri bakımından masada, çimde, parkede ya da dijital ortamda yapılan sporların en ilgi çekici seçeneklerinden birisi de yüzmedir.
İnsan, top, balık, sörf tahtası… gibi herhangi bir nesnenin su yüzeyinde havada kalması için söz konusu nesnenin ya da varlığın sudan hafif olması fiziki açıdan zorunludur. Ancak verdiğimiz örnekte de görüldüğü gibi bu işte bir zıtlık var. Çünkü büyük fizikli insanlar zayıf insanlara göre su üzerinde daha rahat ve başarılı şekilde kalabiliyor.
Zayıf ya da kilolu insanlara göre daha hafif olan insanlar suyun yüzeyinde kalabilmek adına çırpınıp dururlar fakat ağır insanların böyle bir dertleri yoktur. Ağır ve kendinden emin hareketlerle zemin ayaklarının altındaymışçasına rahat durabilirler. Bunun başlıca sebebiyse yoğunluğun kiloya göre bir adım öne çıkmasıdır. Yani kütle hafifliğe daha ağır basmaktadır.
Yüzme Devinimi
Yüzme devinimi, belirli bir derinlik ve uzunluktaki su kütlesinin içinde bir uçtan bir uca farklı yüzme şekillerinin sergilenmesini ortaya koyar. Hayvanlarda bir bakıma içgüdüsel olsa da insanlarda tamamen öğrenmeye dayanarak sonradan edinilen bir eylemdir.
Su üzerinde rahatça yüzen birisi salt su üzerinde sabit kalamayabilir. Su yüzeyinde rahatça durabilmek balıklarda olduğu gibi içgüdüsel bir durumdur ve ilk nefes alındığında yavaş yavaş edinilir. Yüzmeyse çeşitli idmanlar ve alıştırmalar sonucu bir denge oluşumu kazanıp öğrenilen bir durumdur.
Suyun Ölçümü
Suyun bir litre ölçümündeki ağırlık 1 kilogramı işaret etmektedir ayrıca 1.00 ile gösterilir. Bu belirtilen oran suyun ölçülmüş yoğunluğudur. Her insan yüzebilmek için belirli oranda beden sistemi gereklidir. Bu beden sisteminin ölçülmüş yoğunluysa farklılık gösterebilir.
İnsan bedenindeki kemiklerin 1.80, kol ve bacak adalelerinin 1.05, beden endeksi yağ oranlarının 0.94 ve ciğerlerde bulunan havanın 0.00 oranında ölçülmüş yoğunluğu mevcuttur. Görüldüğü üzere her oran birbirinden farklıdır ve var olan adetlerine göre belirli yüzdesi alınırsa, ortaya çıkan gerçek suyun yoğunluğunun oldukça altındadır.
Bu da şu sonucu ortaya çıkarır ki, ısrar edilse dahi suyun dibinde kalabilmek mümkün değildir. Ağırlığı kaç kilogram olursa olsun insanları yüzeye iten tek nesne sudur.
Yukarıda verdiğimiz örnek yalnızca insanlar üzerinde geçerli olan bir neden değildir. Memeli hayvanların geneli suyun üzerinde uzun sürelerce rahatlıkla kalabilir. İnsanların bazı fiziki durumları su yüzeyinde kalabilme yetilerini olumsuz yönde etkileyebilir. Bunun başlıca sebebiyse bu kişilerin beden yoğunluklarının üst düzeyde olmasıdır. Tüm bunlar bir araya gelince de suyun üzerinde rahat kalamayıp çeşitli hareketlerle olması gerekenden daha fazla güç sarf etmektedirler.
Erkekler ve kadınlar arasındaki yoğunluk dereceleri farklıdır. Araştırmalara göre kadınların yoğunluğu erkeklere göre daha azdır ve su kendilerini daha rahat taşımaktadır.