Ortaçağ’da insanlar Dünya’nın tepsi gibi düz olduğuna inanıyorlardı. Günümüzde de bu teori çok konuşuldu, hatta Dünya düz olsa ne olurdu şeklinde makaleler yayımlandı. Agartha, Kayıp Dünya gibi isimlerle de anılan Oyuk Dünya teorisi de düz Dünya teorisi kadar popüler.
Bu teoriye Jules Verne’in “Dünyanın Merkezine Yolculuk” isimli kitabı ve uyarlanan sinema filminde de değinilmişti. Teori, 2016 yılında yüzyıllardır gizemli şekilde varlığını sürdüren devasa bir ojenin keşfedilmesiyle yeniden gündeme geldi. Gelin Oyuk Dünya teorisini irdeleyelim.
Oyuk Dünya Teorisinin Geçmişi 2 Bin Yıllık
Oyuk Dünya Teorisi, Dünya’nın küre şeklinde olup içi oyuk olduğunu, kutuplarında delikler olduğunu savunan teoridir. Kimileri için Oyuk Dünya teori değil, kurgudur. Esasında Oyuk Dünya, Eski Yunan ve Hristiyan geleneklerinde de izlerine rastlanmış bir olgudur.
Efsaneye göre uzaysal bir ırk, Himalaya Dağları’nın altındaki mağaralara yerleşmiştir. Uzaylı ırkın insanları sonradan Agartha ve Shamballa olarak ikiye ayrılmıştır. İyilik, dürüstlük yolunu simgeleyen Agartha dünya toplumlarından uzak kalmayı tercih etmiştir. Karanlık yolu simgeleyen Shamballa ise dünyayı ele geçirmek ister.
Büyük delikler uydu fotoğraflarıyla kanıtlanan ve Kuzey ve Güney Kutbu’nda olduğuna inanılan deliklerdir. Giza’daki Büyük Piramit’in tabanındaki gizli odalarının Agartha’ya bağladığına inanılır. Nevşehir, Niğde, Göreme gibi bölgelerdeki mağaralar ve tüneller ağı da bu teoriyi desteklemektedir. İç Dünya’ya Mısır, Tibet, Yucatan, Bermuda Üçgeni, Rusya ve Afrika’dan girişler vardır.
Oyuk Dünya teorisinin olgunlaşması
Amerikan Ordusu subayı, tüccar ve öğretim görevlisi John Cleves Symmes Jr., söz konusu ırkın kökenlerini aramak için Tibet’e gitmiştir. Tibetli rahiplerden Agartha ve Shamballa hakkında aldığı bilgileri aktarmış. Bu bilgilere göre Oyuk dünya girişlerinden biri kutuplardadır. Bu bilgi üzerine 1939’da Naziler 3 denizaltı ve 5 gemiden oluşan keşif ekibini kutuplara gönderir.
John Cleves Symmes Jr., 1818’de insanlara bir mektup yollamıştı. Mektupta şöyle yazıyordu: “Bütün dünyaya: Yeryüzünün içi boş ve yaşanılır durumda olduğunu beyan ediyorum. İç içe konulmuş birçok katı küreden meydana gelip kutuplarda bir girişi vardır. Bu söylediklerimin gerçek olduğunu ispat etmeye hazırım. Dünya bana yardım ederse yeryüzünün içini keşfedeceğim.”
1940’ta Adolf Hitler Oyuk Dünya’nın girişinde üst kurulmasını bildirmiştir. Ünlü denizaltı komutanı Heinrich Brodda önderliğinde Oyuk Dünya’ya ilk yerleşim kurulur.. Wolf Slotz isimli bu yerleşim bilinmeyen bir sebeple kaybolmuştur. Tirol harita uzmanı ve sanatçı Brodda’nın haritası Oyuk Dünya’nın girişini açıkça ortaya koymuştur. Buraya yapılacak keşif gezisi bilinmeyen bir nedenle iptal edilmiş ve haritalar toplatılmıştır.
Sivil bir dış istihbarat servisi CİA, Oyuk Dünya’ya girmek ve kaybolan Nazi üssünü bulmak için operasyon başlatmıştır. CİA, aynı zamanda araştırma yapmayı amaçlamıştır. Filo 13 gemi, 33 uçak ve 4700 personelden oluşuyordu. Askerlerin ifadelerine göre filo su altından çıkan disk şeklinde araçların saldırısına uğramıştır. Saldırının ardından geri çekilmiş ve çığ düşmesi ve kazan patlaması gibi durumlardan kaynaklanan kayıplar olduğu bildirilmiştir.
İlk tanık Amiral Richard Byrd oldu
Oyuk Dünya, 2011’de “Lazeria Map Collection” isimli belgeselde yeniden gündeme gelmiştir. Efsanenin tek tanığı, Kayıp Dünya teorisini doğrulayan ise Amiral Richard Byrd olmuştur. Byrd’ın keşfi, günlüğünde belirttiklerine göre şöyle gerçekleşti: 19 Şubat 1947 günü bir telsizci ile birlikte Kuzey Kutbu’na bir uçuş yapma görevi aldı.
Yolculuk sırasında 1000 metreye kadar indiğinde kar yağarken gökyüzünün tüm renklere büründüğü bir manzarayla karşılaştı. 8900 metreye çıktığında haritada bulunmayan dağların arasında ve tam ortada nehir ve orman olduğunu gördü. Oysa coğrafi koşullara göre orman yerinde buz ve kar olması gerekiyordu.
4000 metreye kadar indiğinde farklı bir ışığın ve garip hayvanların bulunduğu tamamen yeşil bir alan ile karşılaştı. Gördüklerini üsle paylaşmak istediğinde telsiz bağlantısı kuramadı. Kent benzeri bir yere yaklaşırken uçak bilinmeyen bir güç tarafından kontrol altına alındı. Uçağı kontrol eden parlak uçan cismin üzerinde bir gamalı haç işareti vardı. Telsizden bir ses duydu. “Bölgemize hoş geldiniz Amiral. Sizi 7 dakika içinde indireceğiz. Güvenli ellerdesiniz, rahat olun.”
İsveç ya da Alman aksanıyla konuşan kişinin uyarısının ardından uçak kendi çevresinde dönmeye başladı. Şiddetle titreyen uçak yere temas ettiğinde Amiral, çok uzun boylu sarışın insanları ve uzaktaki parlak binaları gördü. Amiral Üstad’ın huzuruna çıkacağını öğrendi.
Amiral Richard Byrd’ın günlüğü
“İçeri giriyorum, çarpıcı renkler görüyorum, oda büyüleyici ve çok etkileyici. Karşımda çok güzel bir insan var, gördüklerimi anlatamıyorum, bildiğim sözcükler buna yeterli değil. İnsan gibi ama çok daha ötesinde, huzur ve mutluluk yayıyor. Düşüncelerim kesiliyor, melodik ve sıcak bir sesle konuşuyor; ‘Yerimize hoş geldiniz Amiral’
O, bir erkek, yüzünde çok uzun yılların izleri var, uzun bir masada oturuyor sonra kalkıp, bana oturmam için gösteriyor. Oturuyoruz, bana bakıp gülümsüyor ve yine o yumuşak ve melodik sesle konuşuyor; ‘Sizin buraya girmenize izin verdik çünkü siz dünyanın yüzeyinde tanınan asil birisiniz.’ Dünyanın yüzeyi mi? diyor ve soluğumu tutuyorum.
Gülümsüyor ve; ‘Evet, şu anda İç Dünya´nın Arianni bölgesindesiniz. Sizi görevinizden fazla alıkoymayacağım, güvenle yüzeye geri döneceksiniz. Ama şimdi Amiral, sizi neden buraya çağırdığımızı söyleyeceğim. Irkınızın Japonya´da Hiroshima ve Nagasaki´de patlattığı ilk atom bombalarıyla çok ilgiliyiz. Bu nedenle alarma geçtik ve uçan araçlarımızı yolladık, biz bunlara ´Flugelrad´ diyoruz.
Sizi gözlüyorlar ve ırkınızın yüzeyde ne yaptığını araştırıyorlar. Bütün bunlar geçmişte kaldı Amiral ama biz devam etmek zorundayız. Irkınızın savaşlarına ve barbarlığına daha önce hiç karışmadık ama şimdi durum farklı. İnsanlık için uygun olmayan doğal bir gücü yani atomik enerjiyi öğrendiniz. Özel görevlilerimiz dünyanızdaki güçlere mesajlar veriyorlar ama henüz bir tepki vermediler. Şimdi sizi dünyamızın varlığını gören bir tanık olarak seçtik. Irkınızdan binlerce yıl daha eski olan kültürümüzü, bilimimizi göreceksiniz Amiral’”
Amiral, dönüşte Pentagon’daki bir toplantıda bildiklerini anlattı. Amiral Byrd akıl hastası ilan edilerek bir tımarhaneye kapatılsa da ailesi açtıkları davayı kazarak onu hastaneden çıkarmıştır. Byrd ertesi gün bir intihar notu ile ölü bulunmuştur. Ancak intihar notu amiralin el yazısı ile yazılmamıştı.
Oyuk dünya ile ilgili filmler izlemek istiyorsanız Iron Sky filmini izlemenizi öneririz. Avatar da oyuk dünya teorisine yakın bir filmdir.
Oyuk dünya ile ilgili videolar
